Sinop’ta arıcılık alanında birçok projeyi hayata geçiren ve bu alanda birçok çırak yetiştiren emekli akademisyen Prof. Dr. Emin Kuru, Sinop İl Genel Meclisi’nde yaptığı konuşmada, çıraklık destek ödemelerinde yaş sınırının 22’ye düşürülmesinin, çıraklık eğitimine olumsuz etkileri olacağını ifade etti.
Ayrıca Sinop – Boyabat kara yolunda sıkça yaşanan kazalara da değinen Emin Kuru, gelecekte yaşanabilecek kazaların önüne geçilmesi için bu yolun en kısa sürede bölünmüş yol haline getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Gazi Üniversitesi’nden emekli Prof. Dr. Emin Kuru, 5 Kasım 2025 Çarşamba günü İl Genel Meclisi’nde yaptığı konuşmada şunları söyledi;
“Bizim köylerimiz boşaldı. Yani köylerde yaşayanların nüfusu yüzde 4. Fransa'daki yüzde 50. Bakın Avrupa ile kıyasladığımda fark var ve üretmiyoruz. Köyler üretimi resmen durdurdu. Sizler de köyleri temsil ediyorsunuz. İl Genel Meclisi demek, köylerde ne var ne yok bunları bilen insan demektir. Yani oranın problemlerine çözüm üreten insanlarsınız.
Dolayısıyla şimdi ben de tam da yerindeyim. Arıcılık köylere dönüşün bir anahtarı olabilir diye yola çıktık ve Arı Birliği Genel Merkezi’ni de yanıma alarak arıcılık, tavukçuluk, hayvancılık, seracılık gibi dört meslekle kırsala dönük. Bunu meslek haline getirdik. Yani 3308 sayılı yasa ile bu kırsaldaki bu meslekler birleşmiş oldu.
Milli Eğitim Bakanlığıyla 3 yıl protokolünü imzaladım. Türkiye'deki uygulama modelini kendi köyümde yaptım. Kırsalda bir aksama olduğu zaman oraya bildirdim. Onlar bu işi düzelttiler. Böylece yol aldık.
8 10 kişi 4 sene önce çırağım, sonra kalfam oldu ve her ay 8-10.000 lira devletten çırak parası aldılar. Sonra herkes bulunduğu yerde kendi kolonisini kurdu. Kendi işini kurdu. Herkesin 20’şer 30'ar tane arı kovanı oldu. Bakın emekli bir insan bir iş kurdu. Bu çok önemli bir şey.
Sonra Sayın Bakan tarafından, mevcut Milli Eğitim Bakanı bunu 22 yaş ile sınırladı. Yani anayasada olan 7 yaşından 70 yaşına kadar herkesin eğitiminden devlet sorumludur. Bu anayasanın amil hükmü. Şimdi bu hükme göre ben köyünüzde bulunan 50 yaşındaki, 60 yaşındaki, 30 yaşındaki, 40 yaşındaki insanları da kayıt edebiliyordum ve onlara çırak parası verebiliyordu. Bu çok güzel bir şeydi. Köylü köyü ayağa kaldırma noktasında. Bu 22 yaşta sınırlanınca bu imkân elimizden gitti. Pandemi dönemi geçirdik. Bu dönemde iyi eğitim alamamış 15 milyon genç var.

Şimdi arkadaşlar genç demek bir ülkenin milli gücü demektir.
Genç demek bir ülkenin sigortası demektir. Genç demek bir ülkenin geleceği demektir. 45 milyon genç bu çıraklık yasasından istifade ettirmemek için 22 yaşta sınırlandırmak hangi akla hizmet? Şimdi bu gençler ne yapacak? Şimdi ne yaparız? Bizim babalarımız, dedelerimiz, çocuk okumadığı zaman ne diyorduk? Git sanayi meslek öğren bari.
