covit 19 virüsünün yol açtığı Pandemiyle birlikte, insanoğlunun haleti ruhaniyesinde büyük değişiklikler meydana geldi.  ölüm korkusuyla panikleyen insanlar belkide bugüne kadar hiç yapmadıkları kadar alışveriş yaptı. Market raflarını adeta talan etti. Tüketemeyeceği için çöpe atmak zorunda kalacağı ihtiyaç fazlası yiyecek stokladı. Akabinde abd ve avrupa birliğinin kışkırtmaları ile rus ukranya savaşı patlayınca, gıda ve enerji krizi baş gösterdi. Hal böyle olunca fırsatı ganimete çevirmek isteyen, gözünü milletin cebine diken marketler, stokçuluğa ve etiketleri yukarı yönlü değiştirme yarışına ve mutfakta darbe yapma gayretine giriştiler. Hükümet aşırı pahalılığın ateşini söndürmek için birçok vergiyi sıfırlayarak ve askeri ücrete iki defa büyük oranda zam yaparak, devlet adına büyük fedakarlık yaptığı halde, bırakın fiyatların ucuzlamasını gözü doymaz market sahipleri, gerek döviz gerek enerji fiyatları yatay seyrettiği halde hergün etiketleri yukarı yönlü güncellemeye devam ettiler. Yapılan denetimlerde marketlerin depolarında rafta bulunmayan birçok ürünün, oldukça yüklü bir şekilde stoklandığı tespit edildiği halde, yapılan cezayi işlemler devede kulak misali etkisiz kaldı.  Binlerce şubesi ve binlerce çeşit ürün satan marketlerin etiketlerinde bir liralık oynamayla, verilen cezaların onlarca katını kazandığını acaba ticaret bakanlığı uzmanları hesaplayamayacak kadar bilgisizmi? yoksa işin içinde başka durumlarmı var?... Benim şahsi kanaatim bu gözü doymak bilmez güruh ülkede huzursuzluk çıkartmak, milleti sokağa dökmek, gezi olmadı, 15 temmuz tutmadı, birde ''mutfakta yangın'' çıkartarak deneyelim emri almışcasına hareket ediyor... Tüm Bu olanlara bir umut alternatif olur diye açılan, sayın cumhurbaşkanımız'ında alışveriş yaptığı çiftci kooperatif marketlerde diğerlerinden farksız; üstelik bazı ürünlerin dahada pahalı olduğu görülmüştür.... Tarladan 3 tl'ye çıkan ürünün raflarda 20--30 tl'ye satılmasının bir mantığı ve açıklaması olamaz. Savunmalarında maliyet artışını bahane eden bu doymazlar neyin peşinde?  kabaca hesapladığımızda dövizde birbuçuk kat, enerjide ikibuçuk kat, askeri ücrette bir kat artış olmuştur. ortalama kabaca iki kat artan maliyetler, ürün rafa gelene kadar ortalama altı kat artmıştır; aradaki bu dört kat haksız kazanç değilse nedir???. 2023'e girmemize sayılı günler kala, hükümet çalışanı enflasyonun ezici etkilerinden korumak için asgari ücreti oldukça iyi bir seviyeye getirebilmek amacıyla çalışmalar başlattı. lakin emekli maaşları enflasyon oranında artığı için, ortalama yüzde 15 civarında zam alacak; oysa enflasyonun ikici altı aydaki tüketiciye yansıması bu oranların çok çok üzerinde; ayrıca bu doymak bilmez güruha karşı gerçek manada caydırıcı tedbirler alınmazsa, bu gidişata dur denilemezse, zaten yukarı yönlü fiyat etiketleri ellerinde hazır bekleyen bu güruhun yapacağı zamlarla, işçi ve emekliye yapılan maaş artışlarının hiçbir önemi kalmayacaktır... Dünyanın krizlerle boğuştuğu bu dönemde, ülkemiz, milletimiz, ve mazlum halkların selameti için, tüm gayretleri ile çalışan, sayın Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetinden beklentimiz, çalışanların ve emeklilerimizin refah düzeyini iyi bir seviyeye çıkartıp, tedarikçi ayaklarıyla bir ürüne üç beş el değiştirtip fırsatçılık yapanlara, tekel oluşturup milleti soyanlara karşı etkin ve sert yaptırımlar getirerek, mutfaktaki yangını ortadan kaldırmasıdır... (ayrıca millet'çede az fırsatcı değiliz hani herkes üç liralık malını onüç liraya satma derdinde vesselam.)