Bir önceki yazımızın sonuna doğru 15 Temmuz gecesi yaşananların unutulup unutulmayacağına biraz değinmiş; hain darbe girişimi sürecinde özellikle İstanbul, Ankara ve Malatya’da yaşananların kolay kolay unutulmayacağını belirtmiştik.

Nasıl unutulur ki 15 Temmuz gecesi; 249 şehidimiz ve 2 binin üzerinde gazimiz varken!

Gecenin 00:00’ında ülkemizin genelinde neler olup bittiğine dair pek de bilgi alamıyorduk. Endişe ve kaygımız; ihanet yangınlarının İstanbul ve Ankara’nın dışında ülkemizin genelinde tüm şehirlerde başlatılıp başlatılmadığıyla ilgiliydi.

Öyle bir inanmışlık vardı ki bizde, panik ve heyecan içerisinde parka giriş yapan bir arkadaşın, “Darbe olmuş, haberiniz var mı?” sorusuna cevaben verdiğimiz, “Allah’ın izniyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, darbe kalkışmasına karışmış ne kadar vatan haini varsa hepsinin üstesinden gelecektir. Korkma! Asımın nesli sokaklarda” dediğimiz o anı unutmayacağız.

Arkadaşım arabasıyla apartmanın önünde beni bıraktı. Koşar adımlarla oturduğumuz kata çıktım. Dairenin kapısından içeri girdiğimde ilk işim TV’nin karşına geçmek oldu. Bir TV haber kanalında Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım, yaşananların bir darbe girişimi olduğunu söylüyordu.

Ardından MHP lideri Devlet Bahçeli, darbenin kabul edilemez olduğunu açıklayarak muhalefet partileri arasında ilk siyasi tepkiyi veriyordu.

O sıra, Ankara ve İstanbul’da çok yerde meydana gelen patlama sesleriyle birlikte halkın “darbeye dur” demek için kimi abdest alarak, kimi de ailesiyle vedalaşarak sokaklara çıktığını öğrendim.

00:15’te TRT’yi ele geçiren cuntacıların haber spikeri Tijen Karaş’a korsan bildiriyi canlı yayında okuttuklarını tanıdık birinden duydum.

Saat 00:35 sularında CNN Türk’te Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimine karşı milleti meydanlara davet eden açıklaması canlı olarak yayımlandı.

Sonrasında yurt genelinde olduğu gibi Sinop ve ilçelerindeki vatandaşlar da gecenin ilerlemiş saatinde bu çağrıya uyarak vatana ve demokrasiye sahip çıkmak, “darbeye dur” demek için sokaklara çıktı. O andan itibaren göğsü iman dolu insanlar kitleler halinde meydanlara yöneldi.

Başkan Şefik Çakıcı, hemşehrilerinin vatana sahip çıkmaları için şehir merkezindeki eski otogara gelmelerini belediye hoparlöründen ilan ediyordu.

Mahallelerin sokaklarından ana caddeye yürüyen vatandaşlar insan seli oluşturdu. Dört yola doğru adeta aktı.

15 Temmuz gecesi tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran tehdit girişiminde en çok dikkat çeken olay Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan ilanda tüm camilerde sela okunması oldu.

Camilerde okunmaya başlanan sela sesleri sabah ezanlarına kadar minarelerde susmadı. Biri selayı bitirirken diğeri başladı. Kapkaranlık gece, sela sesleriyle adeta aydınlanıyordu.

Sinop merkezde ise AK Parti Sinop İl Başkanlığı önünde toplanan vatandaşlar, ellerinde Türk bayrakları ile “Asker kışlaya” sloganları atarak Aşıklar Caddesi istikametine doğru yürümüş, sonra da Adliye Meydanı’nda toplanmıştı.

Darbe girişiminin atlatıldığına kanaat getiren halk sabah gün ağarırken evine dönüş yaptı.

Cumartesi günü esnaf her zamanki gibi dükkanlarını açmış, ticaret için müşterilerini bekliyordu.

Şehirdeki genel hava “darbe kalkışması” yaşanmamış gibiydi. Her cadde ve sokak sakin ve durgundu.

Yazımızı Cengiz Numanoğlu’nun “Nasıl unutulur ki, Onbeş Temmuz gecesi!” isimli şiirinin çarpıcı mısralarıyla nihayete erdirelim.

“Nasıl unutulur ki, Onbeş Temmuz gecesi;
O gece ezanların Arş’a yükseldi sesi.
Tarihinde görmedi, millet böyle bir zulüm;
Allah’a yemîn etti: “Ya istiklâl, ya ölüm!”

O gece başkomutan, Recep Tayyip Erdoğan,
Sarsılmaz îmânıyla, doğuştan asker doğan.
Bir îmân ki; dünyada nasip değil her kula;
Görünmez ordularla inmişti İstanbul’a.”