Şimdi bizim bu çocuklara böyle bir şey deme şansımız yok. Git sanayide meslek öğren diyemiyoruz. Bunun bir şekilde cumhurbaşkanına ulaştırılıp bu yaş uygulamasının mutlaka kaldırılması gerekiyor. Çünkü bizim işverenlerin vermiş olduğu bir vergi vardır. Bu vergiden kesilen para işsizlik fonunda toplanıyor. İşsizlik fonunda toplanan para Türkiye’deki meslek eğitimi için kullanılıyor. Bu bizim Avrupa Birliği'ne giriş entegrasyon mecburiyetimizdir. Bunu anayasaya koymuşuz. Ama biz anayasanın bu amil hükmünü bir kenara bırakıp 22 yaşta sınırlamışız. Hem anayasanın amil hükmünün bir ideali hem de 45 milyon gencin efendim ülkede yok kabul edilmesi, hatta yönlendirilmemesi manasında bunu düşünebiliriz. Bunu ben ilgili yerlere söyledim ama cumhurbaşkanımıza anladığım kadarıyla ulaşamıyorlar.
Destek veriyor köye. Yani köye bir destek var. İrade var köye bir şey olsun diye. Ama en önemli olan şey İstanbul'dan dönüp köyüne yerleşecek olan adama buyur kardeşim gel burada arıcılık yap, al şunu ya da burada tavukçuluk yap. Yani kanatta hayvan dediğim hindidir, şudur, budur. Onu yap. Ya da dön efendim bir seracılık yap. Al sana çırak desteği var deri yasa var burada. Bunları 22 ay sırlamasıyla kaldırdık.
Şunun da haberini haber vermiş olayım. 18-22 yaş grubu genç çocuk var ise ben 40 tane arıcılığa, 40 tane de Kanatlı hayvancılığa kayıt yapma yetkim var. Bu çocukları bana yönlendirebilirsiniz. Ben bu çocukları alırım, yönlendiririm. Kimisi arıda, avcılıkta ama köyü olacak, yeri olacak. Kanatlı hayvancılık yapacaksa mutlaka atölyesini kendi köyünde kurdurtuyor. Bunun için şartlarının müsait olması lazım. Yani köy kökenli olması lazım. Ondan sonra kaydedebilirim ve her ay devlet bunlara benim üzerimden çıraklara 7.000 lira, kalfalara 10.000 lira para veriyor.
Bir genç çocuk 18 yaşında benimle geldi. 6-7.000 lira ben buna çırak parası veriyorum. Haftada bir gün sanayiye geliyor. Orada Türkçe, Din dersi gibi derslerden ders alıyor. Onun haricindeki uygulama derslerine notunu ben veriyorum. Bu Çocuk ayda 7-8.000 lira böyle bir gelirle 400 tane, 500 tane tavuğu yemin alıp besleyebilir. 500 tane tavuğun getirisi ayda 150.000 liradır. Bakın hem adam gibi herkes bir yumurtasını yer, tavuk etini yer. Hem de orada böyle bir sistem kurulmuş olur.
Eğer böyle bir talep olursa ve bana yönlendirirseniz, Sinop'ta bir model bir uygulama meydana getirmiş oluruz.
Sinop – Boyabat kara yolunda Azrail kol geziyor!
Boyabat'tan Çırnık yoluna dönen bir köprü var. Kırkgeçit Çayı köprüsü deniyor. Bu köprü yapıldığında ben dünyada yoktum. Çimemtonun azami ömrü 50 yıldır. E ben 71 yaşına geldim. Demek ki 70 yıl önce yapılmış burası. Bu köprü çatlamış. Üstünden 30 tonluk, 40 tonluk tırlar geçiyor. Odun yüklü tırlar geçiyor. Çökebilir. Büyük bir felaket geçer değil mi?
Boyabat'tan tünele kadar o yol çift şerit. Tünelden Kabalı yol ayrımına kadar tek şerit. Geniş bir yerden daracık bir yere giriyorsun. Ne olur burada? Kaza olur.
Lütfen o yolu gündeminize alın. Bu yol çok büyük tehlike saçıyor. Azrailin kol gezdiği bir yoldur. Böyle bir yol olmaz. Bir tarafı dar, bir tarafı geniş.”





