Ülkemizde yazılı, işitsel, görsel ve sosyal medyada sokak köpeklerinin saldırılarıyla ilgili peş peşe yayınlanan yahut paylaşılan haberler bir anda viral oluyor, infial meydana getiriyor. Bakıyorsunuz en çok konuştuğumuz, tartıştığımız konuların başında yerini alıveriyor.
Daha önceleri ifade ettiğimiz gibi Türkiye genelinde 10 milyon civarında sokak köpeği olduğu tahmin ediliyor. Tahmin ediliyor diyorum; çünkü çoğu kurumun (belediyeler, kaymakamlıklar, muhtarlıklar) elinde net, sağlıklı bir çalışma, gerçek bir veri maalesef yok. 
Bir dişi köpeğin altı ayda bir beş yavru doğurması ve yavrularının da aynı şekilde devam etmesi durumunda 5 yıl içinde soyundan 5 bin civarında köpek üreyeceği hesaplanıyor. Rakamlar düşündürücü olduğu kadar ürkütücü de… 
Uzmanların söylediğine göre ülke genelinde etkili kısırlaştırma yapılmadığından sokak köpeklerinin sayısı hızla artıyormuş. Sokak hayvanlarının sayısının azalmaya başlaması için yüzde 70'inden fazlasının kısırlaştırılması gerekiyormuş. 
Yakın bir zamanda kısırlaştırma yapılmazsa ya da başlanan kısırlaştırma programı başarılı olmazsa 10 yıl içinde 60 milyon köpekle karşılaşabileceğimiz ileri sürülüyor. Anlayacağınız vakit kaybetmeden, eğer başlatılmadıysa, kısırlaştırma programı acilen start almalı, disiplinli bir şekilde süreç işletilmelidir. 
Sokaklarda tehlike saçan sahipsiz, huysuz, agresif köpeklerin kontrol altında tutulması için ehliyetli görevliler tarafından toplanması, barınaklarda geçici olarak misafir edilmesi, sağlık kontrollerinin yapılması, aşılanması ve kısırlaştırması ve alındığı mahalle bırakılması çok ama çok önemli.
Hollanda’nın sokak köpekleri sorununu çözdüğüne dair haberler yer aldı gazetelerin sayfalarında. Nasıl mı çözmüş? Bazıları “çok basit bir yöntemle” de diyebilir. Hollanda seri kısırlaştırma ve takip sistemiyle 5 sene içinde sokak hayvanları sorununu ortadan kaldırmış. Biz daha iyisini yapabiliriz, eminim.
Peki Hollanda sokak köpekleri sorununu nasıl aştı?
Sokak Hayvanları Günü'nün mimarı Hollandalı derneklerin 2012'de yayımladığı bir rapor, Hollanda'nın başıboş köpek sorununu nasıl aştığını anlatıyor.
Rapora göre Hollanda'da 1800'lerde çok sayıda sokak köpeği varken 1900'lerde alınan önlemler bu sorunun ortadan kalkmasını sağladı.
1962'de çıkarılan bir yasayla hayvanına gerekli bakımı sağlayamayan kişilere 16 bin 750 Euro’ya (272 bin TL) kadar para cezası ve üç yıla kadar hapis cezası verilebiliyormuş.
Hollanda'da kamu yararına faaliyet gösteren dernek statüsündeki Hayvanları Koruma Derneği ve Köpekleri Koruma Derneği'nin de başıboş köpeklerin sayısını azaltmada önemli bir rolü olduğu aktarılıyor.
Raporda Türkiye gibi sokak hayvanı sorunu yaşayan ülkelere de tavsiyeler veriliyor.
Sokak hayvanlarının sayısının yüksek olduğu ve durumun umutsuz gözüktüğü ülkelerde bile işe yarayacağı bilimsel olarak ispatlanmış bir yöntem olarak, "Topla, Bakımını Yap, Aşıla, Aldığın Yere Bırak" adı verilen dört aşama tavsiye ediliyor.
Türkiye'deki yasalar da bununla uyuşuyor. 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda hayvanların kısırlaştırılması, aşılanması, rehabilite edilmesi ve kayıt altına alındıktan sonra alındıkları ortama bırakılması öngörülüyor.
Dünya Sağlık Örgütü de sokak hayvanlarının sayısını azaltmada en etkili yöntemin kısırlaştırma, insanların eğitilmesi ve hayvanlarla sahiplerinin kayıt altına alınması üçlüsü olduğunu söylüyor.
Bir dişi köpeğin altı ayda bir beş yavru doğurması ve yavrularının da aynı şekilde devam etmesi halinde beş yıl içinde soyundan 5 bin civarında köpek üreyeceği gerçeği gözardı edilemez, ihmal edilemez bir durumdur. 
Yukarıda geniş izahatta bulunduğumuz nedenle dişi köpeklerin yüzde 70'inden fazlasının aşılanması büyük önem taşıyor.