Sosyalleşme süreci içinde ‘’yanlış ve doğruyu ayırma’’ konusunda bilinçlendirilerek yetiştirilen ergenlerin hayata bakış açısı pozitif yönde olup, toplumda benimsene gelen uymak zorunda olunan davranışlarda ahlaki yargılar geliştirilmektedir. İnsanlar duygu, düşünce ve arzularından farkındalıklı oldukları gibi bağımsız karar verilmesi yetisi önem arz etmektedir. Elbette ki liyakatli istişarelerden de desteklenerek daha faydalı olacağı bilinmelidir.
      Ailemizle, işyerimizdekilerle, çevremizdekilerle sosyal anlaşabilmenin temelini oluşturan ahlak gelişiminde birey kendini ne kadar geliştirebilirse o kadar yaşamsal kazanç faydası sağlayacaktır. Bireyler arasındaki anlaşma anlaşılmanın vermiş olduğu kazanımlardan ileri gelir. Duyuşsal, bilişsel ve davranışsal bileşenlerle donatılan karakteristik değerler hem toplum hem de birey için erdemli yaşamanın gerekli olduğudur.
      Sosyal öğrenme kuramcıları Bandura, Sulliva bilirkişilerin derin araştırma ve gözlemleri önem kazanmaktadır. Temel felsefesi ‘’insan çevresinin ürünüdür.’’ Ahlaki davranışlar ve ahlaki değerlerin ‘’model alma’’ ve ‘’taklit etme’’ gibi öğrenme yöntemleriyle kazanılır. J.Dewey’ göre, ahlaki fikirler, ahlaki yargının temel unsurlarıdırlar. J.Piaget’e göre ise çocukların ‘’doğru’’ ve ‘’yanlışa’’ ilişkin yargıları yaşlarına bağlı olarak değişir Ve yine Lawrence kohlberg’e göre ahlaki gelişim düzeyler içinde yer alan ve hiyerarşik bir sıra izleyen dönemlerin her birinde yeni bir zihinsel örgütlenme buna bağlı olarak da dünyaya farklı bir bakış açısının ortaya çıktığını belirtir.
      Bireyin toplum beklentilerine uygun çeşitli davranışlarıyla sosyal anlaşma ve öğrenme kabiliyetleri aileden ve toplumun muhtelif kesimlerinin kazanımlarıyla zamanla oluşmaktadır. Hızlı bir gelişim göstererek çocukluktan sosyal işbirliği, ilgi çekme arzusu, karşı koyma, taklit etme, bağımlılık ve oteriteyi kabul etme, utanma gibi sosyal ilişkilerde doğan sosyal davranışlar ve sosyal tepkiler gelişmeye başlar. 
      Toplum içinde yasa ve düzene uyumaya yönelik alışagelmiş kurallar çerçevesinde bireyselcilik ve karşılıklı çıkara dayalı ilişkilerde gelişmeler görülse de istenç dışı negatif davranış bozuklukları da görülebilmektedir buna sebep çocukluktan gelen sosyal anlaşma ve öğrenme de çarpıklıkların bir zaman sonrası birikiminin yine negatif dışa vurumudur. 
       Evrensel ahlaki ilişkilere yönelik geleneksel öncesi, sonrası ve düzeyli yapılması gerekenlerin çevresince kabul görebilmesi yine bireyin geçmişten gelen kazanımlarının dışa olumlu veya olumsuz vurulmasıyla alakalıdır. Hızlı bir kişilik gelişiminin faydasından çok zararı olduğu ve de zamana yayarak dönemsel etkin oluşumuna müsaade edilmesi gerekmektedir.

     ARAŞTIRMACI YAZAR
  VOLKAN YAŞAR BERBER