TBMM Genel Kurulunda, Milli Eğitim Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, bu bakanlıkların bağlı kurum ve kuruluşlarının 2022 yılı bütçeleri görüşülüyor. Görüşmelerde söz alan AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş, Türkiye'nin şehirleştikçe, zenginleştikçe, genç nüfusu arttıkça üniversiteleşmeye olan ihtiyacın da arttığını söyledi. Maviş, Şırnak'taki vatandaşın çocuğu Şırnak'ta, Sinop'taki vatandaşın çocuğu da Sinop'ta okuyabilsin diye her ile üniversite açtıklarını ifade etti.

Böylelikle akademisyen ve bilim insanı sayısının da arttığını anlatan Maviş, doktora eğitimine erişim kolaylaştığını, araştırma için daha çok kaynak ayrılır hale geldiğini söyledi.

Üniversiteleri hayatla barıştırdıklarını, toplumla ve şehirle bütünleştirdiklerini vurgulayan Maviş, "Toplumdan, üretimden, sanayiden, ekonomiden kopuk bir üniversite yerine hayatla barışık üniversiteler inşa ettik. Bulunduğu şehrin kültür ve sanatıyla, ekonomisiyle, üretimiyle, sanayisiyle ilgilenen; onlar için Ar-Ge yapan bir akademi olsun istedik. Sonuç olarak üniversitelerimiz, şehir şehir kalkınmamızın en önemli kaldıraçları oldu." dedi.
Maviş, üniversitelerin demokratik dönüşümünün gerçekleştirilmesiyle bir dönem üniversitelere hakim olan "akademik faşizmi" yıktıklarını, adeta bir kast sistemi gibi belli kimlik ve sınıflar arasında dönen akademik çalışma yapma hakkını Anadolu'nun tüm çocuklarına açtıklarını vurguladı.

Bilim yapma tekelini kırdıklarını söyleyen Maviş, şöyle devam etti: "Artık sahip olduğu kimlik ya da mezun olduğu okul nedeniyle hiç kimse yüksek lisans, doktora ya da yeterlilik sınavlarından elenmiyor. Böylece, düşünce hayatımız çoğulculaştı, çeşitlendi ve demokratikleşti. Bir dönem bu ülkede üniversiteler, darbeci odakların yandaşı oldu, vesayetin gücünü tahkim etmek için adeta akademik yardakçılık yaptı.

Cübbelerini giyip, meydanlara çıkıp cumhuriyet mitinglerinde 'Ordu göreve' pankartları açarak darbe çığırtkanlığı yapan rektörler yok artık. Bugün üniversitelerimizde ikna odaları kurulmuyor. Seçilmiş hükümete karşı adeta muhtıra gibi bildiriler yayımlayan rektörler de yok artık. 28 Şubat'tan hafızalarımızda kalan, cuntacı askerlerin brifinglerine topuk selamıyla koşan rektörler de yok artık. Ergen çocuklar gibi marşlar söyleyerek darbe çığırtkanlığı yapan YÖK başkanları da yok. Biz, üniversitelerimizi vesayetin payandası olmaktan çıkardık, akademik onuruyla bilim yapan, milletinin kurumları haline getirdik." 
 

Editör: Vitrin Haber