Sinop’un en eski ailelerinden birisi olan Özekes Ailesi, El yapımı Bıcakları ile beş kuşaktan bu yana 'çeliğe çifte su vererek' bıcak haline gelmesini saglıyor.

Özekes Bıçakları'nın geçmişi 1890'lara dayanmakta. Halen 4. kuşaktan baba Cengiz Özekes ve 5. kuşaktan oğlu Kazım Özekes tarafından sürdürülen 'El Yapımı Av Bıçakları' bugün ününü değil Sinop’ta, ülke sınırlarının dışına duyurmayı başarmış.
Özekeslerin dedesi Hüseyin Usta sanatkârlığı ile tanınmış bir tüfek ustasıymış. Tüfeğin yanı sıra hobi olarak da üstün kaliteli bıçaklar yapmaya başlamış. Sonra da bu mesleği oğluna öğretmiş. Sonra o da kendi oğluna mesleğin sırlarını göstermiş. Böylece meslek geleneksel bir aile işi olmuş. Baba Kazım Özekes ve oğulları Cengiz ve Erdoğan 1965'e dek hep birlikte çalışmışlar. Baba Kazım Özekes evlatlarının işi öğrendiklerine kanaat getirince emekliye ayrılmış. Mesleğin bütün inceliklerini, ustalıklarını ve özellikle de çeliğe nasıl çifte su verilmesi gerektiğini öğreterek köşesine çekilmiş. 

Aile dünyanın en kaliteli av bıçaklarını yapmaya devam ederek, her geçen gün daha fazla çalışırmışlar. Şu anda da en önemli prensipleri, ailelerinin adını verdikleri bıçakların mükemmel yapılması...

Bıçaklarının her bir parçasının kusursuz olması için çok uzun zaman harcıyorlar.

Sinop'ta Amerikan Radar Üssü'nün bulunduğu yıllarda Özekes Bıçakları'nın en büyük alıcısı Amerikan askerleriymiş. Halen kente gelen ya da özellikle bıçak almaya gelen yabancıların yanı sıra avcılar ve koleksiyoncuların arasında yerini almış.  

Biz de vitrin haber olarak Cengiz ve Kazım Özekes’le sizler için konuştuk

- Siz yıllardır bu işi yapıyorsunuz, fakat piyasada fabrikasyon ürünler de oldukça fazla sizin bıçaklarınızın onlardan farkı nedir?

- Söylediğiniz gibi onlar el işi değil. Hatta önemli bir kısmı Türkiye’de de üretilmiyor. Uzakdoğu’dan geliyor. Belki ilk başta alıcıya cazip geliyor bu bıçaklar. Fakat kısa sürede özelliklerini kaybediyorlar. Bizim bıçaklarımız da bu durum söz konusu olmaz.

- Peki bahsettiğiniz bu Uzakdoğu pazarı sizin işinizi bozdu mu? Müşterinizi çaldı mı?
 
- Yok, bizim müşterimiz bellidir. Etkilenmedik. Zaten bir kere alan sonra yeniden alıyor. Yıllardır da buradayız. Bizi sadece mutfak bıçakları da satmadığımız için müşterimiz de daha farklı. Koleksiyoncular bizi bulur mesela. Sonra Sinop’tan hediye götürmek isteyenler bize uğrar. Şu an başbakanda var bıçağımız. Pek çok milletvekilinde, bakanlarda… Çünkü özel bir hediye vermiş oluyorsunuz bizim bıçaklarımızı götürmekle.

- Sinop dışından da müşterileriniz var mı?

- Bir internet sitemiz var. Ulaşmak isteyen oradan ulaşıyor. Fakat daha çok bilen insanlar geliyor.

- Peki koleksiyoncular için ürettiğiniz bıçakların ne gibi özellikleri var?
 
- İmalatımızda dünyaca meşhur yüksek karbonlu, İsveç takım çeliği kullanıyoruz. Bıçakların saplarının büyük bir titizlikle yapımında, Manda boynuzu, Geyik boynuzu ve Gül ağacı kökü kullanılır. Korkuluk ve tepe malzemesi en iyi kalite pirinçten yapılır. Bütün kınlar en kaliteli sığır derisinden elde yapılır. Ortaya da özel bir ürün çıkar böylece.

- Mutfak bıçaklarına dönersek, ev hanımlarının en büyük şikâyeti bıçakların kısa sürede keskinliğini kaybetmesi bunu önlemek için neler yapmalıyız?

- Bir kere bulaşık makinesine koymamalısınız bıçağı. Sonra donmuş gıdaları kesmeye uğraşmamalısınız. O taşı kesmek gibi oluyor. Ayrıca kesme tahtaları adı üzerinde tahta olmalı. Yumuşak olmalı yani. Şimdi moda cam olanlar. Fakat bıçak için onlar sağlıklı değil.

- Bıçak yapmak ne kadar zaman alıyor peki?
 
- Özel bir bıçak çalışacaksak bir buçuk günü alıyor, mutfak bıçakları daha kısa sürüyor tabii.

- O kadar uzun mu sürüyor?
 
- Evet, her şey el işi çünkü

- Peki dedeleriniz zamanında yapılan işle şimdiki üretimin arasında farklar var mı? Yoksa tıpatıp aynı mı yapılıyor bıçak yapma işi?
 
- Olur mu, farklılar var tabii. Bir kere kullandığımız malzeme daha kaliteli, üstelik malzeme temini de geçmişe göre daha kolay.

- Peki işinizi çok mu seviyorsunuz?
 
- Sevmez miyiz? Sevmesek yapamayız zaten. Çok sabır istiyor bıçak işi. Bıçak büyüdükçe yapım süresi de artıyor. İnsan sevmeden yapamaz.

- Çok teşekkür ederim, keyifli bir sohbet oldu.
 
- Biz teşekkür ederiz.