Otuz yılı aşkın bir süredir Ülkemiz gündemini çok acı bir şekilde işgal eden terörist eylemler hala can yakmaya, ocaklar söndürmeye, nice masum ve günahsızların kanına girmeye devem ediyor.

   Secimler yaklaştıkça  terör ve terörizmden nemalanan partilerin oy devşirme hesabıyla Güney ve Doğu  Anadolu’yu kana bulayacaklarını tahmin edenlerden birisiydim. Yine sokak eylemleri başlayacak, olmadık ve hiçbir şekilde olmayacak şeyleri bahane ederek eylemler yapılacak, yine sokak nümayişleri ve eli taşlı çocuklar devletin askerinin, polisinin üzerine salınacak, ar damarı çatlamış milletin maskaraları meydanlarda boy göstereceği endişesini taşımaktaydım. 

   Milletimizi bölme planlarına inancımızı, dinimizi ibadetlerimizi malzeme yaparak camilerimizi ayırarak   dini bütün doğu ve güneydoğu insanına bu haince oyunu oynayacaklarını asla tahmin etmemiştim. Marksist Leninist , Dinsiz bir örgüt olan bu terörist örgütün, karşı olduğu Din ve Dini terimleri kullanması akıl ve insaf dışıydı. 

   Doğu ve Güney Doğu insanımızın bu kirli oyuna gelmeyeceği ümit ve inancımı hala yitirmiş değilim. Çünkü bu kahrolası insafsız ve imansız örgüt ve yandaşlarının din ve imanlarıyla oynamalarına asla müsaade etmeyeceklerine inancım tam ve dipdiri durmaktadır. Çünkü Müslüman cemaati camilerden sokaklara sürenlerin namaza iştirak etmeyip, bu acınacak hallerine kenarda durup sırıtarak seyrettiklerini artık göreceklerdir umuyorum.

   Bu terörist örgütün kurucularında birisi olan ve yıllarca örgüte hizmet etmiş birisinin kaleminden bu kanla beslenen terör örgütün kendi yandaşlarına ve Kürt insanına bakış acısını görelim. 

   Selim Çürükkaya isimli terörist “Apo’nun Ayetleri” isimli kitabından aynen aktarıyorum. 

   Benim dışımda bütün kullarım kendilerini yeren bir üslupla öz eleştiri vermek zorundadır. Bu önderliğin bir kânunudur. Ben Gökyüzü’ne çıktığımda eleştiriyi kendime aldım, öz eleştiriyi kullarıma bıraktım. Onlar öz eleştiriyle kendilerini alçaltıp beni yüceltiyorlar. Ben de eleştiriyle kendimi yüceltip onları alçaltıyorum. Böylece onlarla aramda Tanrı ile kul arasında kadar alçaklık ortaya çıkıyor. Bunun için eleştiri ile öz eleştiri tanrılığımı perçinleyen araçlardır.

   Beni anlayanların öz eleştirilerini alınca zemin oluşmuş, kullarım bana inanmış demektir. Bu noktadan sonra yöntemlerimi yavaş devreye sokuyorum; provoke ediyor, artlarına ajan takıyor, başarılarını başarısızlık olarak değerlendiriyor, çok küçük bir hata işlediklerin de bunu büyük bir suç olarak kullarıma empoze  ettiriyorum. Anlayabilecekleri bir yöntemle gözaltında tutturuyorum, düşürmek için Suriye Muhaberatından öğrendiğim taktiklerle, bizim Kürt feodallerin kullandığı bütün yöntemleri devreye sokuyorum.

   Bu durum karşısında ya kaçıyorlar veya intihar ediyorlar. Ölenlerden zaten kurtuluyorum. Kaçanlar; ya beni anlatma fırsatı bulamadan tarafımızdan öldürüyorlar, ya da ajan olduklarını  söyleyip inandırıcılıklarını sıfırlıyorum. Kaçakların ajan olduklarını söyledikten sonra, benim hakkımda yazılan ve söylenenlere kullarım inanmazlar. Aslında söyledikleri her şey doğrudur ama, kul başka bir kulun doğrusuna inanmaktansa, tanrının yalanına inanmayı yeğler…age. Sayfa 44-45

   Bir veziri  öldürtmem mi, kaçırtmam mı, intihara sürüklemem mi veya düşmana sığınmasını sağlamam mı gerekiyor? Hiç kimseye danışmadan yapıyorum. Hiç kimseden ses çıkmıyor.İstediğimi kaçırtıyorum. Yine “Bıji Serok Apo” diye avaz avaz bağırıyorlar…age.sayfa 55

   Kürt halkı sivil itaatsizlik adı altında camilerden sokaklara döken bu zihniyetin elebaşısının kendini Tanrı ilan ettiğini görmeli  ve bu haince itaatsizliğe itibar etmemelidir.
Selim Çürükkaya Kürt halkına seslenerek şöyle devam ediyor;

   Bir ulusun iradesini kanla, katliamla, hile entrikayla gasb eden,  kendi iktidarı dışında hiçbir şeyi görmeyen, halkımızın en ileri evlatlarını ajanlıkla damgalayıp kendi ajanlığını gizlemek için öldüren, kendi despotizmini inşa etmek için kadın ve çocukları katlederek korku salmaya çalışan bir despota karşı direnmek  meşru ve hakdır…age.sayfa279

   Benim Kürt kardeşlerim şunu iyi bilmelidir ki; bunların dini yoktur, var olduğunu iddia ediyorlarsa  da İslâm değil Zerdüşt’lüktür. Başlarındaki de eli kanlı Zerdüşt başıdır.