KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak'ın katılımıyla düzenlenen açıklama, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü önünde gerçekleştirildi.

Genel Merkez tarafından gerçekleştirilen açıklamayı, Tarım Orkam – Sen Sinop İl Temsilcisi Berker Şahin okudu.

İlçede anlamlı etkinlik: Fidanlar toprakla buluştu
İlçede anlamlı etkinlik: Fidanlar toprakla buluştu
İçeriği Görüntüle

Tarım ve Orman Bakanlığı'nda görevli veteriner hekimlerin son 25 yıllık süreçte sistematik bir hak gaspına uğradıklarını dile getiren Şahin, “Yasal zeminde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu başta olmak üzere 6343, 992, 1593, 5393, 5199 ve 5996 sayılı kanunlar uyarınca Sağlık Hizmetleri Sınıfının bir parçası olmalarına rağmen, aynı sınıfta yer alan diğer emekçilerin yararlandığı haklardan ve iyileştirmelerden hukuka aykırı biçimde dışlanmışlardır. Bu ayrımcılık, veteriner hekimlerin özlük ve mali haklarında ivedilikle giderilmesi gereken büyük bir eşitsizlik doğurmuştur.” dedi.

Şahin, veteriner sağlık emekçilerinin görevlerini yerine getirirken zoonoz hastalıklarla sürekli karşı karşıya geldiklerini ve ciddi sağlık problemleri yaşadıklarını belirterek, özellikle Brucella enfeksiyonunun veteriner sağlık emekçileri için bir meslek hastalığı halini aldığını vurguladı.

Şahin, “Buna ek olarak, çalışma ortamının fiziki yapısı gereği; havasız, tozlu, sıkışık, aşırı sıcak veya soğuk gibi zorlu koşullarda çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Sahada aşılama, kimliklendirme, numune alma, muayene, tedavi, bilgilendirme ve denetim faaliyetlerini yürütürken ise hayvanlar tarafından ısırılma, tekme ve boynuz darbeleri, ezilme gibi fiziksel travma ve yaralanma riskleriyle sürekli karşı karşıyadırlar. Tüm bu ağır zorlu çalışma şartlarına, yüksek hastalık ve yaralanma riskine rağmen, veteriner hekimler fiili hizmet zammı (yıpranma payı) uygulamasından faydalandırılmamıştır.” şeklinde konuştu.

Veteriner sağlık emekçilerinin zorlu çalışma koşullarından bahseden Şahin, şunları söyledi:

“Bu görevler, çoğu zaman son derece elverişsiz ahır koşullarında ve eski, güvenilir olmayan araçlarla yerine getirilmek zorunda kalınmaktadır. Şoför yetersizliği nedeniyle veteriner sağlık emekçileri, istemeseler dahi araç kullanmak durumunda bırakılmakta, aksi takdirde mobbinge maruz kalmaktadırlar.

Ayrıca, sahada uygulanan yanlış politikalar ve yetersiz bilgilendirme nedeniyle, vatandaşların tepkileriyle ilk karşılaşan meslek grubu yine veteriner hekimler olmakta; bu gerginlikler sözlü hakaretlerden fiziksel saldırılara kadar varabilmekte, bu saldırılar neticesinde veteriner hekimler yaralanmakta hatta hayatlarını kaybetmekteler. Veteriner hekimlere yönelik her geçen gün başka bir saldırı haberiyle karşılaştığımız halde veteriner sağlık emekçileri “Sağlıkta Şiddet Yasası” kapsamına dahil edilmemiş, şiddete uğradığında dahi sağlık emekçisi olarak kabul edilmemiştir.

Bakanlığın yetersiz ve plansız istihdam modeli sebebiyle aşılama, veteriner yol kontrol istasyonlarında yapılan denetimler gibi sebeplerle farklı illerde görevlendirilmektedir. Bu görevlendirmeler sırasında şehir değiştirmek ve evlerinden uzak kalmak zorunda kalan veteriner hekimlere halihazırda yetersiz olan ve görev süresinin ilk 10 günlük kısmı için verilen harcırah, sonraki günler için kesintiye uğramakta ve istekleri dışında görevlendirilen emekçiler bir de konaklama giderlerini ödemek zorunda bırakılmaktadır.”

Şahin, son olarak mesleğe ilişkin sorunlara karşı talepleri şöyle sıraladı:

“Aşağıda yer alan taleplerimiz, yalnızca mesleki haklarımızın değil, toplum sağlığının korunmasının da bir gereğidir:

· 2008 yılında haksız bir uygulama ile elimizden alınan 2 aylık fiili hizmet zammı ve özlük hakları derhal iade edilmelidir.

· Veteriner sağlık emekçilerinin Sağlıkta Şiddet Yasası kapsamına alınmalıdır.

· Bakanlığın uyguladığı resmi aşılama ve biyolojik madde uygulama ücretleri (El Emeği ücretleri), vatandaşa verilen desteklemelerden mahsuplaşma yöntemiyle değil, yeniden düzenlenerek genel bütçeden karşılanmalı ve her ay düzenli olarak ödenmelidir.

· Yurt dışı ve hipodrom görevlendirmelerinde liyakat ve adalet esas alınmalıdır. Bu görevlendirmelerde adil davranmayan idareciler hakkında idari soruşturma açılmalıdır.

· Görev harcırahları yükseltilmelidir; özellikle 15 gün süren geçici yol kontrolleri görev harcırahları konaklama ücretini karşılayacak seviyeye çıkarılmalıdır.

· Veteriner Yol Kontrol İstasyonları ve Veteriner Sınır Kontrol noktalarında hafta sonu, resmi bayram ve mesai saatleri dışında yapılan fazla çalışmalar karşılığında fazla mesai ücreti veya çalışılan süre kadar resmi izin verilmelidir.

