Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genişletilmiş İl Danışma Kurulu Toplantısı yapıldı. Parti içi çalışmalar hakkında bilgilendirmelerin yapıldığı toplantıda ayrıca, yaklaşan 2015 Milletvekili Genel seçimlerine ilişkin izlenecek yol haritası belirlenmeye çalışıldı.

Aşıklar düğün salonunda gerçekleştirilen CHP İl Danışma Kurulu Toplantısına, CHP Parti Meclis Üyesi, yüksek disiplin kurulu başkanı Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, CHP İl Başkanı Kadir Yavuz, Sinop Belediye Başkanı Baki Ergül, Gerze Belediye Başkanı Osman Belovacıklı, Erfelek Belediye Başkanı Muzaffer Şimşek, Dikmen Belediye Başkanı Saim İstanbullu, CHP eski il başkanı Milletvekili Aday Adayı Mustafa Acun, eski Merkez İlçe Başkanı milletvekili aday adayı Barış Karadeniz, CHP Milletvekili Aday Adayı İnşaat Mühendisi Salim Akbaş,  CHP milletvekili aday adayı İşadamı Cemalettin Yılmaz, parti üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başlayan toplantının açılış konuşmasını yapan CHP İl Başkanı Kadir Yavuz, toplantının hayırlara vesile olmasını diledi. Yavuz; “Bugün burada 2015 genel seçimlerine ilişkin seçim startı vermek üzere, genişletilmiş il danışma kurulu toplantısı yaparak, bugünümüzü, geleceğimizi ve gelecekte yapacağımız projelerimizi değerlendireceğiz” dedi. Daha sonra söz alan CHP Parti Meclis Üyesi, yüksek disiplin kurulu başkanı Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan CHP ortak metnini aktardı. Konuşmasında AK Parti hükümetinin Türkiye’yi kaosa sürüklediğini aktaran Bayraktutan şunları söyledi; “4 eski bakanla ilgili olarak kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu'nun 22 Aralık 2014'te yapması gereken oylamanın AKP'li üyelerce 5 Ocak 2015'e ertelenmesi, 5 Ocak'ta da Yüce Divan'a gerek olmadığı kararının verilmesi, talihsizliktir. Ancak bu, yolsuzluk dosyalarının kapatıldığı anlamına gelmez. 9 AKP'li, 4 CHP'li, 1 MHP'li ve 1 HDP'li üyeden oluşan komisyon eski bakanların tümünü akladığı gibi, yetki ve sorumluluk sınırlarını aşarak dosyadaki delillerin temelini oluşturan tapelerin de imhasına karar verdi. 

Örtü üzerinden siyaseti gelenek edinen AKP, sayısal çoğunluğuna güvenerek halktan kaçamaz. 4 eski bakana ilişkin dosya 5 Ocak'ta Meclis Genel Kurulu'na geldi. AKP milletvekillerinin, kaçak sarayın değil vicdanların sesini dinlemesini bekledik. 4 eski bakan hiçbir usulsüzlüğe bulaşmadığını ispatlamak istiyorsa, bunu Yüce Divan önünde haykırabilir ve gerçek anlamda temize çıkabilirdi. Yolsuzluk sadece ahlaki çöküntüye değil aynı zamanda ekonomik erezyona da neden olmaktadır. Son iki yılda Türkiye'ye gelmeyi planlayan pek çok uluslararası şirket, rüşveti ve ayrımcılığı besleyen hukuksuzluklardan dolayı vazgeçmiştir. Son olarak Yüce Meclis de yolsuzluğa ve hukuksuzluğa alet edilmiştir. Yolsuzluklardan beslenenler yolsuzluğu bitiremezler. Meclis AKP Grubu'nun vicdanını dinleyen 40 - 50 milletvekili dışındaki bölümü bunun kanıtı olmuştur. AKP iktidarında ekonominin geldiği noktanın özeti şudur: Ekonomik büyümeyi sürekli kendisinden önceki cumhuriyet hükümetleri ile karşılaştıran AKP, çarpıtılmış rakamlarla, "90 yılda yapılamayanı yaptık, büyümeyi, kalkınmayı katladık" demektedir. AKP'den önceki dönemde Türkiye ortalama yüzde 5 büyümüştür. AKP döneminde bu oran yüzde 5'in altında kalmış, son 7 yılda ise yüzde 3,5 düzeyinde olmuştur. AKP'nin 90 yılda yapılamayanı yaptık derken doğru söylediği başlıca konu borçlanmadır. 90 yılda yapılamayan borçlanma bu hükümet döneminde olmuştur. 2002 yılında 130 milyar dolar olan dış borç 2014 yılında 400 milyar dolara ulaşmıştır. Bu bağlamda, AKP'nin "IMF'ye olan borcumuzu ödedik" söylemi büyük bir yalandır. Zira IMF'ye olan 22,1 milyar dolarlık borç, daha yüksek bir faizle borç alınarak kapatılmıştır. Öyle ki, sadece borç hanesinin yeri değişmiştir!
 
