Dünyanın hiçbir ülkesinde bizim kadar içinde haini olan bir ülke yoktur. Kahramanı olan da yoktur.! 
Türkiye’miz depremde "Asrın Felâketi"ni yaşadı.  
Yıkılan evlerin enkazı altında ölenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor.
Üzüntümüz çok büyük.
Yakın bir zamanda dünya ülkeleri iki depremi  7,7 ve 7,6'yı aynı anda yaşamadı..   
Türkiye hariç…
Birçoğu için demiyorum ama içimizde az bir zümre var:
Hain. 
Alçak . 
Provokatör.
Mesleği, kariyeri, unvanı ne olursa olsun katıldıkları programlarda, sosyal medya hesapları üzerinden gün bu gündür diyerek söylemedik söz bırakmıyorlar.. 
Güya vatandaşa yardım ediyorlar.. 
Hala devletten yardım gelmedi. Hükümet sınıfta kaldı gibi yalan yanlış iddialarla algı oluşturarak kara propaganda yapıyorlar.
Bunların amacı depremde vatandaşın sesi olmak felan değil, hükümeti kötülemek, ülke karışsın, nasıl olsa seçim yaklaşıyor biz bunları koltuklarından edelim derdindeler.  Hainin biri de sözüm ona karikatürist Türkiye haritası üzerinde Cumhurbaşkanı'nın koltuğunu Ankara'nın ortasına çizmiş, yanı başlarından çatlaklar gösteriyor. 
Yani Erdoğan'ın koltuğunun çatırdadığını ima ediyor. 
Böyle bir afette bile bu karikatürü çizebiliyorsun ya.. 
Ne söyleyeyim sana. 
Hangi sıfatı yakıştarayım.
Eksikler var mıdır? 
Vardır. 
Her bölgeye aynı anda kurtarma ekibi yetişememiş midir?  
Yetişememiştir.
Çünkü bir de karla ve kışla mücadele ediliyor.. 
Yollar kapalı, ekiplerin yetişmesi için yol açma derdindeler.. 
Havaalanlarına uçak inmez durumda.
İki depremi birden yaşayan ülkemizde her şey felç oldu.. 
Eğer siz Devletten yardım ulaştırmamak gibi bir emare görüyorsanız, o zaman istediğinizi söyleyin.. 
Fakat sizin öyle bir derdiniz yok..  Depremin büyüklüğünü kör olmuş görmez, sağır olmuş duymazsınız.
Canlı yayında uçaklar yok diyorsunuz yanınızdaki ekrandan uçaklar geçerken görünüyor. 
Asker, polis yok diyorsunuz,  hepsi enkazda bir canlı insan çıkarmak için canla başla çalışıyor.
Siz bunları görmüyor değil, görüyorsunuz da, görmek istemiyorsunuz. 
Sanki bu hükümeti yıkınca, gelecek olanlar çok çaba sarf edecek, anında müdahale edecek ve sizin dedikleriniz olacak.!
Geçin bunları. 
Bu halk sizin istediğiniz hükümetin filmini daha önce 1999 Marmara Depremi’nde seyretti. 
Hey kendini ayrıcalıklı hisseden zümre! 
Size sesleniyorum.. 
Bu ülke Marmara Depremi sonrası başbakanı uyandırmayalım, rahatsız olmasın dedikleri hükümeti de gördü. Ve o zamanın başbakan, üç gün sonra deprem bölgesine gitti. 
O vakit siz veya sizin gibi düşünenler neredeydiniz? 
Çok bilmişlik sözlerinizi niçin o zaman sarf etmediniz ve provakatörlük yapmadınız?
O deprem bu kadar geniş çaplı da değildi. 
Çünkü işinize gelmezdi. 
Siz de aynı çarkın bir parçası olduğunuz için.. 
Seçimler yaklaşıyor ya bu provokatörler, yardım değil, oy peşine düşmüş.. 
Yazıklar olsun size içimizdeki İrlandalılar.. 
Bu deprem bize çok şeyi ders almamızı gösterdi. 
Yerel yöneticiler yani belediyeler artık sorumlu oldukları alanlarda yapılan konutları daha sıkı denetlemek zorunda. 
Artık müteahhitlerle ahbap çavuş ilişkisini bırakacak.
Yapılan konutları prosedürdeki gibi depreme dayanıklı olarak inşa ettirecek.. 
Bir söz de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na. 
Ana muhalefetin lideri oldun fakat, bir türlü devlet adamı olamadın. 
Afetlerde bile, birlik ve beraberlik mesajı veremeyecek kadar sorumsuz davranıyorsunuz.
Sorumluluğu üzerinde taşıyamayan bir siyasetçi yarın iktidar olduğunda Türkiye'yi nasıl yönetir? 
Gerisini siz düşünün..
Depremde hayatını kaybeden bütün kardeşlerime Allah'tan rahmet, geride kalan ailelerine başsağlığı dilerim. Yaralılara da acil şifalar temennisiyle, Rabbim bir daha böyle afetleri ailemize, ülkemize, Müslüman kardeşlerimize ve insanlığa yaşatmasın.!