Sığınmacılar ve kira artışı
Ülkemizde 13’üncü Cumhurbaşkanı Seçiminin ikinci tur süreci devam ediyor. İlk önce yurtdışı seçmeni sandığa gitti. Rehavete kapılmayan vatandaşlar sandıkların konulduğu mahallere âdete koştu. Oy kullananların sayısı neredeyse dün itibariyle 2 milyona ulaştı. 
Malumunuz ilk turda yurtdışı ve gümrüklerde oy kullanan seçmen sayısı 1 milyon 849 bin 470’i bulmuştu.
Seçmen tercihini ikinci turun adayları Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan yana, ya da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana yaptığı açık ve bilinen bir durum.
28 Mayıs’ta ülkemizde tekrarlanacak seçimde, partilerin temsilcileri ikinci turda da, ilk turda olduğu gibi seçmenin önlerine konan sandıklara koşar adımlarla gederek demokratik haklarını kullanmaları ve vatandaşlık görevlerini yerine getirmeleri yönünde. Rekor katılım yine gerçekleşir mi? Hep beraber bekleyip göreceğiz.
Bu arada bazı piyasa koklayıcıları boş durmuyor. Seçim sonrası özellikle ekonomide olabileceklere yönelik tahminlerde bulunarak vatandaşları endişeye sürüklüyorlar. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise endişeye mahal olmadığına vurgu yaparak müsterih olunmasını, her sorunun farkında olduklarını, sorunları çözecek gücün ve iradenin de kendilerinde olduğunu, gelecek beş yılda ülkemizin büyümeye devam edeceğini ve kişi başı gelirin 16 bin dolara ulaşacağını söylüyor. 
ATA İttifakı’nın adayı Sayın Sinan Oğan pazartesi günü akşam saatlerinde basın toplantısı düzenledi ve ikinci turda Cumhur İttifakı’nın adayı Erdoğan’ı destekleyeceğini açıkladı. Kimi destekleyeceği merak edilen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise seçimin yapılacağı güne 4 gün kalmasına rağmen Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu’yla mutabakat protokolü imzalama gayreti içerisinde. Özdağ’ın, parti olarak Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini açıklayacağına kesin gözüyle bakılıyor.
2023 seçimlerinde, sığınmacıların ülkelerine gönderilmesi belki de en çok konuşulan sorun oldu. Özdağ, sığınmacıların 1 yıl içinde gönderilmesinde ısrar ediyor. Doğruya doğru, haklıdır da. Sığınmacılar ülkemizde gerçekten bir sorun. Seçimi hangi ittifak kazanırsa kazansın, iktidara kim gelirse gelsin kısa ya da uzun vadede mutlaka çözüme kavuşturulması elzem. İstanbul’da sığınmacıların olmadığı semt kalmadı. Sayıları da gitgide çoğalıyor. 
Sığınmacılara insanî, islâmî ve vicdanî davranmak; merhametle, şefkatle yaklaşmak tabi ki de güzel bir şey ve büyük medeniyetimizin bir gereğidir. Ancak karar alma gücüne sahip irade başta olmak üzere yetkililerin ve sorumluların geleceği iyi okuyarak, sosyal hayata ve ekonomiye olumsuz etki eden önlemleri de ivedilikle almak yabana atılmayacak bir vazifedir. 
Hani 1 milyon kişinin güvenli ve gönüllü dönüşünü temin edecek adımlar atılacaktı. O adımlar atıldı da yoksa bizim haberimiz mi olmadı.
Vatandaşlarımız alım gücünün zayıflamasından şikâyetçi. Konut fiyatları zirveye ulaştı. Çoğu insanımız ulaşamıyor artık. Hayat pahalılığı ve ekonomideki daralma hayatı olumsuz etkiliyor. Son iki yılda konut satın almada ve kiralardaki fahiş fiyat artışları çekilmez bir hal aldı. Bunun nedeni olarak da sığınmacıların ülkemizdeki sayısal çokluğu görülüyor.   
Orta gelirli vatandaşların konut satın alması neredeyse imkânsız hale geldi, bari kirada oturdukları dairelerde rahat edebilecekleri tedbirleri alalım, yasal düzenlemeleri yapalım.