CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, yerel basının can suyu olan ihale ilanlarının, usule aykırı olarak pazarlık usulü yapılan doğrudan temin yöntemiyle maniple edilmesine tepki gösterdi. Altay konuyla ilgili TBMM’ye soru önergesi vererek, yerel basının haklarının korunmasını istedi.

KİK’nun temel ilkeler bölümünü düzenleyen 5. Maddesine aykırı olan ve özel hallerde uygulanılması istenen ‘4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun  21. Maddesindeki, ‘Pazarlık usulü’ ihale yönteminin 21/f ‘nin sürekli, uygulanır hale gelmesi soru önergesi oldu.

‘PAZARLIK’ TBMM GÜNDEMİNE GİRDİ..
CHP Sinop milletvekili Engin Altay, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun Temel ilkesi olan Açık ve Belirli istekliler arasındaki ihale usulünün dışına çıkılarak  küçük yerleşim yerlerinde sürekli biçimde yapılmaya başlanan ‘Pazarlık usulünü’ TBMM’ne taşıdı. 

Önerge açıklamalarda bulunan Altay;  yerel gazetelere ilan vermemek için pazarlık usulünün tercih edildiğini ve bunun bir siyasi baskı oluşturduğunu söyledi.   Özellikle yerel basının bu tür  ekonomik baskılarla kontrol altına alınmak istendiğini ifade eden Altay; demokrasinin olmazsa olmazı olan basının işlevini yerine getirebilmesi için baskılardan uzak olması gerektiğini ifade ederek; temel ilkelere rağmen sürekli biçimde özel halin uygulanmasının yetkililer tarafından incelenmesi gerektiğinin altını çizdi.  Engin Altay, kurumların bütçelerinin %10’luk dilimini kullanabildiği  pazarlık ve Doğrudan teminde bu maddenin yasaya aykırı biçimde kullanılmasının gerekçelerini yazılı olarak istedi. 

29 Kasım Tarihinde TBMM’ne önerge veren Altay  kanunun çıktığı tarih olan 2002’den bu tarafa 26 kez değiştirilmesini de eleştirerek; “TBMM’nin görevi yanlış çıkan kanunu 6 ayda bir değiştirmek değil soruna köklü ve kalıcı bir çözüm bulmak olmalıdır.  Sürekli değiştirilmesi bu kanun üzerinde ciddi şüphelerin oluşmasına yol açmıştır” dedi.

Altay; Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını istediği soru önergesinde şu ifadelere yer verdi; “Kamu İhale yasasının 5. maddesinde yer alan Temel ilkeler bölümünde “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur. …..Bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde açık ihale usulü ve belli istekliler arasında ihale usulü temel usullerdir. Diğer ihale usulleri Kanunda belirtilen özel hallerde kullanılabilir. Hükümleri bulunmaktadır.

Bu hükümlere rağmen gerek yasanın kanunlaştığı 22.01.2002 tarihinden bu yana 26 kez değişmesi, gerekse ihale şartlarının ve ilanlarının yerel düzeyde siyasi baskı unsuru olarak yanlı bir şekilde kullanılması kuşkular oluşturmaktadır” Dedi.  4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 5. Maddesinde yer alan temel ilkeler bölümüne aykırı hareket edilmesinin sebeplerini sorarak, Pazarlık usulünün yerel esnafta ve basında bir baskı aracı olarak kullanılıp kullanılmadığını sordu. Altay 5 maddelik soru önergesinde;

1. Kamu ihale yasasında zorunlu haller olarak belirtilen pazarlık usulü son 10 yılda kaç ihalede kullanılmıştır? Pazarlık usulü ihalede ısrar edilmesinin gerekçesi nedir?

2. Özellikle küçük yerleşim birimlerinde pazarlık usulü ihale yöntemi yerel basınının ve küçük esnafın üzerinde bir baskı oluşturduğunu düşünüyor musunuz?

3. İhale ilanları işin yapılacağı yerleşim birimindeki tüm basın organlarında ( yazılı ve internet medyasında) bir ayrımcılık yapılmadan yayımlanmakta mıdır? İhale ilanı verilmeyen basın kuruluşu var mıdır? Varsa gerekçesi nelerdir?

4. Son 5 yılda 100 000 TL’nin altında bedelli ihalelerden kaçı olmuştur? İptal edilerek tekrarlanan ihalelerde şartname değişikliklileri olmakta mıdır? Oluyor ise değişikliklerin felsefi gerekçesi nedir? “ dedi.

HAKLI OLANIN PARASINI GERİ VERİN!
Altay’ın 5. sorusu ise oldukça dikkat çekici idi. Kamu İhale Kurumu tarafından itirazlar için alınan ücretlere itirazlarının olmadığını vurgulayan Altay; “Şikayet eden firma haklı çıkması durumunda bile yatırdığı parayı geri alamamaktadır.  Hukukun temel kuralı kazananın avukatlık ve tüm masrafları kaybedene yıkmasıdır. Hukukun olmazsa olmazı olan bu temel kural KİK’te işletilmemektedir. Bu da ufak meblağlarda kazancın düşük olması nedeni ile haklı olsa bile firmaların haksız kazançlara göz yummasına sebep olmaktadır” dedi. Altay;  Maliye Bakanı Şimşek’e bu konu ile ilgili bir düzenlemesi olup olmayacağını sorduğu yazılı soru önergesinde şu ifadelere yer verdi; “İhalelere itirazlarda alınan itiraz bedellerinin, itirazların ve şikâyetlerin doğru çıkması durumunda ilgiliye iade edilmesi konusunda bir düzenleme yapılması çalışma yapılacakmı?"


Editör: Vitrin Haber