Bayramlar, toplumun ortak değerlerinin yeniden canlandığı, insanların birbirine yakınlaştığı, sevgi ve dayanışmanın güçlendiği özel zamanlardır.

Kurban Bayramı ise bu anlamda yalnızca bir ritüel değil, aynı zamanda paylaşmanın, fedakârlığın ve sosyal adaletin sembolüdür.

Kurban ibadeti, insanlık tarihi kadar eskidir. Hz. İbrahim’in (A.S.), oğlu İsmail’i kurban etme sınavından geçmesi ve son anda bir koçun kurban olarak gönderilmesi, teslimiyetin ve sadakatin en büyük örneklerinden biridir.

Bugün de Müslümanlar, bu kıssadan alınan dersle, Allah’a (C.C.) yakınlaşmak ve O’nun rızasını kazanmak için kurban keserler.

Ancak Kurban Bayramı sadece bir kesim eylemi değildir. Kurban, etin paylaşılması, ihtiyaç sahiplerinin gözetilmesi ve toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi için bir fırsattır.

Askıda Kurban Payı

Bu noktada, modern dünyanın yardımlaşma modellerinden biri olan "Askıda Kurban Payı" uygulaması, bayramın ruhunu daha geniş kitlelere ulaştırma potansiyeline sahiptir.

“Askıda ekmek” geleneği, Osmanlı’dan bu yana Anadolu’da varlığını sürdüren bir yardımlaşma modelidir. Bir kişi fırından ekmek alırken, bir başkası için de ödeme yapar ve ihtiyaç sahipleri bu ekmeği ücretsiz alabilir.

Bugün bu gelenek, “askıda giysi”, “askıda fatura” ve “askıda yemek” gibi projelerle çeşitlenerek devam etmektedir.

Peki neden "Askıda Kurban Payı" olmasın?

Bu paylaşma modeliyle şu adımlar izlenebilir:

Maddi durumu iyi olan bir kişi, kurbanını kestikten sonra bir payını “askıya bırakır.”

Bu pay, güvenilir bir hayır kurumu, belediye, cami görevlileri ya da mahalli esnaf aracılığıyla belirlenen ihtiyaç sahiplerine ulaştırılır.

Mazeretleri sebebiyle kurban kesemeyen kişiler ise doğrudan bir bağışla bu sisteme katkı sunabilir; bağışlanan kurban vekâlet yoluyla kesilerek paylar yoksullara dağıtılır.

Mahalle bakkalı, kasabı veya kurban komisyonları, “askıda kurban payı” toplayarak kendi çevrelerinde yaşayan ihtiyaç sahibi ailelere kurban etini ulaştırabilir.

Bu sayede yoksul aileler bayramın bereketinden mahrum kalmaz.

Yukarıda belirttiğimiz gibi şehir hayatında mazeretleri sebebiyle kurban kesemeyenler de bu ibadete dolaylı yoldan ortak olabilir. Bu uygulamayla paylaşma, yardımlaşma, dayanışma kültürü somut ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşur.

Toplumsal Dayanışmanın Simgesi

Kurban Bayramı’nın en önemli mesajlarından biri, “birlikte yaşama ve sevinçleri birlikte tatma bilinci”dir.

Günümüz dünyasında milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşıyor. Savaşlar, göçler ve ekonomik krizler, insanları en temel gıda ihtiyaçlarından dahi mahrum bırakıyor.

Böyle bir dünyada, bir et parçasını paylaşmak; bir insanın yüzünü güldürmek, bir ailenin bayram sevincine ortak olmak anlamına gelir.

Askıda Kurban Payı uygulaması, bu bilinci yaygınlaştırmak için güçlü bir adım olabilir. Hayır kurumları, belediyeler, esnaf ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) aracılığıyla organize edilen sistem; kurban ibadetini yerine getiren yardımseverlerle ihtiyaç sahiplerini buluşturabilir.

Bayramın Ruhunu Yaşatmak

Bayramlar yalnızca tatil günleri değildir. Bayram; çocukların sevindiği, büyüklerin hatırlandığı, yoksulun gözetildiği, komşunun kapısının çalındığı günlerdir. Kurban Bayramı ise bu anlamda, paylaşmanın en somut örneğidir.

"Askıda Kurban Payı", bu geleneği yaşatmanın modern bir yoludur.

Unutmayalım ki, birinin duasını almak, bir çocuğun tebessümüne vesile olmak, bir ailenin sofrasına katkı sunmak; en büyük kazançtır.

Bu bayramda, sevdiklerimizle birlikte sağlık ve huzur içinde olmanın mutluluğunu yaşarken; "Askıda Kurban Payı" geleneğini hayata geçirerek bayramın bereketini daha geniş kitlelere ulaştırabiliriz.

Nice birlik, beraberlik ve paylaşım dolu bayramlara…