Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Anayasa'nın 104'üncü maddesine dayanarak seferberlik ilan ettiğine ilişkin sözlerini değerlendirdi.
Anayasadan seferberliğin tanımı ve ilan edilmesine ilişkin hükümleri okuyan Altay, Anayasa'nın 104'üncü maddesinin sıkıyönetim ve olağanüstü halle ilgili cumhurbaşkanına, başkanlığında toplanan bakanlar kurulu üzerinden bir yetki verdiğini belirtti.

Altay, seferberlikle ilgili anayasada bir hüküm bulunmadığını, ancak Seferberlik Kanunu'nda bunun da Milli Güvenlik Kurulunun görüşü alınmak suretiyle cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan bakanlar kurulu kararıyla olabileceğinin hüküm altına alındığına işaret etti.

Seferberliğin, kanunda, "Devletin tüm güç ve kaynaklarının, başta askeri güç olmak üzere, savaşın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin bütün faaliyetlerin uygulandığı, hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen sınırlandığı haldir" şeklinde tanımlandığını aktaran Altay, şöyle devam etti: "Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir savaş halinde olduğunu bugün iddia etmiştir. Biz böyle düşünmüyoruz. Devletler devletlerle savaşırlar. Devletler terör örgütleriyle savaşmaz, terör örgütlerine savaş ilan etmez. Devletler terör örgütlerinin tepesine çöker, onu etkisizleştirir. Böyle bir açıklamaya neden ihtiyaç duyuldu. PKK terör örgütüne yönelik böyle bir seferberlik ilanı uluslararası kamuoyunda da bu örgüte meşruiyet kazandırılmasına yardım eder. PKK her zaman hain, alçak, hunhar bir terör örgütüdür. Ama siz koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, 'Biz bunlarla savaşıyoruz. Bunlarla savaşmak için Anayasa'nın 104'üncü maddesine göre seferberlik ilan ediyoruz' derseniz, bu başka bir şeydir. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni adi bir terör örgütüne muhatap etmiş olursunuz."

"SAYIN CUMHURBAŞKANI; LİDERLER ZİRVESİNİ DE İSTİSMAR ETMEYİN"
Altay, anayasaya göre TBMM'ye karşı sorumlu olan kişinin başbakan olduğunun altını çizerek, bu konularda yapılacak iş ve işlemleri Meclis ve milletle paylaşması, hesap vermesi gerekenin de başbakan olduğunu dile getirdi.
Başbakan Binali Yıldırım'ın, bugün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile teröre karşı ortak mücadele gündemiyle bir araya geldiğini hatırlatan Altay, bu görüşmenin olumlu bir nitelik taşıdığını bildirdi.

Altay, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sayın Cumhurbaşkanı öyle anlaşılıyor ki; bugün yapılan ve kamuoyunun kısmen de olsa biraz rahatlamasına imkan veren liderler zirvesinin üzerine çökmüştür bu açıklamasıyla. Sayın Cumhurbaşkanı; liderler zirvesini de istismar etmeyin. Bırakın herkes işini yapsın. 78 milyon insanı terör örgütlerinin açık hedefi haline getirdiğiniz bu ülkede terör üzerinden lütfen siyaset yapmayın. Terörle mücadele konusunda hiçbir siyasi parti ayrımı yapmadan, hepimizin, bütün partilerin, cumhurbaşkanı dahil, başbakan dahil hepimizin güç ve işbirliği yapma ihtiyacımız var. Toplumun bizden beklediği budur. Bugün yapılan ve bizce ülke menfaatleri açısından olumlu geçtiğini düşündüğümüz liderler zirvesi üzerine böyle bir açıklamayla çökmek, Sayın Cumhurbaşkanı'na bir şey kazandırmaz."

"TERÖRLE, EL BİRLİĞİ İÇİNDE MÜCADELE EDECEĞİZ"
Altay, Türkiye'nin ciddi bir devlet olduğunu, herkesin, kaynağını anayasadan aldığı yetkiler çerçevesinde söz ve eylemde bulunması gerektiğini aktardı.
Seferberlik ilanına ilişkin anayasadaki hükme işaret eden Altay, "Seferberlik ilanı Cumhurbaşkanı'nın saygıdeğer muhtarlarla sohbet ederken yapabileceği bir açıklama değildir. Seferberlik ilanı kararının nasıl ve hangi şartlarda alınacağı anayasa ve ilgili kanunda düzenlenmiştir. TBMM'ye karşı bu konuda sorumlu olan Cumhurbaşkanı değil, Sayın Başbakan'dır." ifadesini kullandı.

Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, açıklamasıyla tam olarak neyi kast ettiğini kamuoyuyla paylaşmasını isteyerek, Türkiye'nin terörle el birliği içinde mücadele edeceğini, CHP olarak bu mücadelede hükümete her türlü desteği vereceklerini kaydetti.
Editör: Vitrin Haber