Geçtiğimiz hafta sonu  Sinop sahillerinde  yine elim bir olay daha yaşadık. Öncelikle sahilimizde hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet, geride kalanlara da sabırlar diliyorum. Olaya tanıklık edenler ile konuştum, durum içler acısı. Hayatını kaybeden vatandaş yaklaşık on beş dakika   kayalıklara çarpmış. Bu esnada hiçbir müdahale  yapılmamış. Zaten yapılamazdı da. Neden mi? Çünkü sahilde ne bir cankurtaran botu, nede profesyonel cankurtaran vardı. Malum deniz dalgalı, profesyonel anlamda kimsecikler olmadığı için yapılacak çokta fazla bir şey yoktu.  Birde yoğun bakımda olan bir vatandaşımız daha var, onunda durumu ciddi. Onunda kaza esnasındaki durumu da içler acısı, şöyle ki; Adamcağız bin bir güçlükle kendisini sahile atar, olduğu yere  yığılır kalır, çünkü su yutmuştur ve nefes alamadığı için komaya girer o anda. Yine maalesef etrafta ilk yardımdan anlayan kimsecikler olmadığı ve suni teneffüs yapılmadığı için oğlunun gözleri önünde feryat figanla bilincini kaybeder adam. Şimdi  yoğun bakımda durumu hala ciddiyetini korumakta.  

Bu elim olayı birkaç gün daha konuşacağız, sonra unutulup gidecek, medya bundan bahsetmeyi bırakacak, herkes devam edecek hayatına. Nede olsa alışkınız değil mi? Her sene birilerinin boğulma haberlerine. Üç tarafı denizlerle çevrili yarım adada  olur böyle şeyler demek çok kolay olmalı.  Tabii ateş düştüğü yeri yakar nede olsa.  Onlar hiç unutmayacaklar, Denizi, Gölü, hatta su birikintisini gördüklerinde kapanmayan yaraları tekrar kanayacak. Eskisi gibi olmayacak hiçbir şey. Halbuki eğlenmek için ordalar dı, serinlemek için. Artık çok ama çok geç. Gözünün önünde can çekişen Babasına, Babacığım Babaaaa, ne olur bizi bırakma diye bağıran çocuğun içine düşmüştü artık cehennem  ateşi denizin serin sularında. 

Burada suçlu kim ? Kader mi ? Dikkatsizlik mi? Denetimsizlik mi? Vurdum duymazlık mı? Yoksa bu yazıyı okuduktan sonra  hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eden zihniyet mi? 

Şimdi sizlere bir genelgeden bahsedeceğim, birileri bunların olacağını önceden tahmin etmiş olacak ki, bazı önlemler almış  gibi görülüyor. 28 Ocak 2006 Tarih 26063 Sayılı Resmi gazetede yayımlanan  Türkiye Sualtı Sporlar Federasyonu Cankurtaran Yönetmeliğine göre: Deniz, Göl, Yapay ve Doğal Tüm İç Sularda, Kıyılarda, Havuzlarda ve bu faaliyetlere bulunan yerlerde  Cankurtaran Bulundurmak zorunludur.  Bu kanuna göre sahillerde cankurtaran  bulunması gerekmiyor mu ? Buradan sormak lazım şimdi,

 Sayın Valimiz: Üç tarafı Denizler ile çevrili Sinop yarım adasında bildiğim kadarı ile  Neden sadece Devlet su  İşleri’ nin sahilinde profesyonel cankurtaran bulunuyor ?  Akliman sahilinde, Arka deniz diye tabir ettiğimiz Eski garajların altında,  İl Özel idaresinin sorumluluğunda olan Karakum plajında neden Cankurtaran bulunmamakta ? Vatandaşlarımızın can güvenliği neden dikkate alınmamakta ? Sahillerde Cankurtaran denetimi neden yapılmamakta ?  Bu soruları Mülki Amirimiz olarak sizlere soruyorum ve rica ediyorum bu hayati önem arz eden meseleyi bir çözüme kavuşturunuz.  Karadeniz serinlikler versin ,  Cehennem ateşi yerine tüm gönüllere…