Cumhurbaşkanı adaylarından hiçbiri ilk turda kesin olarak kazanmak için gereken yüzde 50+1 oy alma barajına ulaşamadığından, 28 Mayıs'ta ikinci tur oylama yapılacak. Seçim takvimi yine Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) yetkisinde ve sorumluluğunda işleyecek. 

Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şansı Millet İttifakı’nın adayı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na göre yine daha yüksek görülüyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhurbaşkanlığı yarışında kendisini takip eden rakibi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun aldığı % 44,9 oya kıyasla oyların % 49,5'ini alarak zirveye çıktı ve bazılarının beklentilerini alt üst etti. Evdeki hesap çarşıya uymadı anlayacağınız.

Sosyal medya kullanıcısı bazı trollerin neden olduğu bilgi kirliliği ve algı oyunlarına rağmen seçmen aklıselimle hareket etmiş, kılı kırk yaran bir tercihte bulunmuştur. Aziz milletimizin güveni, huzuru ve refahı için alın teri dökenler emeklerinin karşılığını istisnasız almıştır. 

Seçime olan ilginin yüksek sevilerde seyredeceği biliniyordu. Tahminlerin biraz üzerinde katılımın olması, sakin, olgun ve bir bayram havasında gerçekleşmesi, ülkemizdeki demokrasinin kökleşmesi bakımından önemli ve değerlidir. 
14 Mayıs seçimleri bir daha göstermiştir ki; seçmen toplumsal güveni, huzuru, istikrarı, kalkınmayı, refahı, kazanımları ve güçlü devleti öne çıkarmıştır. 

Bu millet ülkesine sahip çıkanın, halkına hizmet edenin yanında duruyor. Yanlış anlaşılmasın sakın; muhalefet partilerine karşı olumsuz bir düşünceyle söylemiyoruz bunları. Muhalefet partileri de hizmete talip olduklarından iktidar olmak istiyorlar ki, haklıdırlar. 

Devletimizle de milletimizle de ne kadar gurur duysak azdır. 
Sağduyulu seçmenin 28 Mayıs’ta 2’nci turu yapılacak Cumhurbaşkanı seçiminde de aynı feraseti göstereceğinden, hak edenin hakkını vereceğinden eminiz. İnanıyoruz ki mutlaka hak eden kazanacaktır. 

Seçmenin oy verirken Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı ayrı, başında bulunduğu AK Parti’yi ayrı oylayacağı bilinen bir gerçekti.  

Son 21 yıl içerisinde girdiği her seçimi kazanmasına alıştığımız Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a seçmen en yüksek oyu vererek yine güvenini tazelemiş ama ilk turu geçecek çoğunluğu çok az farkla vermeyerek uyarmayı da ihmal etmemiştir. Öte yandan partisinin son dönemde izlediği politikalarına, temsilcilerine, milletvekillerine ve atadığı bürokratlara da sarı kart göstermeyi bir vazife bilmiştir. Böylece iktidarın olası rehavet davranışı önlenmiştir. 
Olumlu olumsuz her şeyi bir lidere mâl etmek; mutfağa yansıyan hayat pahalılığı, alım gücündeki zayıflamalar, kamu dairelerinde adam kayırmalar, ehliyetsiz ve liyakatsiz personel atamaları, 3600 Ek Gösterge düzenlemelerindeki haksızlıklar ve benzeri alanlardaki yanlışların gözden geçirilmesi ve düzeltilmesi arzu edilmiştir.
Üçüncü on yıla adım atan özelde AK Parti’nin, Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılı’nın henüz başında “tamam” diyerek siyaset arenasında havlu mu atacağı, ya da doğru politikalarla millete hizmete “devam” mı diyeceği bir dönem olacaktır.