Bir ekranın ötesinde kaybettiklerimiz...
Sabah uyanır uyanmaz gözlerimizi açmadan elimiz telefona gidiyor. Güne başlamadan ekranlarla temas kuruyor, bir nevi hayata değil, dijital bir dünyaya uyanıyoruz. Tuvalete telefonla giriyor, yemek yerken ekrana bakmadan kaşığı ağzımıza götüremiyoruz. Saatlerce ekran başında vakit geçiriyor, farkında olmadan zamanın akıp gidişine seyirci kalıyoruz.
Ekranlar, hayatımızı kolaylaştıran araçlardı bir zamanlar. Şimdi ise bizi esir eden birer zincire dönüştüler. Arkadaşlarımızla göz göze gelmek yerine, ekranlara bakıyoruz. Sohbetler kısaldı, yüz ifadeleri emojilere dönüştü. Sessizlikten, boşluktan korkar olduk; çünkü elimizdeki cihazlar, her boş anı doldurmak için tetikte bekliyor.
Günde üç saatten fazla ekran başında vakit geçiriyorsanız, bu yazı size bir uyarı niteliğinde. Kendinize sorun: “Zamanımı ben mi yönetiyorum, yoksa ekran mı beni yönetiyor?”
Dijital çağda yaşamak bir zorunluluk, ancak ona teslim olmak bir tercihtir.
Unutmayın:
“Ekranlar sadece gözlerinizi değil, hayatınızı da çalabilir.”