Kıssa bu ya; adamın birinin evi çok eski imiş  tavan ise çöktü çökecek adamcağız tavan çökerse altında kalmamak için tavanla bir anlaşma yapmış. anlaşmaya göre tavan çökmeye yakın bir vakitte adama haber verecek, ve böylelikle adam çöken tavanın altında kalmaktan kurtulacakmış. Bir vakit sonra tavandan sıvalar dökülmeye başlamış; her sıva döküldüğünde adam bir avuç çamurla dökülen yeri sıvamış. derken birgün tavan büyük bir gürültüyle  adamın   üzerine çökmüş. adamcağız acılar içinde tavana söylenmiş; hani demiş çökmeden önce bana haber verecektin neden haber vermedin? tavan adama yahu sen ne diyorsun ben sana ne vakit çökmemin yakın olduğunu söylemeye kalksam ağızıma bir avuç çamur tıkadın demiş. 
Aslında bu kıssa anlayana çok şey anlatıyor. Atalarımız  sorunları gidermek için istişare meclisleri toplar meseleyi istişare eder sorun çıkartanları bu ortamda gerektiği gibi uyarır ve doğruların ortaya çıkması ile mesele sonlandırılır huzur sağlanırdı. ve bu konuda günümüze kadar gelen, kol kırılır yen içinde kalır sözünü söylemişlerdir.

 Malesef yaşağıdımız bu dönemde bazı makamlara yükselmiş menfaatperest kişiliksizler iştişare mekanizmasını gerektiği gibi çalıştırmıyor; kendilerine ulaşan dedikodu mahiyetindeki ve her türlü bilgileri, Yüce kitabımızda buyurulduğu gibi ''size bir fasık dahi haber getirse araştırın'' emrinin gereğini usulünce yerine getirmedikleri için, kişilerin veya toplumların geleceğini ilgilendiren konularda isabetli kararlar ortaya çıkamıyor.

 Oysa bir huzursuzluk ortaya çıktığında taraflar istişare meclisinde bir araya getirilip tüm taraflar eteğindeki taşları döksün gerekirse bağırıp çağırsın rahatlasın; doğru bilinen yanlışlar, yanlış bilinen doğrular ortaya çıksın. Şeytan aleyhilane sevindirilmesin; olması gereken bu değilmi?. Padişah dahi padişah iken işlerini vezirleri ve ilim  adamları      ile istişare etmiş iken, Günümüzde Sırf şahsi çıkarları bozulmasın diye iki üç kişi bir odaya kapanıp kararlar alınması  ve  sonrada bu kararların uygulanmasını istemesi  doğrumudur sizce?...

En yukarıda anlattığımız kıssada olduğu gibi tehlikeyi haber vermek isteyenlerin ağzını bir avuç çamur ile tıkarsanız felaket başınıza geldiğinde vah vah etmenin bir faydası olmaz... bir uyarmışlar olmamış, iki uyarmışlar, kaale alınmamış,  üçüncü, dördüncü, beşincide umursanılmamış, Tavan çöktüğünde belki anlarsınız!. Tavan çökmeden uyanırsınız umarım..
Yukarıda yazdıklarım, Tüm kesimleri ilgilendiren kıssadan hissedir; ve nasibi olanlar alsın vesselam.....