Aylardır yazıyor, paralel yapıya dikkat çekiyorum. Paralel yapının ülkeye İĞRENC İHANETİNİ LANETLİYORUM . Ülkenin sırlarını şahsi çıkarları için satanlara yazıklar olsun. Arabistanlı Lawrence'tan daha kötü çıktılar. Millete hizmet ettiğini zannedip ülkemizin kendinden başkasını düşünmeyen seçkinlerine ve dış güçlere hizmet edildiği ortaya çıkmıştır. Taban gözünü açsın.
Ülkemizde son dönemde yaşanan olayları sadeleştirdiğimizde sanki şu sahneyi görüyorum. Bir sokaktan geçiyorum . Sokakta bir kavga var. Ama ne kavga. Hiç bir araya gelmeyecek insanlar bir araya gelmiş bir kişiye saldırıyorlar. Görüyorum ki herkes birlik olmuş, sadece ve sadece tek bir uzun adamı dövmeye çalışıyor, vuruyor . Yaşadığımız özetle aynen budur.
Şimdi ister bu sahneyi gören sizde gidin bir yumruk vurun, ister "Siz ne biçim insanlarsınız. Utanmıyor musunuz hepiniz birlik olup tek bir uzun adama saldırmaya. Ne kadar aciz ve zavallısınız. Dağılın hadi ordan" deyip mazluma destek verin.
Bugün ülkeye ihanet eder noktaya gelen ve paralel yapı olarak adlandırılan cemaat özünde gerçek bir Anadolu Halk hareketi olarak başladı, büyüdü, serpildi, zamanla seçkinler sınıfına girdi. Artık halkla değil seçkinlerle birlikte hareket ediyor. Cemaate gönül verenler geçmişte nerede durduklarını,şimdi nerede durduklarını bir tahlil etsinler. Çok derin analizler yapmaya gerek yok.
Daha önce yayınladığımız " Bu Topraklardan Humeyni Değil Şey Edebali Çıkar" yazımızda Fethullah GÜLEN'in asıl hedefinin İran benzeri bir siyasal yapılanma hayali ve her şeyin üstü dini lider olma arzusu olduğunu anlatmıştık. Hoca Humeyni olamayınca sinirlendi, beddualar eşliğinde gitti Neron oldu. Neron'u bilirsiniz, Roma'yı yaktı. Ancak öyle güçlü bir millet iradesi ve ferasetli insanımız var ki Pensilvanya'da ki Neron özentisi ancak cürmü kadar yer yakar.
Cemaatin Twitter Şövalyesi Sarı Çizmeli Fuat Avni tehditkar üslubuyla diyor ki "Korkma, titre". Ey Fuat Avni; Sen bu milletin korktuğunu ne zaman gördün? Ne zaman pıstık? Ne zaman saklandık? Ne zaman gizli pis işler içerisinde olduk. Bilge Kağan bize dediği gün titreyip, kendine gelmiş bir milletiz. Korku nedir bilmeyiz. İngilizlerin yenilmez armada denilen donanmasının en gözde gemisini tek bir top mermisiyle tarumar edip Boğazın serin sularına yollayan Seyit Onbaşı'nın torunlarıyız.
Kafası karışık olanlar ise eski Türkiye'yi düşünsün...
İMF'ye borcun kalmadığı, banka hortumlamaların sona ererek milyarlarca dolar görev zararı yazan bankaların kara geçtiği, faiz harcamalarının oldukça azaldığı, yapılan yollar sayesinde trafik kazalarından meydana gelen binlerce ölümün bittiği, terör nedeniyle yaşanan can kayıplarının sona erdiği, ilaç,doktor kuyruklarının tarih olduğu, başaörtüsü ve katsayı zulmünün geçmişin karanlık sayfalarına gömüldüğü, parası dünyada itibar kazanan, ekonomisi büyüyen ve başta alt yapı yatırımları olmak üzere hızlı bir kalkınma sürecine giren,fakirine fukarasına,öğrencisine sahip çıkarak kısa sürede devler ligine girme konusunda büyük atılım sergileyerek dünyaya parmak ısırtan güzel ülkemin güzel insanları herşeyi biliyor.
Bu millet kendine yontan, kendi kesesinden başka hiç bir şeyi düşünmeyen seçkinlerin, çıkar gruplarının değil kendinden olan halk çocuklarının yanında olacaktır.
Millet zorbaya değil mazluma her zaman sahip çıkmıştır, yine çıkacak. Zaman ilerledikçe her şey ortaya çıktığında herkes yaşananları tamamen öğrendiğinde kimlerin casusluk faaliyetleri yürüterek devleti kimlere peşkeş çektiklerini hepimiz göreceğiz. Devletin en mahrem sırlarını dinleyerek servis edenler iğrenç bir ihanetin içerisindedirler.
Dört bir taraftan düşmanca taarruza maruz kalan Başbakanımız sesini kaybetti. Bu onu sevenlere dert oldu.
Tarhana çorbası, gökyüzü ve İstiklalim olsun yeter bana. Ülkemi satan Pensilvanya grubu milyar dolarlarınız sizin olsun. Ağzı çorba kokanlar diye küçümsediğiniz insanlar tarhana çorbasını içerler ama ruhunu paraya ve dış güçlere satan seçkinci zihniyete de asla boyun eğmezler.
Buda halkı anlayamayan paralelcilere dert olsun.