Diyanet-Sen Sinop Merkez İlçe Temsilcisi Şahin Köstek ve Sinop Din Görevlileri Dernek Başkanı Yakup Aracı, yaptıkları ortak basın açıklamasıyla, din görevlilerine karşı sosyal medyadan yapılan hakaret ve karalamaya ilişkin paylaşımları eleştirdi. 

Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Din görevlileri devlet memuru olmaları hasebiyle görevlerini yerine getirirken kanunlar çerçevesinde yerine getirip manevi bir bilinçle de hareket ederler. Bu bağlamda yaptıkları hizmetleri dillendirmenin maneviyata zarar vereceklerini düşünürler. 

Ancak son zamanlarda ülke genelinde olduğu gibi yerelde de bazı kendini bilmez, gerçeklerden bihaber, dine saldırmak için din görevlilerine saldırmayı kendilerine görev edinmiş kişilerin din görevlilerine saldırıp hakaret ederek maaşlarına dil uzattıklarına şahit oluyoruz. Bu kişilerin sözüm ona toplumun önde gelen kişileri olmaları çok sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz şu günlerde bu açıklamayı yapmayı gerekli kılmıştır.

Korona Virüs Dünya genelinde hızla yayılan can alıcı bir salgın. Dünya ülkelerini çaresiz bırakan, binlerce insanı öldüren bu salgının mücadelesi ülkemizde de etkin bir şekilde verilmeye devam ediyor. Sosyal sorumluluklarımızın arttığı bu günlerde, başta sağlık çalışanları olmak üzere, herkese büyük sorumluluk düşüyor.

Sorumluluk üstlenen meslek gruplarının başında da Din görevlileri geliyor. Din görevlileri en ücra yerlerde mesai metfunu gütmeden devletinin ve milletinin hizmetindedir. Her zor süreçte olduğu gibi son yaşadığımız Dünyada salgın hastalığın ülkemizde görülmesi ile camilerimiz acık tutulmak koşuluyla cemaatle namaza kapatılmıştır.

Sinop İl Müftülüğü personeli olarak amirlerimizin yönlendirmesi ile istişare edilerek inisiyatif alınıp “ Şimdi İyilik Zamanı. Evde Kal Sinop” adı altında bir proje başlatılmıştır. Verilen telefon numaralarına gelen çağrılara yine din görevlilerinden oluşan koordinatörlerin yönlendirmesi ile en yakın din görevlisi tarafından camiler açık tutulmak koşulu ile hizmet götürülerek yaşlılarımızın ihtiyaçları giderilmeye başlanmıştır. 

Bütün din görevlileri bu programa gönüllülük esasına göre dâhil olmuştur. Daha sonra Valiliğimiz tarafından oluşturulan Vefa Sosyal Destek Hattı nezdinde bütün din görevlilerimiz gece gündüz demeden fedakâr bir şekilde her zaman olduğu gibi hizmet vermeye devam etmektedir. 

Çünkü din görevlileri ülke ve millet meselelerinde geçmişten bu güne sorumluluk üstlenmeyi kendisine ödev edinen özel bir meslektir. Şehirlerimizde Vefa Destek hatlarında gönüllü olarak çalışan din görevlileri, devletimizin diğer birimleri ile birlikte ciddi bir sorumluluk üstleniyor.

Bütün din görevlileri her zaman olduğu gibi bu zor süreçte de sahadadır. Milletinin ve devletinin hizmetindedir. “Biz bize yeteriz Türkiye’m” kampanyasına en güçlü şekilde maddi olarak destek vermenin yanında çevresindeki ihtiyaç sahiplerine her zamankinden daha çok ve  kendi girişimleri ile yardımcı olmaya devam etmektedirler. Buna bir Osmanlı geleneği olan (zimem) bakkal veresiye defteri satın almak da dâhil. 

Buraya kadar her şey normal, hatta normalin dahi üstünde. 

Sabahtan akşama kadar ev ev, kapı kapı dolaşan, altmış beş yaş üstü yaşlılarımıza ve ihtiyaç sahibi halkımıza hizmet eden din görevlileri, evlerine geç saatlerde geliyor. Ülkemizde son durum nedir? Merakıyla haber sayfalarına ve sosyal medyaya baktıklarında bazı insanların kin ve nefretiyle karşı karşıya kalıyor. 

Oysaki kendilerine küfür eden, dünyada en aşağılık kaç tane cümle varsa onları sarf etmekten çekinmeyen kişiler, evlerinin odalarına kendilerini hapsedip klavye başında küfür yağdırırken, din görevlileri aynı evin kapısında birkaç saat önce küfür yağdıran kişinin anne ve babasına elindeki erzak poşetlerini teslim ediyor. 

