İçlerindeki dışa vurulamaz duygu ve düşüncelerin ya da yargıların mutlaka doğruluğu kanısında endişelerini saklayarak bir hayat sürdürebilme yaşamın bazı anlarında sonu gelmez gibi görünen strest, kaygıya bırakır. Oysaki sadece benliğimizde saklı olanı irade sahibi olarak çizdiğimiz şekilde yüreğinin tasvib ettiğince sahiplenmekle başlamalıyız. Birini önlemeye çalışırken diğerini çoğaltmakla sonuca ulaşamayız. Gerçekliklerle birlikte dengeli şekilde var olanı üstümüzden atabilme erdemliliği bizlerin elindedir.
         Üzüntüsüz yaşamak olmaksızın insan kendini tecrübe sahibi edinemez. Her şeyin bedeli maddiyen olmadığının bilinciyle iç maneviyatça yaşamının geri kalanını etkileyecek birçok negatifliğe de fırsat vermiş olmaktayızdır. Çevremizde gelişen olayların kötüye gittiğini düşünüyorsak negatif bakış açılarını biriktirerek olumsuz fikir ve davranışlarımızla farkında olmaksızın kötülüğe destek vermişizdir. Lakin olumlu yanlarınıda muhakeme ederek var olanın bu şekil devam etmeyeceği inancıyla çabalamak gerekir. 
         Göz yumduk kör sandınız misali insanların birbirine pervasızca duygu ve düşüncelerine saygısızlıkları o kişide, maalesef o an gözle görülmeyen lakin zamanla psikolojik derin depresif hallere dönüşmesiyle baştan kendisi ve yakınınkilere bulaşıcı durum olarak çoğalmaya çember şeklinde devam edecektir. Araştırmacılarca üzüntünün bulaşıcı olduğu kanaat edilerek mümkünse pozitif kalabilmeye hassasiyet verilmesi yönündedir. 
        Faydalı ve akılcı kendince yapabilecekleri oranda kişi, bilinenin aksine farkındalıklarını keşfederek hayatını pozitif motive edebilecekleri aktivite edebilmelidir. Basitçe bir hediyeleşmenin küçük de olsa yardımseverliğini ön planda tutarak dahi iç huzurunu bulabilecektir. Her insan dile getirmediklerinin duygusal düşünsel olarak kendisine pozitif olarak talepsiz geri dönüşümüne  olumlu tepki verecektir. Yaşamın olmazsa olması gibi görünen lakin tasvib etmediğimiz ‘’duymamış  gibi yaparım’’ tavrıyla hareket ederek başkalarına da destek vermiş olmaktayız. Duyarlı olmak her toplumda olumlu karşılanabilmektedir elbet haddi aşmayarak verilen tepkilerle mümkündür. 
         Hayat bu işte başkaları tarafından tenkid edilmek farkındalığını ön plana çıkaracaktır ki var olana tepkinin sınanması açığa çıkarılmıştır. Geri dönüşümlü tepkisel davranışlarımızla çevremizde karakteristik benliğimiz muhakeme edilerek yorumlanırız. Elbet her tenkide cevap vermek zorunluluğumuz yoktur. Bizi üzecek hallere meydan vermeme babında safhayı olumlu yönlendirebilme olanağımızı kullanmalıyız. Sonu düşünerek yapılacak yaşamsal tepkimelerin bizde oluşturacaklarının farkında olmalıyız.
       Üzüntülerin insan yaşamı üzerinde ne gibi olumsuzluklara sebep olduğunu bilebilseydik hiç aklımıza getirmemiz gerektiğini hatta ki bilinçli şeklide sonraki münasebetlerimizi yönlendirmiş olurduk.. Gerçek sevinci iç dünyasında keşfedenlerin çevresinde ne kadar olumsuzluklar olsa da kendisini etkilemediğini görebileceğiz. Yaşamı keşfeden işte farkındalıklı o insanlardır.

   ARAŞTIRMACI YAZAR
VOLKAN YAŞAR BERBER