Gazze’de saatler artık ölümü sayıyor.
Her 32 dakikada bir kişi bombalarla,
Her 2 saat 24 dakikada bir kişi açlıktan can veriyor.
Ve dünya hâlâ sessiz…

Geçtiğimiz yazıda, bu suskunluğun vicdanları nasıl susturduğunu, insanlığın nasıl göz göre göre öldüğünü anlattık.
Ama yetmez.
Çünkü yalnızca duygular değil, sebepler de konuşmalı artık.
Bu zulüm nasıl bu kadar uzun sürdü?
Neden bir çocuk için dünya yerinden oynamıyor?
Ve asıl soru şu: Dünya neden görmüyor?

1. Haritalar Değil, Çıkarlar Konuşuyor

Filistin, yüzyılı aşan bir işgalin, sömürünün ve kuşatmanın adıdır.
Ama mesele sadece toprak değildir.
Bu bir harita savaşı değil, bir hakikat savaşıdır.
Ve maalesef, uluslararası sistemin terazisi hep güçlüden yanadır.

ABD ve bazı Batılı müttefikleri için İsrail, Ortadoğu’da bir karakol gibidir.
Hukuk değil, çıkarlar belirler tavırları.
İsrail’e her yıl milyarlarca dolarlık silah yardımı yapılırken, Gazze’ye ilaç girişi bile engellenir.
Dünya görmüyor değil; bakıyor ama görmek istemiyor.

2. İnsan Hakları mı Dediniz? Seçicilik Sistemi

Ukrayna işgal edildiğinde dünya ayağa kalktı.
Üç ayda 143 BM üyesi kınama yayınladı, yardım tırları gönderildi, yaptırımlar uygulandı.
Filistin’de ise 75 yıldır her gün işgal, her gün ölüm, her gün yıkım var…
Ama hâlâ “taraflara itidal” çağrısı yapılıyor.

Sahi, hangi çocuk daha masum?
Ukrayna’daki mi, Gazze’deki mi?
Hangi can daha değerli?
Bu soruların cevabı yok.
Çünkü insan hakları sistemi, adalet değil, imaj yönetimiyle işliyor.

3. İslam Dünyasının Çaresizliği

Bir başka büyük trajedi ise içeriden geliyor:
Kimi ülkeler çıkar uğruna sessiz,
Kimi rejimler kendi halkından korktuğu için tepkisiz.
Kudüs için nutuk atılıyor ama Gazze için harekete geçilmiyor.
Bölünmüş, parçalanmış, birbirine düşman edilmiş bir coğrafyada,
Filistin yalnız kalıyor.

4. Türkiye Ne Yapmalı?

Türkiye zaman zaman güçlü söylemlerle sahneye çıkıyor.
Ama sadece söylem değil, sistemli diplomasi, kararlı medya stratejisi ve uluslararası hukuk adımları gerekiyor.
Mavi Marmara’nın ardından gelen yalnızlaştırma dalgası iyi okunmalı.
Bugün güçlü bir kamu diplomasisi, Filistin için küresel bir hukuk seferberliği oluşturulmalı.

5. Susma! Çünkü Susmak Suç Ortaklığıdır

Bu yazı, sadece gözyaşı değil, irade çağrısıdır.
Sosyal medyada üç paylaşım yapmakla değil, düşünce üretmekle, hatırlatmakla, anlatmakla sorumluyuz.

Çünkü dünya sessiz kaldıkça, çocuklar bombaların sesiyle uyanmaya devam edecek.
Ve biz susarsak, o bombanın bir gün bizim evlerimize düşmeyeceğinin garantisi kalmayacak.

Ey insanlık!
Bugün bir halk değil, bir hakikat yok ediliyor.
Susarsan suçlusun. Görmezden gelirsen ortaksın.
Çünkü Filistin’de sadece insanlar değil,
adalet, hukuk, vicdan ve insanlık da hedef alınıyor.

Durmuş ÇELİKTEN
Bir sonraki yazı: “Bir Haritanın Ortasında Ölmek: Filistin’in Kaderi mi, Kıyameti mi?”