İnsan, bütünlemeler sonucu karakterini tamamlayan bir varlıktır. Bu oluşumu tamamlayanlar içerisinde şüphesiz izlediklerimizin yeri de epey bir büyük...
Gözlemlediğim kadarıyla bizleri oluşturan çevresel bütünün parçalarından biri bozuk ne yazık ki. Hassasiyetinizi ve sınırlarınızı koruma isteğiyle tek bir kanalda kısa bir süre durun ve izleyin, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Günümüz deyimiyle 'reyting kasmak' için yapılmayan şey kalmadı. Sonrasında durmadan sorup duruyoruz bu toplumun ahlakı neden bozuldu diye. Dizi deyip yayınladıkları, bir yığın saçmalıklar silsilesinden başka bir şey değil! Açıkça dile getiremiyorum ama her daim birtakım iğrençlikler üzerine devam ettiriliyor sözde diziler. Sanat deyip deyip yapılanlar, hiçbir toplumsal veya kişisel yanlışı meşrulaştıramaz! Meşrulaştırırsa sanat olmaz! Seslenmek istiyorum burdan: Sanatı, kabul edilemez yanlışlarınıza alet etmeyi kesin! Bizler kendimizi bu yanılsamaya mahkûm ettiğimiz sürece asla gözlerimizden at gözlüklerini atamayacağız. Çarpık ahlaksızlıkların, yumuşatılmaya çalışılıp insanlara dayatılan saçmalıkların üzerine kurulu bir televizyon kültürü kesinlikle günümüz insanını olumlu yönde etkileyemez! Şimdi bu düşüncelerimin yobazlıktan ibaret bir kuruntu olduğunu düşünenler olacaktır. Kızmıyorum bu duruma, hatta garipsemiyorum da... Ama hangimiz izleyip gördüklerimizin yaşantımızda yeri olmadığını, kişiliğimize veya davranışlarımıza etki etmediğini iddia edebilir? Hele ki şu an yayın dünyasında bizlere örnek olan(!) ve başarılı(!) yapımlar varken. En basitinden örnek vermek gerekirse, kadınların 'her zaman' korumaya muhtaç bir kuş misali olarak yansıtıldığı televizyon kültürü nereye kadar ilerleyebilir, kendini ne kadar aşabilir? Yolu çok da parlak değil gibi görünüyor. Haberler de dahil olmak üzere kalitesi düşük yayınları izlemeyi hayatımızdan çıkarmak, kendimize yapacağımız iyiliklerin en büyüğünden olur. Elbette genelleme yapmayacağım hiçbir konuda ama sizce de gözlerimizin kanamasına engel olma vakti geldi de geçmiyor mu? Biri çıkıp da "Manevi değerlerimizi tahrip eden şu yapımları izlemek istemiyoruz!" diye tepki göstermemeli mi? Yoksa susmak ve kabullenmek kolayımıza mı geliyor, önce bu konuda kendimize karşı dürüst olalım...
Umuyorum ki farkında olmadan içinde bulunduğumuz daha doğrusu sürüklenerek sokulduğumuz bu kafesten kurtulmayı başarabiliriz. Çünkü artık tabiri caizse yayın dünyasının "çivisi çıktı!"