Asrın felaketini yaşadığımız böyle bir süreçte, bir tarafta yaraları sarmak için çırpınanları, ve böyle acı bir durumdan kaos çıkartmak isteyenleri, ibretle seyrettik. Yalanlar, iftiralar, dezenformasyon'lar havalarda uçuştu. Depremlerle alakalı tedbirlerin alınması için hiçbir çalışma yapılmadığını ısrarla dillendirenler, 23 Ekim 2011 Van depreminden sonra, Sayın cumhurbaşkanımızın çevre ve şehircilik bakanlığına verdiği talimatla çalışmalar yaptığı, depreme dayanıksız bölge ve  yapıları tespit ettiği, bunun için kentsel dönüşüm projesi kapsamında riskli binaların bir an evvel yıkılıp, depreme dayanıklı binaların yapılması için harekete geçtiği, lakin bölgelerdeki hdpli  chpli vs muhtar, belediye başkanı, ilçe başkanları,bunların destekçisi bazı sivil toplum kuruluşlarının halkı provake ederek, kentsel dönüşüme rantsal dönüşüm diyerek karşı çıktığı, ana muhalefet partisi genel başkanı Kılıçdaroğlu'nun gerek meclis kürsüsünde, gerekse gittiği her yerde, kentsel dönüşüme karşı çıktığı, bununla'da kalmayıp kentsel dönüşüm projesi'nin iptali istemiyle mahkemeye başvurduğu, bu süreç devam ederken, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, milletimizin çürük binaların altında kalıp hayatlarını keybetmemesi için kürsülerden adeta yalvarırcasına, gelin yeni acılar yaşamayalım; büyük bedeller ödemeyelim;  kentsel dönüşüm kapsamında bize destek olun, dönüşüm için gereken tüm yardımların hak sahiplerine yapılacağını defalarca beyan ettiği ortaya çıkınca, kentsel dönüşüme karşı çıkıp, mahkeme marifetiyle iptal ettirenlerin, bir anda sesleri kesildi... Şimdi gelelim binlerce insanımızın hayatını kaybettiği, onbinlercesinin yaralandığı asrın felaketinin hesabını sadece binaları inşaa edenler'mi verecek??  Bence bu hiçte adil olmaz... Arşiv unutmaz. Ogün halkı provake ederek kentsel dönüşüme engel olanlar, mahkemelere koşup projeleri iptal ettirenlerinde, en az çürük binaları yapanlar kadar suçu var; ve muhakkak hesabı sorulmalıdır vesselam....