Derviş  demiş ki;” Herkesin bir şeyler anlatmak istediği u yalan dünyada, seni dinlemek isteyen birine rastlamaktır.”
Sormuşlar dervişe; “ Hayat nedir?
Demiş ki ; “Hayat bilmecedir.”Attığın her adım bir hece Çözene gündüz, çözemeyene gecedir.”
Dervişe sormuşlar ; “ En zor olan nedir?” “Sözdür demiş.” Anlatması da zor anlaması da…
Dervişe  sormuşlar; “Nasıl olalım?”
Derviş dedi ki;
“Musibet karşısında ;metanetli
Cehalet karşısında ;marifetli 
Kötülük karşısında ;hayır sahibi
Kalabalık karşısında ; letafetli ol ki 
Yaradan seni sabrından ötürü sevsin.”
Dervişe sormuşlar; “Evlilikte uzun yıllar nasıl devirdiniz.” Cevaplamış derviş; “ O deli olduğu zaman ben veli oldum, ben deli olduğum zaman o veli oldu.”
Dervişe sormuşlar ; “Nasıl insan oluruz.”
Derviş” Üç adım atla “ diye cevap vermiş;
“Önce sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gerekir.
İnsanlığa attığın ilk adım işte budur.
Sana kötülük yapanlara iyilik yapabildiğin an ise, ikinci büyük adımı atar ve hakiki insan olmaya başlarsın. Nihayet, sana iyilik yapanla  kötülük yapan arasında  bir fark hissetmeyecek hale geldiğin zaman ise insan olursun.
Dervişe sormuşlar; “ Arif kimdir?”
Derviş demiş ki; “ Derdini sade anlatan adam dertlidir. Güzel anlatan edebiyatçı haliyle anlatan aşık, tebessümüyle anlatan ariftir!”
Deviş’e sormuşlar ;İnsan nasıl sabreder?”
Derviş dedi ki; “Unutursun sabredersin, bu en  güzelidir. Kabul edersin sabredersin, bu en doğrusudur. Vazgeçersin sabredersin, bu en zorudur. Bir de işini Allah’a havale eder sabredersin .İşte bu, en yücesidir.
Dervişe sormuşlar ; Huzuru nasıl buldunuz?” Derviş cevap vermiş ; “ Rızkımı kimsenin yemeyeceğini anladım sakinleştim.
Allah’ın beni her daim gördüğünü anladım haya ettim. İşimi kimsenin yapmayacağını anladım işe koyuldum. İşimin sonu ölümdür ona hazırlandım. İyilikleri çoğalttım  kötülüklerimi azalttım.”
Dervişe  sordular; “ Nasıl isteyelim?”
Derviş dedi ki;
“Bir şey istersen insandan isteme; verse  minnettir, vermezse zillettir.
Sen Allah’tan iste;  verse nimettir, vermezse hikmettir.”