Bilmeyenler için Erol Erdoğan’ı ne kadar anlatsak da eksik kalacağını bilerek başlayalım. Çünkü o, sadece bir yazar ya da eğitimci değil; aynı zamanda memleketini zihninde ve kaleminde daima taşıyan bir kültür işçisidir.

1969 yılında Sinop’un Boyabat ilçesine bağlı Cuma Kayalı (Gürlen) köyünde dünyaya gelen Erdoğan, çocukluk yıllarını Karadeniz’in bu mütevazı coğrafyasında geçirdi. İlk öğrenimini köyünde tamamladıktan sonra, 1979 yılında İstanbul’a göç etti. Ancak Sinop’un doğası, köy yaşamının sıcak komşuluk ilişkileri, geleneksel çocuk oyunları ve sözlü anlatı kültürü, onun hayal dünyasını derinden şekillendirdi.

Bu birikim, ileride yazacağı kitapların ve yürüttüğü projelerin temel taşlarından biri haline gelecekti. Edebiyata ve düşünceye olan ilgisi onu kalemle buluşturdu. İlk kitabı İnsan Mevsimi, doğrudan bu çocukluk birikimlerinin üzerine inşa edilmiş bir metindir. Toplumsal yaşamın kalıplaşmış kabullerini sorguladığı bu eserinde, kendi geçmişinin ve Sinop’un izlerini açıkça görmek mümkündür. Yazın serüvenini İstanbul’da sürdüren Erdoğan, Sinop’ta başlayan bu yolculuğa sadık kalarak gelenek ile modernite arasında köprü kuran bir çizgi izledi. Sinop kültürü ve memleketine dair unsurlar, onun kaleminde her zaman kendine yer bulur. İnsan Mevsimi (2013) adlı deneme kitabı, farklılıkların yitirildiği modern dünyada öz kimlik arayışını anlatırken, Erdoğan İstanbul’da gazetelerde yayımlanan köşe yazılarında da Sinop’un zengin folklor ve kültürüne vurdu yapar.

“Sinop ve Boyabat Mutfağı” başlıklı yazılarında, Sinop mantısı ve Boyabat incir uyuşturması, piruh, börek, pekmez, eğşi, cevizli tatlılar gibi sayısız yöresel yemeği anlatır. Diğer eserlerinde de dolaylı yoldan Sinop kültürünün izlerini görmek mümkündür. Çocuk oyunları üzerine yaptığı çalışmalar ve kitaplar, onun çocukluğunda oynadığı geleneksel oyunların derlenip geleceğe taşınmasına hizmet eder. 2014’te yayımlanan Çocuk Oyunları kitap seti, Erdoğan’ın 1997’den bu yana derlediği halk oyunlarının bir kısmını içerir ve kültürel miras niteliğindeki bu oyunları kayıt altına alır.

Yine Oyun Sözü (2017) ve Saklambosi (2019) gibi eserlerinde Anadolu’nun oyunlarda kullanılan tekerleme ve manilerini, sözcük hazinesini araştırıp derleyen yazar, çocukluk yıllarından aşina olduğu sözlü kültürü bilimsel bir titizlikle kitaplaştırmıştır. Bu çalışmalar, Sinop ve çevresindeki çocukluk hatıralarının akademik ve edebi bir ürüne dönüşmesinin örnekleridir. Ayrıca Erdoğan’ın Oyun Kimin? (2023) adlı eserinde aile, sokak, şehir, toplum gibi olguların değişimini “oyun” merceğinden irdelediği görülür. Bu değerlendirmeler, küçük bir Karadeniz şehri olan Sinop’tan metropole uzanan yaşam tecrübesinin, onun eserlerinde şehir ve toplum temasında yankı bulduğunu göstermektedir.

Erol Erdoğan, bir yazar ve eğitimci olarak özellikle gençlerin eğitimi, okuma alışkanlığı ve kültürel gelişimi konularına öncelik veren bir düşünce dünyasına sahiptir. Eğitim sistemine dair kaleme aldığı yazılar, ulusal basında geniş yer bulurken; aynı zamanda Millî Eğitim Bakanlığı’nda danışman olarak görev alarak, eğitim politikalarının şekillenmesine doğrudan katkı sunmaktadır.

