Gürsel Tekin, CHP Berlin derneğinin bir programına katılmak için Berlin’e teşrif etmiş. CHP derneğinde olmasak da bir STK yöneticisi olarak ev sahibi sayılırız. Bize yakışan ona hoş geldin demektir.
Lakin ayağının tozuyla Metropol FM’de haddini aşan bir açıklamada bulundu. Anadolu’da bir tabir var, “bıraktığımız yerde otluyor“ diye ki bunu rahmetli Taşar söylemiş ve hakkında dava açılmıştı. Gürsel bey de Gezi olaylarında kalmış olacak ki; “ Gezi olayları, 2011 yılından beri Türkiye’de rafa kaldırılan demokrasinin savunulması amacıyla yapılmış bir başkaldırıdır” dedi ve “önümüzdeki yıl yapılacak olan Belediye seçimlerinde İktidar partisine karşı bu muhalif kesimin ve de özellikle CHP’nin desteklenmesini istedi“.
Türkiye gibi büyük bir Ülkenin koskoca Anamuhalefet Partisinin önde gelen bir kurmayı, Federal Parlemento seçimlerine bir gün kalmış bir ülkeye geldiğinde Radio’dan, Türkiye’de bir sene sonra yapılacak Belediye seçimleri hakkında ve de 2-3 ay önce vuku bulan olaylar hakkında mı konuşmalı? Yoksa bir gün sonra yapılacak Almanya Federal Parlemento seçimleri için halka çağrı mı yapmalıydı?
Okurlarım bilirler, partizanlık yapmam. Yazılarım da her partiye eşit durur, eleştirilecekse eleştirir, övülecekse överim.
Adama sormazlar mı? dün ihtilal yapanların başbakanları asmalarına rıza gösteren, ihtilalleri teşvik eden, halka zulm ve baskıyı reva gören, seçilmiş milletvekillerini inançlarından dolayı meclise sokmak istemeyen, hak ve özgürlüklerin önünde set oldukları için sosyalist enternasyonalden atılmaları dahi söz konusu yapılıp tartışılan, İhtilal çığırtkanlığı yapan TV’lere ve gazetecilere parti kasasından milyonlarca TL para verip ceza alan,  köyleri, kentleri bombalatıp yakıp yıktıran, Jandarma dipçiğini köylünün sırtından eksik etmeyen..... söz konusu demokrasi ve insan hakları olduğunda, kırdığı yumurtalar, devirdiği çamlar ve yediği haltlar saymakla bitmeyecek kadar geçmişi sabıkalı olan bir partinin kurmay yöneticisi olarak yaptığı gerçekten acaip pişkinlik. Ya da „Berlindeyim, kimse nasıl olsa anlamaz“ diye düşünerek gurbetçiyi saf yerine koyma gafletinden başka birşey olmasa gerek!
CHP, gezi yekalılara ve de gezicilere sarılmakla, darbe çığırtkanlığı yapmakla, halkın değerleriyle uğraşmakla iktidar olunamazacağını hala anlamış değil. Gerçekten çok yazık.
CHP, iktidar olabilmesi için, önce kendini bir temizlemesi, aklaması, paklaması, dini tabirle siyaseten gusl abdesti alması gerekir. Bunun için CHP önce bir komisyon kurarak 1923 yılından bu yana Parti olarak sorumlulukları bulunan idamlardan, işkencelerden, katliamlardan, ihtilallerden ve insan hakkı ihlallerinden dolayı halkımızdan çzür dilemeli ve hala bu olaylara karışmış, taraf olmuş, yönetmiş ve yönlendirmiş olanlar varsa onları partiden uzaklaştırmalı ve hatta insanlığa karşı suç işledikleri için bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmalıdır ki ancak o zaman CHP doğru bir iş yapmış ve ister ibre, ister pusula ne derseniz deyin yönünü iktidardan yana doğrultmuş olur.
İkinci olarak CHP, Atatürkün vasiyetiyle konduğu İşbankası hisselerini ya Hazineye yani Ata’nın halkına devretmeli ya da bir ATATÜRK VAKFI kurarak oraya tahsis etmelidir. Yoksa hem miras yedi olacaksın, hem darbe çığırtkanlığı yapacaksın, hemde gelip berlinde 1 sene sonraki seçimleri konu edecek, bir gün sonraki seçimler hakkında sus pus olacaksın.
Ayağının ucunu göremeyen ama Futuristler gibi gelecekle ilgili ahkam kesen, onca üniversiteli varken hayatında Belediye başkanvekilliği haricinde dosdoğru iş yapmamış Lise mezunu kişileri partinin ve milletin önüne düşürüp iktidar olmaya kalkışacaksın.
Olur, millet de zaten hazır bekliyordu sizlere oy vermek için.
Atanın mirasını onca yıldır yiye yiye bitiremediniz, bozdurup bozdurup harcıyonuz.
Kendiniz miras yedisiniz.
Bari gurbetçiyi rahat bırakın!