Saadet Partisi Sinop İl Başkanı Cavit Üçüncüoğlu 8 Mart Kadınlar Günü, dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında, kadın hakları ve kadını hatırlanmanın sadece bir gün değil, bir ömür boyu olması gerektiğini söyledi. Üçüncüoğlu İstanbul Sözleşmesini ise "aile yuvasına konulan bomba" olarak nitelendirdi.

KADIN İSLAM'LA HAYAT BULMUŞTUR
Cahiliye dönemini hatırlatan ve İslamiyetle birlikte kadının haat bulduğunu belirten Cavit Üçüncüoğlu, "Hatırlanacağı üzere, Cahiliye dönemde, kadın insan mı? ruhu var mı? gibi tartışmalar yapılırdı. Kadın ve kız çocuklarına itibar edilmez kız çocukları diri diri toprağa gömülürdü. Kadına bir meta gözüyle bakılırdı. Bu zor şartlarda yaşamaya çalışan kadınlar ancak İslam ile hak ettiği değeri kazandı" dedi. 

Açıklamasında, Peygamber Efendimizin veda hutbesinde "Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim", “Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır”, “Cennet annelerin ayakları altındadır” dediğini hatırlatan Cavit Üçüncüoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Peygamber Efendimiz vefat ederken son üç tavsiyesinde birisi yine 'kadınlar hakkında Allah'tan korkun, onlar size Allah'ın emanetidir' olmuştur.

KADINI, EN ÇOK KADIN HAKLARINDAN BAHSEDENLER SÖMÜRÜYOR
Biz kadını, 'onurumuz, zor-acı ve tatlı günlerde hayat ortağımız' olarak görüyoruz. Toplum binasının ana kolonu kadındır. Çünkü toplumu yetiştiren kadındır. Kadın annedir, eştir, evlattır kardeştir.

Kadınlar narin, nazik ve hassas olan en değerli varlığımız iken, bugün, kadına özgürlük ve eşitlik söylemleriyle sokağa çıkaran zihniyetler, bilerek veya bilmeyerek  kadına en büyük haksızlığı, eşitsizliği ve zulmü yapmaktadırlar. Asrımızda en çok kadın haklarından bahsedildiği halde, maalesef bu asırda en çok kadınlar mağdur edilmekte şiddete maruz kalmakta ve katledilmektedirler.
Kadına yönelik mağduriyet ve şiddetin önlenmesi için eğitim sistemi ve müfredatın, görsel ve yazılı medyanın, Tv programlarının inanç değerlerimize uygun hale getirilmesi ve çalışma ortamının bünyelerine uygun düzenlenmelidir. Bu yapılmadığı sürece kadına şiddet konuşmaya devam edeceğiz. 
Kadınların onur ve haysiyetini ayaklar altına alan, aile yuvalarını yıkan, eşler arasındaki saygı ve nezaketi yok eden, dış mihraklarca servis edilen evlilik programları ve ahlaksız diziler engellemelidir.

Allah, erkekle kadına farklı meziyetler ve özelikler vermiş, aralarında bir görev taksimatı yapmıştır. Allah'ın insanları yarattığı hikmetin dışında, farklı yollara başvurduğumuz içindir ki, hayat dengeleri bozulmuş hayatımız altüst olmuştur. Hiç kimse insanlara karşı Allah'tan daha şefkatli, adil ve bilgi sahibi değildir.

AİLE YUVASINA KONULAN BOMBA, “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ”
Bu vesile ile hem kadın hem erkeğe zulüm haline gelen ve aile yapımıza bomba gibi düşen “İstanbul sözleşmesini” de hatırlatmak istiyorum. 25 Kasım 2011'de TBMM’de bulunan AKP, MHP, CHP ve HDP'nin oy birliğiyle kabul ettiği, 1 Ağustos 2014'de yürürlüğe giren; "İstanbul Sözleşmesi ve dayattığı bağlı uygulamaları, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi” ve “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” sonrası kadına yönelik şiddet artmış aile yuvaları dağılmış, kadınla beraber çocuklar ve babalar da mağdur hale gelmişlerdir.

Bu yasa ve sözleşme ile insanlığın geleceği, aile kurumu ve neslimiz tehdit altına girmiştir. Bahse konu düzenlemeler yapılırken örf, adet, din, kültür ve medeniyet değerlerimiz yok sayılmış hatta bunlara cephe alınmıştır. Maalesef bu değerlerimizin kökünü kazan zemin oluşturulmuştur.

İstanbul Sözleşmesi feshedilmeli, toplumsal cinsiyet eşitliği projesi durdurulmalıdır! Sözleşme maddeleri dikkatlice incelendiğinde görülecektir ki: İstanbul Sözleşmesinin 4. maddesinde yer alan 'cinsel yönelim' ve 'cinsel kimlik' kavramları ile her türlü cinsel sapkınlık normalleştirilmiş ve yasal koruma altına altına alınmıştır.

METRES HAYATI AİLE KABUL EDİLİYOR
İstanbul Sözleşmesinin 36. 46. ve 59. maddelerinde 'birlikte yaşayan birey' (partner) kavramıyla 'nikâhsız beraberlik' yani 'metres hayatı' aile kabul edilerek zina meşrulaştırılmaktadır.

AK Parti iktidarı, İstanbul sözleşmesiyle kadını korumak yerine bu kanun sonrası kadına şiddet ve boşanma artmış, çocuklar hacizlik olmuş, süresiz nafaka ve 2 milyon erkeğin evden uzaklaştırılmasıyla, toplumun temeli olan aile kurumuna en büyük darbeyi vurmuştur".

Konuşmasında iktidarı İstanbul Sözleşmesi üzerinde eleştiren Üçüncüoğlu sözlerini şöyle sonlandırdı: "Kadınlarımız ancak Saadet Partisi iktidarında, sevgi-saygı, refah, güven, sosyal statü gibi her alanda hak ettikleri değeri bulacaklardır"

Editör: Vitrin Haber