Erdoğan’ın eğitim yaklaşımının merkezinde; gençlerin sorgulayan bireyler olarak yetişmesi, eleştirel düşünme becerilerinin gelişmesi ve kültür-sanatla harmanlanmış bir öğrenme atmosferinin inşası yer alır. Çocuk ve gençlik politikaları üzerine yürüttüğü çalışmalar, eğitimi sadece akademik başarıyla sınırlamayan; oyun, edebiyat, sanat ve hayatın içinden gelen deneyimlerle bütünleştiren bir bakış açısını yansıtır. Bu vizyonun somut örneklerinden biri olan Oyun Kimin? adlı eseriyle, çocukluğun, oyunun ve toplumun kesişim noktalarını düşündürücü bir şekilde ele almış; bu yönüyle 2023 yılında Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından “Yılın Fikir Adamı” ödülüne layık görülmüştür. Bu ödül, Erdoğan’ın hem entelektüel derinliğini hem de gençliğe adanmış idealist duruşunu takdir eden önemli bir göstergedir. Erol Erdoğan, nerede yaşarsa yaşasın, memleketi Sinop ile bağını daima diri tutmuş, kentin eğitim ve kültür hayatına çeşitli şekillerde katkıda bulunmuştur. Bu bağlılığın en belirgin yansımalarından biri, Sinop’taki gençler üzerindeki olumlu etkisidir. Erdoğan, memleketinin gençlerine ilham vermeyi bir sorumluluk olarak görmüş; Sinop Üniversitesi ile Sinop İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği birçok etkinlikte öğrencilerle bir araya gelmiştir.

Bu buluşmalarda çocuk-ebeveyn ilişkilerinden yazar olma sürecine, eğitim hayatından sanatın önemine, okuma ve yazma becerilerinden edebi üretim ipuçlarına kadar pek çok konuda deneyimlerini paylaşmıştır. Özellikle “Aklımda Bir Sorum Var, Cevabı Nedir Hocam?” başlıklı etkinliklerde, öğrencilerin merakla yönelttiği sorulara içtenlikle cevap vererek onları yüreklendirmiştir. Erdoğan, yalnızca merkezde değil; Gerze, Boyabat, Ayancık, Dikmen, Erfelek, Durağan ve Saraydüzü gibi Sinop’un tüm ilçelerinde düzenlenen panellerde de yer almış, edebiyata ilgi duyan gençler için bir rehber, bir motivasyon kaynağı olmuştur. Onun bu çabaları, Sinop’ta kültürle iç içe bir gençliğin yetişmesine katkı sağlayan kıymetli bir örnek oluşturmaktadır.

Erol Erdoğan, N’apsak Bu Gençleri? adlı kitabı çerçevesinde, özellikle yetişkinlerin ve yaşlıların genç kuşaklara yönelik taşıdığı önyargıları sorgulayan, bu önyargıların sosyal ilişkiler üzerindeki etkilerini görünür kılan derinlikli bir analiz sunmuştur. Bu çalışmasıyla, gençlerle kurulacak daha sağlıklı ve anlayış temelli ilişkiler için toplumsal bir farkındalık oluşturmayı amaçlamıştır. Millî Eğitim Bakan Danışmanı olarak görev yapan Erdoğan, Türkiye’nin dört bir yanında gençlerle buluşarak, onların sesine kulak vermekte; dertlerine, hayallerine, sorularına samimiyetle yaklaşmaktadır. Onu farklı kılan ise yalnızca konuşan değil, dinleyen bir yetişkin olmasıdır. Kendi ifadesiyle, “her alanda sahici bir hayat inşa etmek” idealine inanan Erol Erdoğan, bu sahiciliğin kaynağını memleketi Sinop’un insanlarında, değerlerinde ve kültürel dokusunda bulur. Sinop’un rüzgârını arkasına alarak çıktığı bu uzun yürüyüşte hem doğup büyüdüğü topraklara hem de ülkenin dört bir yanındaki eğitim ve kültür hayatına anlamlı, derinlikli ve kalıcı katkılar sunmaya devam etmektedir.