· Geçici görevlendirmelere son verilmelidir. Yol Kontrol İstasyonlarının daimi personeli olmaması ve aşılama çalışmalarını yürütecek yeterli personel bulunmamasının çözümü veteriner hekimleri oradan oraya sürüklemek değil, ihtiyaç olan yerlerde personel istihdamının arttırılmasıdır.

· Eski ve güvenli olmayan araçlar yenilenmeli ve yapılacak görevler için şoför ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu süreçte görevlerini aynı zamanda araç kullanarak yerine getiren personele ödenen ilave ücretteki 4000 katsayısı 20000 olarak güncellenmelidir.

· Kedi ve köpeklerin kuduz aşısı ve çip uygulaması için gerekli olan fiziki muayene odası, muayene masası ve malzeme dolabı eksiklikleri acilen giderilmelidir.

· 01.01.2019 tarih ve 5434 sayılı Kanunun ek 84. maddesi ile kamudan emekli olan tabip ve diş tabiplerine ilave ödeme verilirken veteriner hekimlere bu ek ödeme verilmemiştir. Bu durumun neden olduğu %43'e varan emekli maaşı düşüşü (örneğin, doktor/diş hekimi 51 bin, veteriner hekim 29 bin TL) haksızlığının giderilmesi için acilen yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

· Teknik hizmetler sınıfına ödenen arazi tazminatının görevlerini arazide gerçekleştiren sağlık hizmetleri emekçilerine de ödenmesi sağlanmalıdır.

· Veteriner Hekim unvanların da çalışanlara 7200 ek gösterge verilmesini talep ediyoruz Tarım ve Orman Bakanlığını, veteriner sağlık emekçilerinin yaşadığı bu sistemik hak kayıplarından ve mağduriyetlerden sorumlu olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz!”

KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak ise, kamusal hizmetlerin niteliğinin her geçen gün düşürüldüğünü ifade etti. Baysal, “Kamusal hizmetlerin niteliği düşürülürken bütçeden kamu yatırımlarına harcanacak olan miktar da her yıl düşürülmeye devam ediyor.

Kamusal alandaki yatırımlar bakanlıklar bazında değerlendirildiğinde dahi yüzde 90'ı sadece personel giderlerini karşılayacak biçimde düzenlenirken, bu hizmetleri almaya bekleyen yoksul emekçi halkları ise bütçenin tamamını neredeyse oluşturanlar olarak burada duruyor.

Değerli arkadaşlar ülkemizde zenginlerden, yani sermayeden alınan kurumlar vergisi bütçenin sadece yüzde 11'ini oluşturacakken, yoksul emekçilerden alınacak olan dolaylı vergiler, gelir vergisi bu bütçenin yüzde 70'inden fazlasını oluşturuyor.

Şimdi bütçe oluştururken akla gelen yoksul emekçiler bütçenin harcanmasında niçin hiç akla gelmez? Bu bütçe harcanırken faizlere niye bu kadar pay harcanır? Bu bütçe harcanırken kamu özel iş birliğiyle yapılmış, birçoğumuzun belki hiç kullanamadığı havaalanları ve köprüler konusunda vaat edilmiş olan ödemelerin sermayeye nasıl peşkeş çekildiğini sormak zorundayız.” dedi.

OLUŞAN BÜTÇE UMUTSUZLUK BÜTÇESİ

Açıklamalarını sürdüren Koçak şöyle konuştu:

“Bizler yıllarca eğitim aldığımız dönemlerde ilk öğrendiğimiz şeylerden bir tanesini, ülkemizin bulunmuş olduğu coğrafi koşullar itibariyle, ülkemizde dört mevsimin yaşanıyor olması sebebiyle ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynakları sebebiyle, dünyada belki de çok az olan, kendi kendine yetebilecek ülkelerden birisi. Ama bu ülkede yoksul emekçiler her gün yoksullaşıyor ve insanlar pazarlardan meyve sebze toplamak zorunda kalıyorsa bunun bir sebebi olmalı.

Sadece sebebi de değil, sorumluları da olmalı. Biz işte bu sorumluları açığa çıkartmak için, sorumluların kimler olduğunu halkla paylaşmak için bir araya gelmeye çalışıyoruz.

Şimdi bu ülkede biz sahada çalışma yapıyoruz. Bu ülkede yaşayan yoksul emekçilerden hiçbirisi ortaya çıkmış olan bu bütçeden memnun değil. Bu bütçenin yanlış olduğunu söylüyor. Artık öyle bir noktaya gelmiş durumda ki insanlar umutlarını kaybetmişler. Oluşan bütçe umutsuzluk bütçesi. Bakın bugün burada bir basın açıklaması yapıyoruz. Veteriner hekimlerle ilgili bir basın açıklaması yapıyoruz. Adı üzerinde ismi veteriner hekim. Ama haklara baktığınızda hekimlikleri çoktan unutulmuş olan arkadaşlarımız haklarına baktığımızda, çalışma koşullarına baktığımızda ne güvence bir işleri var ne de güvenceli bir çalışma alanları var. Güvencesiz yaşıyorlar. Buna dur demek zorundayız. Tam da bunun için yollara çıktık ve şunu söylüyoruz. Bir ülkede unutmayalım. Ana muhalefet ana muhalefet partisine dair muhalefet partisine dair kayyum atama tartışmalarının yürütülebildiği bir ülke antidemokratik uygulamaların artık zirveye çıktığı bir ülkedir.”

Koçak, son olarak 22 Kasım’da Samsun'da ve Adana'da yapılacak olan “Geçinemiyoruz, halk için bütçe demokratik Türkiye” sloganıyla gerçekleştirecekleri bölge mitinglerine tüm halkı davet etti.

Muhabir: Emrah Güney