Yerel gazetelerin sayfalarına şöyle bir göz attığınızda, Sinop'ta yaşanan trafik kazalarıyla ilgili haberlerin sıkça karşınıza çıktığını görürsünüz. "Yine bir kaza haberi," diye içimizden geçiririz.

Bu durum, sadece bir izlenimden mi ibaret, yoksa gerçekten de Sinop'un yolları tehlikeli hale mi geldi? Bu sorunun cevabı, basit bir evet ya da hayırdan çok daha fazlasını barındırıyor.

Sinop'ta Trafik Kazaları: Bir İzlenim mi, Gerçek mi?

Gazetelerde, internet sitelerinde veya sosyal medyada hemen her gün yeni bir kaza haberiyle karşılaşıyoruz: "Otomobil şarampole yuvarlandı," "Motosiklet sürücüsü hafif yaralı," "Tır yoldan çıktı"...

Bu haberlerin sıklığı, insanı ister istemez "Sinop’ta trafik kazaları arttı mı?" sorusunu sormaya itiyor. Bir yandan şehir merkezinde ve çevre yollarında yoğunlaşan araç trafiği, diğer yandan virajlı yollar, bu izlenimi güçlendiriyor.

Bu, sadece bireysel bir gözlem değil, aynı zamanda rakamlarla da desteklenen bir gerçeklik olabilir.

Elbette, bir şehrin trafik kazası istatistiklerini doğru değerlendirmek için detaylı verilere bakmak gerekir. Ancak yerel medyada artan haber sayısı, tek başına bir gösterge olmasa da, toplumda genel bir endişe ve farkındalık yaratıyor.

Peki, bu kazaların temelinde ne yatıyor? İşin kolayına kaçıp, kazaların ardındaki sırlara sadece ‘sürücü hataları’ deyip geçmelimiyiz?

Kazaların büyük bir kısmı genellikle "sürücü hatası" olarak etiketlenir. Hız limitlerini aşmak, dikkatsizce şerit değiştirmek, cep telefonuyla konuşmak, alkollü veya uykusuz araç kullanmak gibi faktörler, ne yazık ki en yaygın kaza sebepleri arasında yer alıyor. Ancak sorunun sadece sürücülerde olduğunu düşünmek, resmin tamamını görmemizi engeller.

Yol koşulları da kazaların önemli bir diğer kaynağıdır. Sinop'un coğrafi yapısı gereği virajlı ve inişli çıkışlı yolları, özellikle yağışlı havalarda ekstra dikkat gerektiriyor. Yeterli aydınlatmanın olmadığı bölgeler, yol üzerindeki ani çukurlar veya düzensizlikler de riski artırıyor.

Bir diğer önemli faktör ise trafik yoğunluğu. Özellikle yaz aylarında artan turist sayısı ve şehir içi trafiğin sıkışması, sürücülerin sabırsızlaşmasına ve hatalı manevralar yapmasına yol açabiliyor.

Güvenli Bir Gelecek İçin Atılması Gereken Adımlar

Bu tablo karşısında ne yapmalıyız? Sadece "dikkatli olalım" demek yeterli mi? Elbette hayır. Sorunun çözümüne hem bireysel hem de kurumsal düzeyde yaklaşmalıyız.

Öncelikle, sürücü eğitimlerine daha fazla önem verilmesi gerekiyor. Sadece ehliyet almak için değil, yaşam boyu güvenli sürüş bilincini artırmak amacıyla periyodik eğitimler düzenlenmeli, kamu spotları yayınlanmalı.

İkinci olarak, yol altyapısının iyileştirilmesi şarttır. Yol üzerinde bilgilendirici hız sınırı ve tehlikeli virajlarda uyarı levhalarının artırılması, yeterli aydınlatmanın sağlanması, bozuk yolların onarılması ve gerekli durumlarda yeni yolların yapılması hayati önem taşıyor.

Son olarak, denetimlerin artırılması da caydırıcı bir etki yaratacaktır. Hız kontrol noktaları ve alkol denetimleri, sürücülerin kurallara uymasını teşvik eder.

Sinop'un doğal güzellikleriyle anılması gerekirken, trafik kazalarıyla gündeme gelmesi hepimiz için üzücü bir durum. Bu sorunu sadece gazetelerin manşetlerinde bırakmak yerine, el birliğiyle kalıcı çözümler üretmek hepimizin sorumluluğu.

Yoksa, yarınki gazete haberinde, Allah korusun, kaza yapan bizden biri olabilir.

OSMAN ÇAKIR
02 Eylül 2025