Allah: İffet ile nam salmış Meryem’in erkek eli değmeksizin İsa’ya hamile kalmasını irade eder ve Hz Meryem’de hamile kalır.

Artık Meryem ne yapabilir di.? Kimi nasıl inandırabilirdi masum olduğuna? Öyle zor durumda ki Hz. Meryem “Keşke bundan  evvel ölseydim, unutulup  gitseydim.

Diye söylenir!

Ve Allah Meryem’e : “ Sus kimse ile konuşma soranlara bebekle konuşmalarını işaret et.” Emrini indirir.
Ve  Meryem susar.

Bekar, namus timsali ve mescid  hizmetkarı Meryem’in kucağında çocuk görenler  şaşkınlık içinde sorarlar:  Meryem bu çocuk kimin nesi?

Annen iffetsiz değildi, babanda  kötü adam değildi. Sen  nasıl kötü  yola  girdin, gayri  meşru  evlatla bizlere geldin? Sorgusuz infaz yolunu seçerler. Meryem aldığı emir gereği susar, bebeğe işaret eder ve işaret  diliyle : “ Bana değil çocuğa sorun” der. Fesad kaynağı adamlar, alaya alırlar  ve “ Ne yani bizimle çocuk mu konuşacak .” Diye karşı koyarlar  ve o bebek  konuşmaya: Ben Allah’ın kuluyum” diye başladı. Meryem  suresinde 30-33  ayetlerde geçen sözler ile devam etti konuşmasına 

Şaşırdı büyük başlar gördüklerine inanamadılar. Ve anlaşıldı ki ; Meryem iffetlidir, namusuna leke getirmemiştir.

Meryem haklıydı ama işin iç yüzüne  vakıf olamayanların katında suçluydu. Onun yerine  Allah; İsa’yı kundaktaki bebeği konuşturmuştu. Onu itham edenlerin dedikodularını böyle kurutmuştu.
Çünkü biliyoruz ki : Mazlumun suskun dili  Allah’ın kesen kılıcıdır. Çünkü biliyoruz ki her suskunluk suçluluktan kaynaklanmıyor. Kimi susmaların, anlatılmayacak  haklılıktan kaynaklandığını  öğreniyoruz Meryem’in susmasından.
Meryem susunca İsa konuştu. Sanki   Allah bu olay ile şu mesaji  veriyor bizlere: “Haklı olduğumuz davada  haklılığınızı haykıramıyorsanız: sizin yerinize  salih ameliniz, salih hizmetleriniz haykıracaktır.