Yıllardır başımıza musallat edilen terör belasından türkiye bir şekilde kurtulmak zorundadır.

1923 Lozan hezimetinin ardından ülkemiz 2023 yılına kadar bir takım yaptırımlarla esaret altına alındı. Tabi ki bunun yansıması millete Lozanın bir zafer olduğu şeklinde lanse edildi. Halbuki Türk ulusu milli mücadeleden büyük bir zaferle çıkmış, tüm cephelerde düşmanı adeta ezmiş, vatan topraklarından söküp atmıştı ancak savaşarak elde ettiği zaferler Lozanda masa başında elinden alınmış, yüz yıllık bir antlaşma ile yapabilecekleri sınırlandırılmış adeta esaret altına alınmıştır. 

Ülkenin idaresinde bulunan yöneticiler kendilerine dayatılanın ötesine geçememiş Türkiye, dünyadaki gelişmelerin hep gerisinde bırakılmış, enerjisini iç çekişmelerle tüketmiştir. Çok partili döneme geçildiğinde ülkesi için bir şeyler yapan insanlar mutlaka bu hizmetlerinin karşılığında cezalandırılmışlardır. Bunun çeşitli örnekleri vardır. Ülkemizin stratejik öneme sahip kilit noktalarında bulunan idareciler kökü dışarda olanlar tarafından kullanılmış ülkemizin lehine olabilecek tüm yatırım ve projeler engenlenmiş bilinçli bir şekilde ülkemiz geri bırakılmıştır. Bu zincirleri kırmaya ülkemizi özgürleştirmeye çalışan liderler türlü baskılara maruz bırakılmış, kah idam edilerek kah zehirlenerek, kah post modern baskıcı darbelerle al aşağı edilmiş. 

Ülkemiz ve milletimizin özgürleşmesine müsade edilmemiştir bu darbelerin yapılabilmesi için gerek görsel gerekse basın yayın yoluyla algı operasyonları düzenlenmiş, milletimiz sağcı-solcu, alevi-sünni, Türk-Kürt denilerek kamplara bölünmüş, kardeş kardeşe kırdırılmıştır. 

Tüm bunlar ülkemizin güçlenip ayağa kalkamaması, yeniden büyük türkiyenin tesis edilmemesi için iç çekişmelerle Türkiyenin enerjisi boşa harcatılmıştır. Bunun olabilmesi için dış güçlerin finase ettiği terör örgütleri kullanılmış, yerli işbirlikçiler ile sürekli kaos ortamı oluşturulmuştur. Hal böyleyken ülkenin son 12 yılına damgasını vurmuş, halkın teveccühleriyle üst üste iktidar yapılmış, hükümetimiz ülkemizin tam bağımsızlığına kavuşup özgürleşebilmesi için büyük mücadeleler vermiş, sağlık, eğitim, askeri, ekonomik ve ülkemizin imarı açısından büyük atılımlar yapmış ülkemizin itibarını artırmıştır. Türkiyenin gelişip kalkınması küresel şer güçleri rahatsız etmiş yazdıkları senaryolarda daha önce figuran olarak oynattıkları ülkemizi kalkıştıkları bir kaç darbe teşebbüsünde umduklarını bulamayınca hızlı bir şekilde  terör kartını tüm hızıyla devreye sokmuşlardır. Ancak unuttukları bir şey vardı ve Türkiye artık eski Türkiye değildi ve son 12 yılda hızlı bir şekilde kendi istihbarat araçlarını geliştirmiş kendi yazılımlarını kullandığı silahları üretmeyi başarmış, büyük ölçüde bağımsız bir duruma gelmişti.

Taşeron terör örgütü PKK, kalleş pusularla askerimizi şehit etmiş, ancak bu defa kaçamamış, kahraman askerlerimiz ve polisimiz başarılı operasyonlarla teröristlere göz açtırmamış gerek yurt içinde gerekse yurt dışında şer yuvaları bir bir yok edilmiş, teröristlere büyük zaiyatlar verilmiş, iki bini aşkın terörist etkisiz hale getirilmiş, bir çoğu örgütün elinden kaçarak devletin şefkatli bünyesine teslim olmuşlardır. Görünen odur ki, devletimiz terörün kökünün kurutulması için azimli ve kararlıdır bizimde milletçe terör belasından kurtulabilmemiz devletimizin yanında yer alarak her ne şekilde olursa olsun terör örgütlerine destek veren onları şirin göstermeye çalışan, yaptıkları eylemlere gerek bizzat giderek gerekse sözlü beyanatlarda bulunarak destekleyen siyasi partilerden desteklerimizi çekerek Türkiyenin tam bağısızlığına kavuşabilmesi ve 2023 hedeflerine güçlü bir şekilde ulaşabilmesi için elimizden gelenin en iyisiyle çalışmamız gerektiğine inanıyor, yeniden büyük ve müreffeh Türkiyeyle buluşmayı diliyorum.