Değişimin kaçınılmaz olduğu ve hiçbir şeyin değişime karşı direnemediği bir dünyada futbolda değişmekte, dönüşmekte ve başkalaşmaktadır. Artık sadece bir spor dalı değil herkes için farklı birçok şeyi ifade etmektedir.

Dünya üzerinde halen en çok sayıda kitleyi peşinden sürekleyen spor dalı olarak takipçilerini her geçen gün artırmaktadır. Beraberinde ortaya koyduğu ekosistem ile paydaşları çeşitlenmekte ve etki alanı da her geçen gün büyümektedir. Şüphesiz ki böyle bir olguya dönüşmesi sadece bir spor dalı olarak adlandırılması ile açıklanamazdı. İngiliz yazar Simon Kuper’in; “Futbol asla sadece futbol değildir” derken de ifade etmek istediği bir spor dalından çok daha fazlası olduğudur.

Futbol, farklı ülkelerde, kulüplerin, sınıfların, azınlıkların veya toplumsal bir grubun kendini ifade etme, varlıklarını, üstünlüklerini ve tepkilerini ortaya koyma yolu, seslerini duyurma yönetimidir. Günümüzde futbolcular artık modern çağın gladyatörleri, oyun sahaları ile yeni arenalar.

Futbolun, toplum, yaşam, ekonomi ve insanoğlu üzerindeki etkileri inanılmaz boyutlarda. Büyük bir ekosistem olduğu kadar toplum psikolojisine tesir eden önemli bir unsur. Kitleleri birleştiren, sürükleyen, yönlendiren, ruhlarına ve duygularına temas eden bir tutkal. Kapitalist sistemin bir ayağı, önemli bir barış aracı, sınırları kaldıran, farklı din, dil, ırktan olan insanları bir amaç için bir araya getiren bir vesile. Bazen bir başkaldırı, bazen kendini ifade etme, hayatın eşitsizliklerinden sıyrılma, kimi zamanlarda bütün politik, ekonomik, sosyal, sağlık vb. sorunları unutma, yatıştırma, dindirme vesilesi olan futbol belki de dünya üzerinde en önemli bir şekilde konumlandırılan Latin Amerika ülkelerinde 3F (futbol- fiesta- flamenco) hayatın merkezindedir. Dünya kupasının yapıldığı Brezilya başta olmak üzere Latin Amerika ülkelerinde futbol heyecanı tüm sorunların ötesine geçmiş gözükürken, bir kısım halk tarafından protestolar halen devam etmektedir. Ne var ki hiçbir unsur futbolun gücünü eksiltememektedir.

Son yıllarda futbolun beraberinde getirdiği ciddi ekonomi ülkelere de rekabet konusunda yeni bir saha açmıştır. Ülkeler açısından önemli bir reklam, tanıtım aracı, varlığını gösterme ve ön plana çıkmanın en artistlik vasıtasıdır. 2022 Dünya kupasına ev sahipliği yapması beklenilen Katar’ın FIFA komitesine rüşvet verdiği haberi ile yankılanan futbol dünyası artık futbolun ülkeler için ne kadar çok anlam ifade ettiğinin de en önemli delilidir. Futbolun yarattığı inanılmaz ekonomi beraberinde futbol külüplerinin artık birer şirket gibi yönetilmeye başlanması, özellikle ortadoğulu zenginler için bir oyun sahası haline dönüşmesi, bu alana yapılan yatırımların da ciddi bir şekilde artmasına neden olmuştur. İnanılmaz transfer ücretleri, sponsorluk gelirleri, ürün satış kazançları, yayın kuruluşları ve bahis şirketlerinden sağlanan katkılar, bilet satışları vb. menfaatlerin payının her geçen gün artması bu alanda da profesyonel yönetime olan ihtiyacı doğurmuştur.

Farklı kaygılar ile yönetilen her ne kadar şirket gibi görünse de kar gayesi dışında ekonomik getiriden ziyade sportif alanlardaki başarıya odaklanılması, futbol kulüplerinin borç batağına saplanmasına, altyapı eksiklikleri ve kötü yönetimlerin birleşmesi halinde de kulüp iflaslarına sebebiyet vermektedir. Genel itibariyle kulüp başkanlarının ekonomik gücü doğrultusunda seçilmesi, kulüp yönetimi dışında bireysel repütasyonlarının artırılması konusunda çaba sarfetmeleri, sorunların ekonomik açıdan bedeli ödenerek çözüme kavuşturulacağına yönelik inanış, pahalı ve yabancı transferlerin kulübü sportif alanda başarıya ulaştıracağı kabulü, stratejik plan ve hedef eksiklikleri, başkan ile birlikte yönetim kurulunu oluşturan diğer varlıklı üyelerden oluşan zenginler kulubünün prestij ve fantazileri futbol kulüplerini batağa sürüklemektedir. Futbol takımları birer oyun konsolu futbol kulüp sahip ve yönetimleri de oyuncuları halini almaktadır. Özellikle İngiltere başta olmak üzere Avrupa kulüplerine dadanan ortadoğu sermayesi menajerlik ve kulüp yönetimi oyunlarını petrol parası akıtarak gerçekleştirmektedir.

Yazımıza konu olan futbol başta olmak üzere tüm profesyonel spor dallarının gelişimi ve katkısının artması adına Devletin üzerine düşen teşvik ve destek rollerini yerine getirmesi dışında profesyonel yönetimlerin devreye girmesi, tüm branşlarda kulüplerin gerçek manada bir şirket gibi organize edilerek yönetilmesi, söz konusu profesyonellikle beraber amatör ruhun da kaybedilmeden yönetim konusunda yeniden yapılandırılması önemli bir ihtiyaçtır. Ülkemizdeki dört büyük spor kulubü başta olmak üzere sporun etki ve nüfus alanı düşünüldüğünde bunun bir ihtiyaçtan öte zorunluluk olduğu, dünya ölçeğinde başarı ve istikrarın da yakalanmasında temel bir bileşen olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

Futbolu yönettenler ile futbol emekçilerinin arasında ki sınıf farkın dan da anlaşıldığı gibi,''Yönetenler ve yönetilenler''kavgası hiç değişmeyecek!
En ufacık bir kasaba da bile spor kulübü başkanı olabilmek için amansız bir mücade verirler.Neden? Hem popüler  olmak ,sonra siyasi arenada yer almak spor ve gençlere ulaşmak!

Yada;Kendi egosunu tatmin ederek parası ile gücü ele almak ,toplumda kabul görmek ,diyede sıralayabiliriz.

Futbolculara baktığımızda üniversite mezunu çok azdır.Keşke çok ama çok olsa..

Futbol iyi bir aracı kurumdur!Şöyle de söylenebilir,gençlerin kahve köşelerinden kurtarmak(!)ve spor kimliğini gelişmesi için iyi bir araçtır.

Keşke söylendiği kadar mahsun olabilse yada ben bunlara inanabilsem.
O kadar olaya şahit oldum ki!
İşte onun için ''Futbol,sadece futbol değildir''

Saygılarımla
Adil YILDIZ
25.1.2022