Bir laf vardır; ağzınla kuş tutsan yaranamazsın. İnsanoğlu'nun bir çoğu şahsi çıkarları için, ihanet ve nankörlük etmeyi normal görür; Sonucun nerelere varacağını hiç hesap etmeden taraf ve tavır değiştirirler. Halbuki kardan zarar etmek gibi görülebilecek küçük kızgınlıkların neticesinde, tüm hayatlarını etkileyecek çok daha büyük kayıplar yaşayabileceklerini düşünmezler... Batı'nın düşmanlığı iki şeyedir; birincisi İslam dinine, ikincisi Türk milletine. Batı İslam dinine düşmandır; çünkü islam sömürüye karşıdır. Batı Türk milletine düşmandır çünki ilay'ı kelimetullahın emrettiği adaleti yeryüzüne hakim kılmak için mücadele eden bir millettir. Hal böyle olunca sömürüye ve güçlünün haklı olduğu gibi batıl anlayışa sahip olanların, sömürü düzenini ortadan kaldıran adalet anlayışına düşman olmaları kaçınılmazdır. Batının güçe ve sömürüye dayalı adaletsiz sistemi, bugün dünyanın büyük bölümüne açlık sefalet ve ölüm getirmiştir. Bu doymak bilmeyen sömürgecilerin önündeki en büyük engel Müslüman Türk milletidir Türkiyedir. Geçmişte ingiltere abd gibi emperyal ülkelerin valiliği gibi yönetilen, yokluğa, yoksulluğa, çaresizliğe mahkum edilen Türkiye, son yüz yıllık süreçte birkaç defa prangalardan kurtulup ayağa kalkmaya çalışmış, lakin halka hizmet hak’ka hizmettir düsturuyla çalışanlar engellenmiş, engellenmeklede kalmamış bu teşebbüslerinin neticesini canlarıyla ödemişlerdir. Lakin kökü tarihin başlangıcına uzanan bu kadim millet, yeniden dirilişe vesile olabilecek her fırsatı değerlendirmekten geri durmamış, tüm zorluklara rağmen yerli ve milli kadroları harekete geçirip, ülkesinin ve milletinin direncini tüm saldırılara hazır hale getirmiştir. geçtiğimiz yirmi yılda bağımsızlığımızı yüzde yetmişbeş’lere çıkartan yerli ve milli imkanları seferber eden Başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, sadece ülkesinde değil dünya coğrafyasına yer alan tüm mazlum ülke ve milletlerin umudu haline gelmiştir. Bu sebeptendir’ki sömürgeci ve hak bilmez ülkeler, tüm güçleri ve akıl almaz yöntemlerle Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlar. Farkındamısınız? Birkaç senedir hakikatle bağını koparmış bir kitle oluşturuldu; bu kitle sanki efsunlanmış gibi yalan söyleyeni savunan doğruları ise inkar eder hale getirildi.(onların gözleri var görmezler kulakları var işitmezler Araf179) Yani bir şekilde zihinler kontrol edilebilir hale geldi. Yine farkındamısınız bilmem? bir süredir bir yerlerden düğmeye basılmış gibi, bir çok bürokrat ve makam sahipleri ellerinde bulundurdukları imkanları, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın halk indindeki itibarını yerle bir etmek için kullanmaya başladı. Yaşadığınız il ilçe, çalıştığınız işyeri hastene kamu kurumu, vs her nerede bir huzursuzluk varsa muhakkak altında fetö ve zihniyeti vardır. tüm karanlık odaklarla işbirliği yapan bu güruh’un artıkları her fırsatta toplumun huzurunu bozacak argümanlarla halkın devletine ve idarecisine olan güvenini zayıflatmak, ve bugün iç savaş yaşayan ülkeler haline getirmek için halkın sinir uçlarıyla oynuyorlar. Gelinen bu noktada; Başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Teşkilatlarını gerçek dava insanlarıyla takviye etmesi, muhalefetin her seferinde provake ettiği ve etkili olduğu Suriyeliler eyt 3600 vs bahanelerini ortadan kaldırması, ve toplumun ekonomik refahı için gerekli tedbirleri acilen alması gerekmektedir. Algıyı yöneten bir şekilde zihinleri kontrol eden bu şer odaklarının etkisinden milleti kurtarabilmek, ellerindeki bahaneleri yok etmekten geçmektedir. Yoksa ağzınla kuş tutsan yaranamazsın; algıyı yönetenlerin efsunlayıp hakikatle bağlarını koparmış olduğu insanlara vesselam…