Ne garip bir tezat değil mi? Evladı küfür ederken, anne babası Allah razı olsun evladım, Allah devletimize, milletimize zeval vermesin diyor.

Corona Virüs dünyayı etkisi altına aldığında başta İtalya’da din görevlileri meydanlara inmiş, hatta helikopterlerle ülkelerinin üstünde dolaşıp dua etmişti. Türkiye’de ise akşam saatlerinde minarelerden dualar yükselmişti. Almanya’da bizim her fırsatta sesini kısmaya çalıştığımız ezan, meydanlarda duyulur şekilde serbestleşti ve ezanın o mistik ve güven veren etkisi karşısında Almanya halkı şaşkınlığını gizleyemedi. İtalya meydanlarında namaz kılan Müslümanlara, İtalyanlar eşlik ederek tıpkı Müslümanlar gibi secdeye, rükûya eğildi.

Bizler hak dinin mensubu insanlarız ve şuan camilerimizden sürgün yemiş, mabetlerimize giriş yasağı uygulanan Müslüman ümmetiyiz. Kâbe’den adeta kovulan bizleriz. Camilerimizden kovulup, kardeşliğin hakkı olan kucaklaşmaya hasret bırakılarak evlerimizde dahi evlatlarımıza dokunmaktan korkan insanlara dönüştük. Kâbe’yi tavaf etmekten vazgeçmeyen kuşların dahi verdiği mesaja gözlerimizi, kulaklarımızı tıkamış haldeyiz. Ezanın eşsiz güzelliği karşısında, yaşanan özlemi anlamaktan uzak haldeyiz.

Her meslek grubunun görevi kutsaldır. Evine ekmek götürmek için akıtılan her damla ter bu ekmeği helal kılar. Ama görüyoruz ki ülkemizde olduğu gibi Sinop’ta da iflah olmaz bir kesim, yaşanan her olayı Diyanet İşleri Başkanlığı’mıza ve mensuplarına getirmeye kararlı görünüyor. Zannediyorlar ki, diyanet camiasına laf atarak yükselecekler. Zannediyorlar ki, bu saldırılar onlara bir şey kazandıracak. Dini değerlere saldırarak, diyanet mensuplarını aşağılayarak bir şey elde edeceğine inanan bu güruh, alçaldıkça kendisini yükseldi zannediyor. Her fırsatta konuyu dine din, görevlisine getirmeye çalışan, haysiyet cellatlığı görevinden bir türlü vazgeçmeyen bu cahil güruhun yaşanan her olayda diyanet mensuplarını hedef almalarını kınıyoruz. 

Musibetler karşısında birlik olmamız gerekirken ayrıştırmanın türlü yollarını arayan, kendilerine göre bir inanç mekanizması oluşturmaya çalışanları anlayamıyoruz. Din görevlileri kardeşliği öğütlediler diye kardeşlikten nefret eder hale geliyorlar. Bu insanların inançlarına saygı duyduğumuzu belirtmek isteriz. Fakat içlerinde bizim inandığımız dine, imana inanan birileri varsa bu yapılanın yanlış olduğunu kendilerine hatırlatmak isteriz.

Yaşanan felaket ve zorlu süreçlerin birlik ve beraberlikle aşılacaktır. Ülkemizin korona virüsü ile mücadelede tek ses, tek yürek olduğu bir ortamda diyanet mensuplarına saldıranların iyi niyetlerinden söz edemeyiz.  Dini değerler ve diyanet camiasıyla problemi olan bu kişilerin her olayda sözü diyanet mensuplarına getirmelerini, çürümüş ve kokuşmuş düşünce yapısının hezeyanı olarak değerlendiriyoruz.
  Din görevlilerimiz bütün kademesi ile bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonrada üzerine düşeni en iyi şekilde yapmaktadır. Bu hezeyan sahiplerinin davranış ve sözleri bizi yolumuzdan alıkoyamaz. İyi niyetten uzak, amaçları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğu milletimizin takdirindedir. Bu zor süreçte aldığımız devlet terbiyesi ile bu kişileri adli hakkımız saklı kalmak koşulu ile Allaha havale ederek Halkımızın takdirine bırakıyoruz. 

Sahada çalışan sağlık görevlilerimiz başta olmak üzere bütün çalışanlarımıza kolaylıklar diliyoruz. Rabbim bir an öce milletimizi ve bütün insanlığı bu korona musibetinden muhafaza eylesin"

Editör: Vitrin Haber