‘’Biz iyi olanlarız, çünkü biz Gazze'liyiz. Biz Gazze'nin gerçek sahipleriyiz. Biz halk kahramanlarıyız. Allah cc. bizimle merak etmeyin, Allah bize yardım eder, Rabbimiz bizi asla unutmaz! Ey İslam alemi halimize bakın, Allah'tan korkun! Allah'tan korkun ey Müslümanlar!’’ Gazze’li metanetli bir amcamın ümmete seslenişidir, bu inci gibi saçalanan sözleri…

Direnişin ve İnancın Adı Gazze’dir. ‘’Biz iyi olanlarız, çünkü biz Gazze’yiz.’’ Bu yalnızca bir aidiyet cümlesi değil, hakikatin ta kendisidir. Gazze; yıkıntıların, yoksulluğun, kuşatmanın ve karartılmış sokakların ardında insanlığın haysiyetini hâlâ dimdik ayakta tutan bir vicdan adasıdır. Bizler, tarihin her döneminde işgalin karşısında susmamayı seçenlerin torunlarıyız. Bizler, topraklarımızda toprağa gömülen bedenleri değil, toprağı mayalayan imanları görüyoruz. Biz halk kahramanlarıyız çünkü biz, zulme karşı suskun kalmayan bir neslin çocuklarıyız.

Gazze, sadece coğrafi bir alan değil; ahlakî bir duruşun, kulluk bilincinin ve ilahi adalete olan sarsılmaz inancın adıdır. Biz, taş atan çocukların alnındaki secde izinde Allah’ın inayetini arayan bir halkız. Bizi yok sayanlara, susanlara ve üç maymunu oynayanlara rağmen, "Allah bizimle" diyerek yaşamayı seçiyoruz. Merak etmeyin, Rabbimiz bizi asla unutmaz. Zira Kur’an bize vaat etmiştir: "Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara, 153)

Ey İslam âlemi! Biz can verirken siz neden dilinizi susturuyorsunuz? Sizin zengin sofralarınızda konuşulmayan her lokma, bizim sokaklarımızda öksüz kalan bir çocuğun gözyaşıdır. Allah’tan korkun! Zira Allah, zalimlere yardım edenlerle değil, zalimin karşısında duranlarla beraberdir. Bugün Filistin halkı, yalnızca fiziki bir direnişin değil, ahlaki bir imtihanın da yükünü omuzlamaktadır. Bu yük, ümmetin tamamına aittir. Sessiz kalmak, tarafsız olmak değil; zalimin yanında olmaktır. Veee "Allah, zalimlerin yaptıklarından habersiz değildir."

(İbrahim, 42)

Ey İslam âlemi! Halimize bakın. Allah’tan korkun! Suskunlukla değil, dayanışmayla sınanıyorsunuz. Biz, taş atan çocukların elinde Kur’an’ın nurunu görüyoruz. Onların gözlerinde "La tahzen, innallahe meana" "Üzülme, Allah bizimle beraberdir." (Tevbe, 40) ayetinin tecellisini yaşıyoruz.

Ey Müslümanlar! Gazze yalnızca bir şehir değil, sizin vicdanınızdır. O vicdanı yaşatmak sizin boynunuzun borcudur. Zira susmak, sadece dilin değil, kalbin de ölüme terk edilmesidir.

‘’Biz Gazze’nin gerçek sahipleriyiz.’’ Toprağımıza, onurumuza ve inancımıza sahip çıkarken, gözyaşlarımızın Allah katında şahitlik edeceğini biliyoruz. Biz yıkılmadık, çünkü biz Allah’a dayandık. Ve biz hâlâ buradayız; bombaların gölgesinde, duaların ışığında, sabırla büyüyen bir halk olarak.