Kuşaklar arasındaki iletişim çatışması günümüzde popülerliğe kavuşmuş önemli bir sorundur. İş hayatında ve özellikle sosyal hayatta kendini gösteren bu durum her bir kuşağın kendine özgü beklenti, değer ve yaklaşımı olmasından kaynaklanmaktadır. Kuşakların farklı yaşam tarzları ve kültürleri bu sorunun temelini oluşturmaktadır.
Peki nedir bu x, y, z kuşağı? Öncelikle bilmemiz gereken kuşakların sınıflandırılmasında dönemin şartlarının etkili olduğudur. Buna göre;
X kuşağı: 1965-1979 yılları arasındaki nesle verilmiş isimdir. Bu nesil sabırlı, çalışkan, otoriteye saygılı ve gelenekçi bir yapıdadır. Bu yüzden aidiyet duyguları çok güçlüdür. Dönem şartları zor olduğundan yaşamak için çalışmayı benimsemişlerdir ve kendi kendilerine yetebilen nitelikli bireyler olmuşlardır. Yanlış bilinenin aksine teknolojiye uyum sağlayan ilk kuşaktır. Bugünkü bilişim ve hizmet sektörünün temeli x kuşağı sayesinde oluşturmuştur.
Y kuşağı: 1980’ den 1990’ların sonlarında doğan kişileri kapsar. Milenyum olarak da bilinirler. Y kuşağı kendi döneminde yeni teknoloji ile uyumludur. Yaratıcılık, özgürlüğe düşkünlük, bireycilik gibi kavramlar ilk bu nesilde ortaya çıkar. Yenilikçi olmaktan ve fark yaratmaktan hoşlanırlar.
Z kuşağı: 1990’ların sonu ile 2015’e kadar olan kişileri kapsar. Bu nesil internetin içine doğduğundan teknolojiye oldukça hakimdir. Bilgiye erişimi hızlıdır. Bireyselci bakış açısı bu kuşakta çok yoğun olmakla birlikte sorgulayıcı bakış açısına da sahiptirler.
Her bir kuşağın kendine ait iletişim tarzları vardır. X kuşağının yüz yüze ve resmi olan bir iletişim tarzı vardır. Otoriteye saygı önemli olduğundan iletişimde de hiyerarşiye önem verirler. Y kuşağı iletişimde oldukça rahat ve samimi bir dil kullanmayı benimsemiştir. Bunun yanında iletişim için teknolojik araçları da kullanırlar. Görsel materyaller kullanmayı severler ve oldukça özgüvenlidirler. Z kuşağı ise uzun cümlelerden kaçınır daha kısa cümlelerle iletişime geçer. Resmi dil kullanımını tercih etmezler ve iletişim için sıklıkla teknolojik araçları kullanırlar. Diğer kuşaklara göre daha az empati kurduğu görülmektedir. 
Kuşaklar arasındaki iletişim sorunlarının temel sebebi daha önce de belirttiğim üzere farklı ve yaşam tarzlarının olmasıdır. En başta teknolojiyi ele alabiliriz. Z kuşağı teknolojiyi hayatının neredeyse her alanında kullanırken, x kuşağı teknolojiyi sadece ihtiyacı kadar kullanır. Bunu örneklendirebiliriz. Örneklerde çatışmanın daha iyi anlaşılması için özellikle x ve z kuşağını göreceğiz. Çünkü y kuşağı aslında çatışmanın yoğun olduğu bu iki kuşağın arasındaki geçiş kuşağıdır. 
İletişim sürecinde x kuşağının yüz yüze olan bir süreci, z kuşağının ise teknolojik araçlar vasıtasıyla gerçekleşen bir süreci tercih ettiğini söylemiştik. Bu sebeple x kuşağı bir birey ile z kuşağı bir birey iletişim kurmak istediğinde, sağlıklı bir iletişim alanı bile oluşamıyor. Çünkü bir taraf telefonla görüşmeyi gayet yeterli görürken diğer taraf yüz yüze görüşmenin gerçek bir iletişim süreci olduğunu düşünüyor. 

İkinci unsur ise otoriteye olan saygı. X kuşağı iletişimde de hiyerarşiye özen gösterirken y ve z kuşağında bunun önemi daha az hissediliyor ve sırf bu yüzden dedeler ve neneler torunlarıyla, babalar ve anneler ise çocuklarıyla farklı değerlendirmeler yapabiliyor. Eski kuşak yeni kuşakları saygısız olarak görürken, yeni kuşak eskileri bağnaz ve yeniliğe kapalı olarak görüyor. 
Kuşaklar arası çatışmanın çözülmesi kolay olmamakla beraber büyük sorumluluk büyüklerde olmak üzere karşılıklı olarak bir birlerini anlamaktan ve dinlemekten geçmektedir.
Unutmamak gerekir ki geleceğimiz olan gençleri ne kadar anlayabilirsek, ne kadar dinleyebilirsek ve ne kadar donatabilirsek yarınlarımız da o kadar aydınlık ve güvende olacaktır.