Sinop Üniversitesi YouTube kanalı üzerinden canlı olarak gerçekleştirilen söyleşide, küresel iklim değişikliği sonucunda su kaynaklarında meydana gelen azalmaya dikkat çekildi.

Moderatörlüğü SNÜ Rektör Yardımcısı ve Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Turan tarafından yapılan programa, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir konuşmacı olarak katıldı.  

DÜNYA ÇOK CİDDİ BİR SU KRİZİYLE KARŞI KARŞIYA
Türkiye ve dünyadaki su kaynaklarının durumu hakkında bilgi paylaşan Prof. Dr. Yusuf Demir, Dünyanın çok ciddi bir su kriziyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Su kaynaklarındaki azalmanın temel nedeninin çevre kirliliği olduğuna dikkat çeken Demir, “Bir ülkenin su zengini olabilmesi için kişi başına 8 bin metreküpün üzerinde su varlığına ihtiyaç var. Bu anlamda ülkemiz, ne yazık ki su fakiri konumuna gelmiş bulunmakta hatta bazı bölgelerimiz su fakirliği sınırına girdi. Türkiye, sahip olduğu su kaynaklarını doğru kullanamıyor. Toplam su varlığımız 112 milyar metreküp ve bu suyun 55 milyar metreküpünü kullanıyoruz, bunun da 35 milyar metreküpü tarım için ayrılıyor. Ancak bu 35 milyar metreküp suyun 20 milyar metreküpünü israf ediyoruz çünkü doğru sulama yapamıyoruz. Dünya ve Türkiye’deki su kaynaklarının tükenmesinin temel nedeni; insanların doğa ve çevreye zarar vererek suyun hidrolojik dönüşümünü yavaşlatması yahut engellemesidir. Bu sebeple yağış, düşmesi gereken mevsimde yağmıyor, aksine ani ve şiddetli sellerle karşılaşıyoruz. Nüfus artışı, plansız şehirleşme, hava ve çevre kirliliği, tarımda yanlış su kullanımı da cabası” dedi.

KATILIMCI SU YÖNETİMİ ANLAYIŞI GEREKLİ
Su sorununda ülke olarak katılımcı su yönetimi modellerine ihtiyacımız olduğuna belirten Demir, “Bu çerçevede tıpkı Pandemi Kurulu gibi bir su, çevre, gıda ve tarım komisyonu kurularak katılımcı su yönetimi anlayışı benimsenmeli. Bunun yanı sıra, arza yönelik su kullanımı değil, talebe yönelik su kullanımı planlaması yapmalıyız. Maalesef arz edileni kullanma gibi yanlış bir alışkanlığımız var. Aynı zamanda su yönetimini havza bazlı bir modele dönüştürmeliyiz. Bu konuda ciddi çalışmalar var ancak 15 – 20’ye yakın kuruluş, su yönetimiyle ilgilendiği için koordinasyonda sıkıntılar yaşanıyor. Bu bağlamda ilsel ve bölgesel odaklı çözümleri ülke politikalarına paralel olarak uygulamak zorundayız.” değerlendirmesinde bulundu.

KARADENİZ DE KURAKLIK RİSKİ ALTINDA
Konuşmasında ayrıca, kuraklık tehdidine dikkat çeken Prof. Dr. Yusuf Demir, “NASA’nın yayımladığı haritada Türkiye’nin çölleşme riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Karadeniz’deki deniz suyu sıcaklığının bu yıl, önceki yıllara nazaran 4 derece daha yüksek olduğuna değinen Prof. Dr. Yusuf Demir, “Karadeniz Bölgesi kuraklıktan en az etkilenen coğrafyalardan biri fakat kuraklık böyle devam ederse Karadeniz bölgesini de gelecekte zor günler bekliyor” dedi.

Programın değerlendirme ve kapanış konuşmasını yapan SNÜ Rektör Yardımcısı ve Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Turan ise şu ifadeleri kullandı: “Tüm canlılar ve Dünya için bu kadar önemli bir kaynağı korumak, geleceğe taşımak için hepimize önemli görevler düşüyor. Suyu doğru kullanmak, tasarruf etmek, kaynaklarımızı doğru kullanmak ve yönetmek, sürdürülebilir bir Dünya için, bizler için, çocuklarımız için gerçekten çok önemli. Bu program ile bizi izleyen tüm katılımcılara da önemli mesajların ve alınması gereken tedbirlerin aktarıldığı düşüncesindeyim. Su fakiri bir ülke olmamak için hep birlikte çabalamamız gerekiyor.  Sürdürülebilir bir dünya için suyumuzu koruyalım ona sahip çıkalım.” Haber Merkezi
 

Editör: Vitrin Haber