Yılmaz Yavuz

Savaşçı Türk Amazon Kadınlarının İzinde…

-Urfa’da Amazonların ne işi var? 

Haftalar önce yaptığımız Anadolu gezisinde son olarak Malatya’yı anlatmaya ve sizleri bilgilendirmeye çalışmıştım.. Yorumlarda gördüm ki paylaşımcı arkadaşlarımın çoğu Anadolu şehirleri konusunda gerçekten yeterli ve önemli bilgilere sahipler.. Biz ise bazı kentleri; Diyarbakır, Mardin, Gaziantep ve Hatay’ı zaman yetersizliğinden düzeysel olarak gördük, geçtik; ta ki ŞanlıUrfa’ya gelene kadar.. 
Gece Urfa mağara evlerinde konakladık..
“Önemle nereleri çok acilen ziyaret etmemizi önerirsiniz” sorusuna, elbette Balıklı Göl.. Tamam da daha önemlisi üç büyük müze var ki; sadece Türkiye’de değil tüm  dünyada isim  yapmış, birbirine çok yakın üçü  bir arada bu müzeler; “Tarihi Urfa Arkeoloji Müzesi”, “Kaya /Tapınak Mezarları Müzesi”, bir de çok yeni “Amazon Savaşçı Kadınlar Mozaik Müzesi…” 
Ertesi gün bu müzeleri hayranlıkla ve sanki tarih öncesini yaşayarak gezdik..
Ancak bunlardan biri; sadece üç yıl önce insanların hizmetine  açılan bir müze var ki; Sinoplu olarak derinden etkilenmemek mümkün değil! 

AMAZONLAR; ASİL/SAVAŞÇI KADINLAR MOZAİK MÜZESİ.. 

Burası Büyük Arkeoloji  Müzesinin önünde çok geniş bir boş alan olması hesabıyla yaklaşık üç yıl kadar önce Alışveriş Merkezi olarak planlanmış ve inşaata başlanmış.. 
Ancak hafriyat başladığında bir de ne görsünler; tabana döşenmiş emsalsiz mozaikler, devrilen duvarlara işlenmiş rengarenk mozaik tablolar, ince işçilik ve gösterişli sütunlar.. 
Ve atlar, at üzerinde AMAZON KRALİÇELERİ  avlanıyorlar… Başta dağ keçisi olmak üzere tüm yabani av hayvanları hepsi de mimari ve derin bir sanat ruhuyla rengarenk işlenmiş  mozaikler…
Ve kılıç kalkanlarıyla, oklarıyla AMAZON SAVAŞÇI KADINLAR… 

AMAZON VE AT ÖZDEŞLEŞMİŞ..

Amazon ATSIZ,
At Amazonsuz olmazmış!
Bu harmoni karşısında büyülenen rengarenk sanatsal mozaik işlemeler karşısında adeta şoka giren; inşaatta çalışan işçi ve sorumlular hemen yakınlarındaki Büyük Arkeoloji Müzesi Müdürlüğüne haber veriyorlar.. 
Böylece bu gün tam da olduğu yerde Antik Çağın Amazon Savaşçı  Kadınların Orijinal Mozaik Müzesi doğuyor..  
Hiçbir ilave yok! Hiç bir düzeltme yok! Tamirat yok, sadece restorasyon var! Duvarlardaki ve taban döşemelerindeki mozaik işlemeler,  portreler, halı desenleri ve resimler tamamen  bire bir aynı renkte ve ölçülerde… 
Burada kazıları tamamen bitirdikten sonra kısa sürede yerküre şeklinde direksiz yuvarlak  kocaman modern bir müze binası inşaa edilmiş; üç seneden beri de Türkiye’ye ve Dünya’ya Sinoplu Amazon Savaşçı Kadınları tanıtıyor… 
Müze görevlisi: 
“Bu at üzerinde gördüğünüz Amazon Savaşçı Kadın; Asil Amazon Kraliçesi “SİNOVA” ve bu Mozaik İşlemeli Sarayların sahibi…”     

Amazonlarda savaş teknikleri ve cesareti olduğu kadar; sanata da çok önem verdikleri, üstün yetenekli sanatçılardan da yararlandıkları, onları koruyup değer verdikleri bu saray plan ve mozaik işlemelerinden anlaşılmakta…  
Mozaik ve inşaat taşları; o zamana göre çok uzak bir mesafe olan Diyarbakır çevresinin rengarenk (siyah granit ve göz alıcı kıymetli mücevherler gibi ) taşlarından Fırat/ Dicle havzasından getirtilmiş en usta ellerde şekillenmiş ve sanatsal saraylar inşaa etmişler; Sinoplu Cengaver AMAZONLAR…

Evet başlangıç giriş yazımda şöyle bir cümle kurmuştum:
       -Urfa’da Amazonların ne işi var?
Doğru… Ancak doğru olan bi şey daha vardı; Savaççı Asil Amazon Kadınların var olduğu saraylarının duvar ve döşeme mozaik işlemelerini ağzım açık iri gözlerle hayranlıkla büyülenerek gördüm, ellerimle dokundum okşadım sevdim o pırlanta mozaik eserlerini…  

Duvar yazılarında ve açıklamalarda Amazonların; Sinop yöresinden, kuzeyden geldiği ve Urfa’da planlı gösterişli ve görkemli zengin saraylar yaptıkları /diktikleri kanıtlanmış…
Ancak Sinoplu Türk Savaşçı Amazonların  bizde niçin yok; bu denli araştırma, kazı ve bulguları?.. Bırakalım müzeyi, en küçük ibare, bulgu veya kanıt(!) dahi yok! Samsun Terme’de var olduğu söyleniyor, bizde Sinop’ta ise sadece masalımsı efsaneler yazılıyor, çiziliyor, anlatılıyor…
Bu gün sizlerle bu giriş/açıklama yazımı ve fotoğrafları paylaşacağım; haftaya ise elimdeki kanıt, araştırma yazılarını, belge ve bulguları paylaşacağım…

“Amazon Müzesi” Sinop’a yakışır!

Haftaya 2. Bölümde görüşmek umuduyla, mutlu yıllar olsun!