Milletler mücadelesi artık yeni bir savaş konseptine evriliyor. “Böcek üret, hastalık saç, sonra ilacını sat” mantığıyla küresel güçler dünya tarımıyla oynuyor.
1960’lı yıllarda Türk tütününe atılan mavi küf hastalığını yapan bakterinin ilacını Amerika satmış, bu faaliyet yıllar sonra CIA raporlarında da ortaya çıkmıştı. Yine Sinop’ta arılarımızın ölümüne sebep olan Amerikan çalışmaları, dönemin Başbakanı Turgut Özal ile ABD Başkanı Bill Clinton arasında diplomatik krize yol açmıştı. Balı çok değerli olan kestane ağaçlarında görülen gal arısı da aynı merkezlerin projesi olarak gösteriliyor. Yakın zamanda Mardin’de zirai alanlara böcek atıldığı basına yansımıştı.
“Arı biterse hayat biter.” Bu gerçek, küresel güçler tarafından kendi çıkarları için kullanılmaktadır. Arılar için yonca ektirmiştim. İlk biçim öncesi tarlam mavi çiçeklerle dolmuştu, arılar için üç kat ekim yapmıştım. O dönemde tarlada ne çekirge ne de bambul arısı vardı. Ancak ikinci biçimde 45 dönümlük yonca tarlası tamamen çekirge ve bambul arısı istilasına uğradı. Bal arısı neredeyse hiç çiçeğe konmadı. Bunun sebebi tarım kredi kooperatifinden aldığım ithal yonca tohumları olabilir mi? Yoksa Karadeniz’de fındıklara musallat olan kokarca böceği gibi, yoncaları istila eden çekirgeler mi üretilip salınıyor?
Türkiye, havacılık kanununu değiştirmeli; turizm amaçlı da olsa helikopter uçuşlarını disipline etmelidir. ABD, Florida Gainesville’de yarasaların yaşadığı bir ormanlık bölgede dünyanın en büyük böcek üretim merkezini kurmuştur. Oradaki faaliyetlerin etkilerini Türk tarımında hissediyoruz. “Böcek at, hastalık saç, sonra ilacını sat” anlayışı tam anlamıyla biyolojik harptir.
ABD ve İngiltere’nin kurduğu HAARP Araştırma Merkezi de uzay teknolojileri üzerinden yeni bir savaş yöntemi geliştirmiştir. Biyolojik harp bilgisinden sonra bu kez deprem, sel, yangın, kuraklık ve yağmur bulutlarını yönlendirme yoluyla insanlığı tehdit etmektedirler.
Bu nedenle Türkiye’de milli uzay araştırmaları ve tarım araştırma-geliştirme üniversiteleri kurulmalıdır. Bilgisini satmayan bilim insanlarıyla ülkemiz, biyolojik harp ve uzay savaşlarına hazırlanmak zorundadır.
Topraklarımız gübre çöplüğüne döndü. Denizlerimizde zehirli balon balığı türüyor. Hayvanlarda yeniden şap hastalığı görülüyor. Peki neden Şap Enstitüsü kapatıldı? Ormanlarımız göz göre göre yanıyor. Küresel emperyalizm insanlığı açlık, doğa felaketleri ve suni afetlerle esir almak istiyor.
Artık terlikle uçak düşürmeyi hayal edenlerin ya da ideolojik kalıpların dışına çıkamayanların değil; bilgi ve bilimin silah olarak kullanıldığı bir dönemdeyiz. Çekirge istilasının araştırılması için Tarım Bakanlığı ilgili birimine örnek gönderdim. Ancak üniversitelerimizde entomoloji (böcek bilimi) bölümleri yok denecek kadar az.
Üniversitelerimiz; tarım, hayvancılık, ziraat, bitki ve tohumculuk, biyoloji, moleküler biyoloji ve gen bilimi alanlarında milli entomoloji araştırma merkezleri kurmalıdır. Bu yeni akademik kurumlar, milli güvenlik konsepti çerçevesinde planlanmalıdır.