Öztürk; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından bu yıl 16 Ekim Dünya Gıda Günü temasının ‘Sıfır Açlık’ olduğunu söyleyerek, Dünyada açlık çeken insanların sayısının korkunç rakamlara ulaştığının altını çizdi. 820 milyonun üzerine insanın yani yeryüzü sakinlerinin yüzde 11'inin yeterli beslenemediğini, uzmanların öngörüsüne göre de bu rakamların 2050 yılında 10 milyara ulaşacağını sözlerine ekleyen Öztürk; açlıkla mücadelenin toplumların gıda tüketimi ve israfın önlenmesine ilişkin bilinçlenmesi, dünya kaynaklarının adil dağıtılmasıyla mümkün olduğunu dile getirdi.

“BİR TARAF AÇLIKLA DİĞER TARAF OBEZİTE İLE MÜCADELE EDİYOR”

Açlığın yanı sıra Dünya nüfusunun yüzde 25’inin; güvenli, sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşamadığını söyleyen Öztürk; “Küreselleşen dünyada gıda üretimi, güvenliği, dağıtımı, yoksulluğun ve açlığın sadece belli toplumları değil, tüm insanlığı etkilemektedir. Dünyanın birçok bölgesinden açlık nedeniyle insani yardım çığlıkları yükselirken diğer taraftan Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 2 milyara yakın kişi fazla kilolu ve bunların 600 milyonu da obez. Yani bir tarafta açlığın pençesinde kıvranan, diğer tarafta ise aşırı ve dengesiz beslenme nedeniyle çağın en büyük hastalıklarından biri olan obezite ile mücadele verilmektedir. Bu tablo ne yazık ki tüm insanlığın ortak sorunudur, ayıbıdır ve bu adaletsiz dağıtım tüm insanlık için kara bir lekedir” dedi.

“KÖLELEŞTİREN, SÖMÜREN VE YOK EDEN VAHŞİ KÜRESEL KAPİTALİZME KARŞI HEP BİRLİKTE DUR DENİLMELİ”

Sağlıklı, güvenli, yeterli gıdanın ve bu gıdaların temin edilebilmesinin insanın en temel hakkı olduğunu kaydeden Öztürk, Dünya nüfusunun beslenme ihtiyacının karşılanabilmesi için küresel gıda üretiminin yüzde 50 artması gerektiğini vurguladı.  Öztürk açıklamasının devamında: “Gıda üretiminde ve güvenliğinde, yoksulluğa ve açlığa karşı tüm dünya kamuoyu birlikte mücadele etmelidir. Öncelikle insanlar, bilinçsiz tüketime, israfa karşı bilinçlendirilmeli, doğal kaynakların emperyal amaçlar için yağmalanmasına göz yumulmamalı, toprağımıza, suyumuza sahip çıkılmalı sanayileşmeye ve şehirleşmeye teslim edilmemelidir. Özellikle doymak bilmez açgözlü emperyalistlerin sömürdüğü, yağmaladığı, talan ettiği ve bu amansız savaşın kıskacında kalan topraklarda; Yemen’de, Somali’de, Güney Sudan’da, Nijerya’da, Afganistan’da, Suriye’de kronik açlıkla hayatı pamuk ipliğine bağlı milyonlarca çocuğa ve insana daha fazla yardım el uzatılmalıdır. Maalesef bugün açlığın ve sefaletin kol gezdiği bu topraklarda başlayan, salgın hastalık, kan ve gözyaşı da işgalci devletlerin önce bölmek sonra da yönetmek üzere kurdukları politikalarının en bilindik sonuçlarındandır. Bu nedenle adalet ve eşit dağılım üzerine kurulu adil bir dünyanın tesisi için; insanları köleleştiren, sömüren ve yok eden vahşi küresel kapitalizme karşı hep birlikte güç birliği içinde dur denilmelidir.

“SAĞLIKLI, GÜVENLİ VE YETERLİ GIDA İNSANIN EN TEMEL HAKKIDIR”

Bunun yanı sıra gıda üretiminde ve tüketiminde ürünün güvenli, sağlıklı, helal, tayyib ve herkes tarafından ulaşılabilir olması noktasında bir bilincin oluşması gerekmektedir.  Öyle ki helal gıda, toplumların sadece bir kesiminin değil, herkesin satın alabileceği ve ulaşabileceği bir gıda politikası olmalıdır. Dünyamızın bir kısmı aşırı ya da kontrolsüz veya yanlış beslenme dolayısıyla obezite sorunu ile boğuşurken, bir başka kıtasında milyonlarca insanın açlık ve susuzluk dolayısıyla hayatta kalma mücadelesi vermesi ne kadar manidardır. İnsanoğlu Allah’ın emri olan helal konusunda azgınlık ve taşkınlık yapmasa idi, bugün dünyayı kasıp kavuran, açlık, yoksulluk ve hastalıklar bu denli olmazdı” dedi.

“Tarım ve ormancılık hizmet kolunun yetkili sendikası Toç Bir-Sen olarak, Dinimizin “Allah’ın size tayyib ve helal olarak verdiği rızıklardan yiyin” emrini rehber edinerek, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” diyen bir Peygamberin ümmeti olarak, milletimizin ve tüm mazlum coğrafyaların güvenli ve helal gıda temin edebilmesi, sağlıklı gıda tüketebilmesi için sorumluluklarımızın olduğunun farkındalığıyla; STK’lar ile birlikte ortak çalışmalar yürütüyoruz ve bu faaliyetlerimizi artırarak sürdüreceğiz” diyen Öztürk, insanların açlıktan ölmediği, herkesin sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşabildiği, kaynakların adil bir şekilde dağıtıldığı bir dünya hayali ile çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.

Editör: Vitrin Haber