"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından arama kurtarma çalışmaları sürüyor. 

Ülkemizin çeşitli illerinden ve  dünyanın dört bir yanından gelen kurtarma ekipleri, yıkılan binaların altından canlı bir kişi çıkarabilmek için var gücüyle çalışıyor.  

Dünyanında kabul ettiği "Asrın Felaketi"nde mucizeler de yaşanıyor.
Kurtarma ekipleri göçük altından hala canlı insan çıkarıyor!

Adıyaman'da enkaz altından 198 saat sonra Muhammed'i kurtaran Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Zonguldak ekibi, çalışma tahtasına "Kömür için değil! Ömür için geldik... Hakkınızı helal  edin" yazdı. 

Ekibin bu yazısı, ülkenin zor gününde  tek yumruk, amacının da enkaz altından bir kişide olsa sağ çıkarmak olduğunun gösteriyor.. 

Böyle felaketler ülkelerin başına da yüz yılda bir gelir.  

Bu afetten, ülke olarak çıkarmamız gereken çok dersler var.  

Nedir onlar?
Konutların dayanıklı bir zemin üzerinde inşaa edilmesi. 

Belediyelerin kendi sorumluluk alanlarındaki inşaatları çok iyi denetlemesi. 

Prosedüre uygun konutlara izin vermesi ve yaptığı inşaattın malzemesinden çalan müteahhite de kesinlikle izin vermemesi gibi.
Hani bir söz var. 

"Deprem öldürmez, bina öldürür diye." 
Onun için bundan sonra yapılan binaların depreme dayanıklı yapmamız gerekiyor.  

Bu deprem bize birşey daha gösterdi.
O da sosyal medyadaki yalancılar ordusunu. 

O küçük beyinleri ile algı yaratma ve ülkeyi kaosa sürükleme peşine düştüler.

Vatandaşımız, küçük bir zümre olan bu yalancılara Allahtan ki itibar etmedi ve etmiyorda.

Biliyorsunuz bunlar bir ara TOKİ evlerine kafayı takmıştı. 
Bu evlerin daha oturmadan döküldüğünü ve depreme dayanıksız olduğunu söylüyorlardı. 
Ne oldu?

Kahramanmaraş merkezli depremde. 
TOKİ'nin yaptığı bütün evler ayakta kaldı. 

Yıkılan evlerin yüzde 98'i 1999 öncesi yapılan binalar. 

Elinizden gelse yıkılan bu binaları da bu hükümetin yaptırdığını söyleyeceksiniz!
Bir algı oluşturmaya çalışıyorsunuz fakat, sizden ve sizin gibi düşünenlerden başkası da buna inanmıyor. 

Yapmayın..
Böyle şeyler size bir şey kazandırmaz. 
Halkın gözünde de zaten itibarınız yok, daha da küçülüyorsunuz!

Deprem bölgesinde ilk günden itibaren ve  hala daha 
Devlet nerede? 
Asker nerde?
Polis nerede?
AFAD Nerede?
Kızılay nerede?
diye cazgırlık yapıp duruyorsunuz ya.!
İlk saatlerden itibaren, devlette, millette, hükümette oradaydı.
Tabii siz bunları görmek istemediğiniz için göremezsiniz.
500 kilometreye yayılmış olan depremde 250 bin kamu görevlisi sahada ve çalışmalarda yer alıyor. 
Bir arada Katar'ı dilinize dolamıştınız.  Ülkedeki en güzel manzaralı evler veya arsalar onlara satılıyor diye. 
Amerikalılara, Avrupalılara satılınca ses yok. 

Araplara satılınca gerici  olunuyor!
Çünkü o Avrupalı dedikleriniz aydın ve  entel kişiler değil mi?
Zavallı ezikler.
Bakın beğenmediğiniz o Katar, Türkiye'ye yardım için alarma geçti.  
Gardaş Azebaycan'dan sonra, ülkemize en büyük desteği veren ve başşağlığına gelen ülke.
Size son sözüm.
Bu ülkenin, sözünün eri, canla başla çalışan, duruşu belli olan, yanar döner olmayan ve dik duran siyasetçilere ihtiyacı var. 
Varın gerisini siz anlayın!