Temelden yani ailenin psikolojik atmosferi yani sosyal, kültürel, pedagojik  ve ekonomik yapısı v.b farklılık göstererek çocuğu topluma hazırlar. Aileye ise en büyük çocuğun şahsiyetinde yardımcı bu safhalarda eğitim olur. Sonrasında akrabalar, komşular, mahalle arkadaşlıkları etkili olur. Şahsiyetin yüzü topluma ve  diğer insanlara, karakterin yüzü ise insan mizacına tabiatını yansıtır. Yani aile toplumun temeli olduğuna göre huzur, anlayış, saygı, sevgi ve dayanışması ortaklaşa paylaşımla kazanılır. Zorluklar karşısında birleşmeleri, temel ihtiyaçlarını karşılamada birbirlerini göz ardı etmemeleri, bedenen ve ruhen paylaşımları v.b roller olumlu izler bırakır yetişen çocuklarda. 
        Hedeflerinde yalnız eğitimin yeterli olmadığına şahit olduk mamafih geçmişte görülmeyen lakin derin izler bırakan örtülü yaşanmışlıklardır. Sosyolojik, biyolojik ve psikolojik hayatlarını idame ettirebilmek için toplumdaki görevlerini hakkıyla yapamayan bireyler hatta kurumların sonu vahimdir. Devletin eğitici ve öğretici birimlerinin bilahare bilinçli bir şekilde ara ara ciddiyetle denetlendirilmesi ve hatta ki denetleyicilerinde liyakatiyle gözetilmesi gerekmektedir. İnsana değer maddiyatıyla veya ünvanıyla değil topluma hizmetiyle sorgulanması kanısındayım.
        Ülke kaynaklarından en yüksek seviye de  faydanılması gerektiği her zaman tartışılır lakin bu sadece gözle görülenlerden ziyade farkındalıklarıyla istifade edilebilenler hesaba çekilmez. Günümüz çağında Beyin göçü denilen bazı milletlerin evvelde farkına vararak aktivite ettiği ve de geleceğe yön verdiği masrafsız büyük yatırımdır. Hizmet alanlarında endüstri, sanayi, ilim vb. yüksek beceri ve kabiliyetlerle donanmış zihinler dolaylı dolaysız kaçırılmaktadır. Bilinmeyen bir çok şahsiyetler maalesef yüksek rakam ve hayat standartlarınca şer odaklara hizmet vermek için gönüllü uzaklaşmışlardır milletinden, devletinden.. bunu sorgulayacak cesaretli birimler yeni yeni uyanmışlardır. 
        İnsanın yalnız istekli olması günümüz şartlarında yeterli olamamaktadır bunun hem sosyal hem de ekonomik engellerini göz önüne alırsak bi hayli zordur. Farkındalıklarıyla bir çok defalar girişimlerde bulunanlar maalesef küserek geri çekilmektedirler. Kamu ve özel sektörlerde kayırmalar olmazsa, açıklık, seçiklik olursa, bencilik, hısım akraba kayırmaları olmazsa diğer hakkı olanların yükselme ve kendini ispatlayabilme şansı doğar. Kanımca affınıza sığınarak acı bir gerçeği siz okurlarıma sundum. Şahsın yükselme arzusu kendi istek, istidat ve kabiliyetidir mamafih elbet kendisine o imkanlar sunulabilinirse, hayat tarzıyla daha ciddi, verimli, sözünde ve zamanında işini yapan insanlar topluma ve devletine faydalı olurlar. 
      Dünyaya açılan pencere içerikli aile ortamının oluşturulması yani Devlet, millet, vatan, bayrak sevgisinin oluşturulmasıdır. XX. yüzyıl uzay çağı başlangıcı kabul edersek teknolojik gelişimeler, kitle iletişim alanını etkileyerek olayların takdiminde, olayların ard arda sıralanarak görüntülenmesinde, habercilerin niyetlerinde sosyal, kültürel, psikolojik vb. negatif içine çekilmektedir. Gece kitaplığı yayınevi tarafından çıkarılan yeni eserim Tarihte Kayıp Oryantalistler adlı eserimde ayrıntılı bilgilenebilirsiniz. Doğru bilinen yanlışlar ancak yetişmiş insan gücü ve olgunlaşmış kişilerle var olan entegrasyon revize edilebilinir. Dikkatle incelediğimizde hep birlikte fertleri ile gelişmeli, medenileşmeli, kültürüne , ananelerine kendisi sahip çıkmasını bilmelidir.

Araştırmacı Yazar-Tarihçi
Volkan Yaşar Berber