Sinop 15 Eylül Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret eden Bekleviç, Cemiyet Başkanı Cengiz Demirel ve cemiyet üyeleriyle uzun süre sohbet etti. Anadolu'yu karış karış gezdiklerini ve illerin sürdürülebilir ekonomik ve sosyal gelişimleri ve sorunlarıyla ilgili gözlemleri ile önerileri yüz binlerce kişiyle paylaştıklarını dile getirdi.

Bekleviç; "Aslen Edirneliyim, İstanbul Bilgi Üniversitesi mezunuyum. Uzun yıllar kamu, özel sektör ve sivil toplum alanında çalışmalarım oldu. Özellikle 15 Temmuz’da darbe girişimi sonrasında ben ve daha önce sivil toplumda ve iş dünyasında bulunan arkadaşlarımızla birlikte Anadolu genelinde bir takım seyahatler gerçekleştirerek, milletçe moral motivasyonumuzu nasıl daha yüksek tutabiliriz, siyasetteki kutuplaşmanın nasıl önüne geçebiliriz, farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğunu topluma nasıl anlatabiliriz ile ilgili bir yola çıktık. Hayatımızdaki bir çok arkadaşımızın önümüzdeki 1 yılını böyle bir amaç için sorumluluk alarak Türkiye’nin geleceği açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Gittiğimiz tüm şehirlerde cemiyetlerimizi özellikle ziyaret ediyoruz. Çünkü demokrasinin önemli koşullarından birisi tabi ki sandık olmakla birlikte özgür medya ve demokrasinin diğer gereksinimleri en az sandık sonuçları kadar önemli olduğunu Türk Kamuoyuna iletmemiz gerekiyor. Buna inanıyoruz ve gençler olarak bunun sorumluluğunda olduğumuzu düşünüyoruz. Türkiye’de son dönemde bu alanda yaşanan bir takım sıkıntılar toplumun genelinde olduğu gibi bizi de rahatsız ediyor. Bu konudaki eleştirilerimizi de ortaya koyuyoruz" dedi.


SİYASİ BİR AMACIMIZ YOK
Yürüttükleri çalışmanın siyasi bir amacının olmadığını kaydeden Tuna Bekleviç sözlerini şöyle sürdürdü; "Bizim çalışmamız siyasi bir çalışma değil. Herhangi bir siyasi partiye, herhangi bir cemaate, tarikata yakın yada onların uzantısı konusunda bir çalışma değil. Tam aksine siyaset dışı unsurların ve sivil toplum kuruluşlarının daha fazla toplumun içerisinde bulunarak farklı renkler sunmasının Türkiye’nin entelektüel zenginliğine katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bizim seyahatlerimiz özellikle ilk adımlarımız Doğu ve Güneydoğu Bölgesinde başladı. Bunun iki nedeni vardı. Birincisi bölgede yaşanmış olan ciddi sıkıntılar, ikincisi de doğa koşullarının göreceli olarak yaz ve bahar aylarını doğuda geçirmemiz. Kış aylarını da daha zorluk çekmemizden dolayı bu bölgelerde geçirmek oldu. 

SİNOP'TA BALIKÇILARIMIZLA GÖRÜŞTÜK
Sinop bizim doğudan sonra geldiğimiz ilk şehir Karadeniz’de. Bundan önce Batı Karadeniz Zonguldak ziyareti gerçekleştirdik. Orada madenci kardeşlerimiz ile bir araya geldik. Burada da önce balıkçılarımızı ziyaret ettik. Sinop’a çok uzak değiliz. Buranın sıkıntılarının ve potansiyelinin bilincindeyiz. Buradaki sıkıntılarda toplumun reflekslerini ve tepkilerini anlıyoruz. Bu konuda da neler yapabiliriz bunu tartışmak için burada sizlerleyiz. Sadece resmi kurumları ziyaret etmek değil, esnafımızda, balıkçı kardeşimizden, yolda karşılaştığımız, kahvede oturduğumuz, çay içtiğimiz sohbet ettiğimiz insanlarla projelerin konuşulması gerektiğini düşünüyoruz. Sivil toplumun gücüne şahsen ve ekipçe inanıyoruz. Çünkü katılımcı demokrasinin gücüne inanıyoruz. Bunlar Türkiye’nin yükselen değerleri olması gerekirken, bugün bunların tartışılıyor olmasının Türkiye’nin geleceği için güzel bir resim olacağına inanmıyoruz. Dolayısı ile bizim bu konularda çalışmalar yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. 

BÖLGENİN GÜÇLÜ BİR TURİZM POTANSİYELİ VAR
Umutsuz değiliz, tam tersine umutluyuz. Çünkü gezdiğimiz şehirlerde bizim gibi bağımsız grupları görüyoruz. Bunun farklı seslerin ve renklerin Türkiye’de bulunması açısından anlamlı olduğunu düşünüyoruz. Bu bölgenin çok güçlü bir turizm potansiyeli olduğunu gördük. Burada görüştüğümüz insanlar bunu fazlası ile ortaya koydu. HES’ler ve Nükleer Santral konusunda eleştirilerini dile getirdiler. Tüm Karadeniz'e yetecek kadar güçlü alternatif enerji kaynakları olduğunu biliyoruz. Rüzgar ve güneş enerjisi hakkında yapılabilecek çok şey olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda yapılabilecek çalışmalara bizde elimizden geldiği kadar katkı sağlamaya hazırız. Sinop merkez olarak her ne kadar şehirleşme açısından sıkıntı yaşasa da, hala doğasını önemli ölçüde muhafaza eden bir şehir" dedi. 

Sinop 15 Eylül Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cengiz Demirel'de ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Sinop'un sorunlarının çözümü noktasında yapılacak tüm çalışmaların yanında olduklarını söyledi. Sinop'un göç veren değil, Batı'nın bunalmışlığı nedeniyle geri göçün yaşandığı bir il olduğunu kaydeden Cengiz Demirel, bununda sosyo-kültürel olarak pozitif veya negatif etkilerinin olduğunu söyledi. 
Editör: Vitrin Haber