Sinop Sokak Canlılarını Koruma Derneği Başkanı Taner Dinçkurt, Lala Köyündeki dernek merkezinde açıklamalarda bulundu.

Sokak hayvanlarının rehabilite ve tedavisinin yapılacağı, aynı zamanda barınak hizmeti sunacak olan tesis hakkında bilgiler veren Başkan Dinçkurt, dernek bünyesinde oluşturulan ve büyük deprem felaketinde arama kurtarma çalışmalarında görev alan kurtarma takımının çalışmalarını anlattı. Dernek Başkanı Dinçkurt ayrıca açıklamasında siyasete de göz kırptı. Seçimlerde aday olup olmayacağı hakkındaki soruya cevap veren Taner Dinçkurt, kısa süre içerisinde adaylık açıklaması yapacağının da sinyalini verdi.

Çocukluğunun İstanbul’da Zeytinburnu’nda geçtiğini belirten Taner Dinçkurt; “Biz siyasete genç yaşta atıldık, siyaseti gençliğimizde yaptık Biz Allaha, Kuran’a, vatana, bayrağa yemin ederek hayata başlamış insanlarız. O yerden geliyoruz, geldiğimiz yeri çok iyi biliyoruz. Bizim siyasetin içinde olmama şansımız yok. Neden? Çünkü biz devletle dertleniyoruz, dilimiz şişti diye bir laf var. Bizim devletle ilgili, yaşadığımız yerle ilgili dilimiz hep şiş. Bunları zaten hep konuşuyoruz. Hükümetler gelip geçer devlet hep bakidir. Devlet nefes aldığımız her yerde. Biz bir şeyleri yaparken hep yapıcı olmaya, kırmaya dökmeye değil bir şeyleri oluşturmaya çaba sarf ediyoruz.

İŞİNİ İYİ YAPAN, VATANINA MİLLETİNE DEVLETİNE FAYDA SAĞLAYAN HERKESE BİZİM KAPIMIZ AÇIKTIR

Ben politikanın her zaman içindeyim zaten, dışında hiçbir zaman olmadım. Ama bunun içerisinde A partisi, B partisi ,C partisi, D partisi mantığı ile hiç düşünmedim. İyi iş yapan, vatanına milletine devletine fayda sağlayan herkese bizim kapımız açıktır bu birincisi. İkincisi devleti ile sorunu olmayan her insana da kapımız açık. Neden? Çünkü bizim için mukaddes olan devlet. Devlet çok önemli, kimse devletinin dışında herhangi bir şey yapmaya veya ona zarar vermeye kesinlikle kalkışmamalı. Biz diyoruz ki ‘ Kardeşim biz devletçiyiz, devletimizle ilgili her türlü söz söyleyecek sözümüz var’. Politikayla ilgili ben şunu düşünüyorum ‘bu ara çok önemli bir furya var, herkes aday oluyor. Herkes bir yerlerden koşturuyor, bir şeyler yapıyor. Bize de bu konu ile ilgili bilgiler geliyor. Bizde diyoruz ki herkes eteğindeki taşları bir döksün, bir görelim ne oluyor ne gidiyor. Daha bunun önümüzdeki haftası var. Bizde bakalım belki bizde işin ucundan tutarız bir şekilde” diye konuştu.   

Vitrin Haber Genel Yayın Yönetmeni Serhat Özşahin’in ‘Bu adaylık sinyalimi?’ sorusuna ise Taner Dinçkurt; “Ben Allah’ın izni ile eninde sonunda bu işi yapacağım” dedi.

Dinçkurt sözlerini şöyle sürdürdü; “Ama bizim hızlı koşacak zamanımız yok. Şuanda önümüzde ciddi projeler var. Ama önümüzdeki hafta her şeye gebe. Birileri çıkar derse ki Ben sokak canlıları ile ilgili, kedilerle köpeklerle ilgili bu Sinop’ta yaşayan dışarıda her aç susuz yaşayan her canlı ile ilgili.

SİNOP’TA DOĞRU PROJELER YAPILSA BU ŞEHİR HERKESE YETER

‘ Sinop dünyanın en mutlu şehri’ diyorlar. Mutlu şehir Sinop diyoruz, bu şehrin neresi mutlu? İnsanlar emekli olmuş gelmiş burada yaşıyorlar. Anneler çocuklarına hasret, dedeler torunlarına hasret, torunlar nenelerine hasret. Bayramda İstanbul’dan, Ankara’dan, İzmir’den buraya gelecek diye, onları görecem diye bir sürü yaşlı insan var. Bu şehirde doğru projeler yapılsa, İstanbul’da deprem riski olan saçma sapan binalarda yaşayan milyonlarca insan var. Bizim Sinoplu binlerce, yüz binlerce insanımız var. Burada doğru projeler yapılsa bu şehir herkese yeter. Bize de yeter, onlara da yeter, bu insanlar hasret çekmez, çoluk çocuk yolu gözlemez. İşte o zaman mutlu şehir oluruz. İstanbul’dan göçü ne zaman tersine çevirir, annelerin, babaların, çocukların önüne torunları koyup, burada kalıp burada çalışacaksınız dersek işte insanlar o zaman mutlu olur. O insanlar mutsuz, sadece hastanemiz yok, sinemamız yok, alışveriş merkezimiz yok, yapacak hiçbir şeyimiz yok evde oturarak mutlu oluyoruz. Biz kendimizi avutuyoruz, başkada hiçbir şey yapmıyoruz. Bu projeleri yapacak birisi gelsin bana anlatsın ben elime bayrağı alıp peşine koşayım. İşimi gücümü bırakayım, alayım elime flamayı bayrağı peşline koşayım, ben razıyım.  Ama bana kalkıp biz devlet için hizmet yapmaya geldik, biz şunu yapmaya geldik, bunu yapmaya geldik demesinler. Çünkü yıllardır yapamadığınız şeyi şimdi yapmaya kalkmayın. O zamanlar size verildi, o zamanları siz doğru kullansaydınız. Şuanda gerçek anlamda proje üreten birileri çıksın desin ki kardeşim ben devletçiyim vatanım milletim için çalışmaya geldim. Al kardeşim projelerde bunlar. Ver kardeşim bayrağı benim elime derim. Bunu yapmıyor mu? O zaman kardeşim ben adayım, projelerimde bunlar. Seçilirim Allah razı olsun, seçilmem cidden Allah razı olsun. Neden? Çünkü birilerine belki örnek teşkil eder. Derki bu adamın dediği projeler düzgün proje, ben bu projeyi yapayım. O zaman ben işimi gücümü yine bırakır destek olurum.     

Editör: Serhat Özşahin