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yılları borç alarak değil, borç ödeyerek geçmiştir. Bu dönemdeki CHP iktidarı, Osmanlı'dan devralınan 145 milyon altın lira borcu, tarihine saygı gereği kuruşu kuruşuna ödemiş, üstelik yüzde 10 düzeyinde kalkınmayı gerçekleştirmiştir. O günlerin CHP iktidarı, geçmiş borçları temizleyerek Osmanlı'ya dünyaya borç takıp giden imparatorluk denmesini önlemiştir. AKP Cumhuriyet tarihinin en büyük faizcisidir. Türkiye'ye akan sıcak para yılda ortalama yüzde 20 faiz kazanmakta, AKP bununla dışarıdan para getiriyoruz diyerek övünmektedir.

Sıcak paraya yılda 50 milyar lira faiz ödemesi yapılmaktadır. Hükümet ülke kaynaklarının büyük bölümünü faiz lobisine sunmaktadır. AKP yapan değil, satan partidir. Türkiye'de özelleştirmelerin başladığı 1986 yılından 2015 yılına dek 65 milyar dolarlık satış yapılmıştır. Bunun yüzde 87'lik dilimini oluşturan 57 milyar dolarlık bölümü AKP döneminde yapılmıştır. AKP, önemli bölümü Cumhuriyetin ilk yıllarında CHP iktidarı döneminde yapılan onlarca tesisi satmış, karşılığında bunun onda biri düzeyinde bile tesis inşa etmemiştir. 1934'te kurulan SEKA, 1935'te kurulan Etibank, 1937'de kurulan Türkiye Demir Çelik İşletmeleri, 1953'te kurulan TÜGSAŞ, 1960'ta kurulan Erdemir AKP döneminde satılan kurumlardan sadece birkaçıdır. AKP, Cumhuriyetin ilk yıllarında çakılan çivileri tek tek satmış, üretim ekonomisinin çivisini çıkarmıştır. Bu satışlarla ve uyguladığı yandaşı kollama yöntemiyle Türkiye'deki dolar   milyarderi sayısı Japonya'yı geçmiştir. Japonya'da 15 dolar milyarderi varken Türkiye'de 37'dir. Buna karşılık Japonya'da açlık sınırının altındaki insan sayısı oransal olarak bile ölçülmeyecek düşüklükteyken, Türkiye'de nüfusun dörtte biri açlık sınırının altında gelire sahiptir. İşsizlik, Türkiye'de sadece "parasızlık" değil aynı zamanda "umutsuzluk" haline gelmiştir. Resmi istatistiklere göre işsizlik oranı yüzde 10,5'tir. İş bulma umudunu yitirdiği için iş aramayanlar da hesaba katıldığında oran yüzde 17,5'tir. Gençler arasındaki işsiz oranı yüzde 19,2'dir. İşsizliğin ana nedeni, 1 milyar dolar düzeyinde hiçbir tesis inşa etmeyen, AKP iktidarıdır. Bu iktidar döneminde özel sektör de özellikle hukuki alt yapıya güvenemediği için yatırımdan kaçınmıştır. Mevcut geliri ile geçinemeyen aileler borçla yaşamını döndürmeye    çalışmaktadır. 2002 yılında kredi kartı borçları 4,3 milyar lira iken bugün bu rakam 74,2 milyar liraya yükselmiştir. Aynı zaman diliminde batık tüketici kredisi borçları 43 kat artarak 278 milyon liradan 12,1 milyar liraya çıkmıştır. CHP iktidarında açlık sınırı olan 1250 TL’den aşağı emekli ücreti olmayacaktır. Tarımda üretimden çok ithalat öndedir. Hükümetin ekip biçmeyle gerçek anlamda tek ilgisi Tarım Bakanı'nın soyadıdır. AKP döneminde Rusya, Almanya, Fransa ve Ukrayna'dan buğday, İngiltere ve Hırvatistan'dan arpa, Gürcistan'dan saman, ABD, İtalya, Yunanistan, Mısır, Çin, Pakistan, Hindistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Brezilya'dan pamuk, Arjantin, Paraguay ve Uruguay'dan soya, Mısır, Etiyopya, Bangladeş ve Çin'den kuru fasulye, Kanada'dan yeşil mercimek ve nohut ithal edilmiştir. Bu politika sürmektedir. Hükümet ithalat politikasıyla bizim çiftçimizi değil, başka ülkelerin çiftçilerini desteklemektedir.”
Yapılan konuşmanın ardından toplantının basına kapalı kısmına geçildi. 

Editör: Vitrin Haber