CHP İstanbul İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmeler yapan Altay, halk oylaması sürecinde kutuplaştırmadan uzak durulması gerektiğini söyledi. 

Referandumda rejimin oylanacağı iddiasında bulunan Altay, şöyle devam etti: "Bunun demokrasi standartlarımızı düşüreceğini, temel hak ve özgürlüklerin bir kişinin iki dudağına teslim edileceğini, devletin bütün anahtarlarının bir kişide toplanacağını iddia ediyoruz. TBMM'nin varlık sebebinin ortadan kalkacağı kanaatindeyiz. Millete de bunu anlatıyoruz ama millete bunu anlatırken, bir parti davası ve meselesi olarak anlatmıyoruz. Bu, milli bir davadır, demokrasi davasıdır. Onlar da başka türlü anlatıyorlar. İkisine de saygı duymak gerekiyor. Ama bir şeye saygı duyulmaz. Bu vesileyle toplumu kamplaştırmak, kutuplaştırmak, insanları ötekileştirmek, gerilim politikası üretmek, terör acılarını siyasete malzeme etmek, terör örgütleri üzerinden insanların gözünü boyamak, 'hayır' diyenleri terörize etmek, bizim devlet adabımızda da demokrasi geleneğimizde de abesle karşılanır, kusur sayılır. Kim neyi istiyorsa propagandasını yapsın."
Halk oylamasında "hayır" oyu vererek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a iyilik yapacaklarını savunan Altay, "Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere Sayın Yıldırım ve Bahçeli'nin toplumu gerecek, insanları kamplara ayrıştıracak söylemlerde bulunmaları nafile bir çabadır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin bu zor dönemde gerilimi kaldıracak ve taşıyacak hali olmadığını aktaran Engin Altay, şunları kaydetti:  "Gerilim ve kutuplaşma bu ülkeye ve milletimize zarar verir. Herkes işini yapsın. Karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde yapsın. Hep birlikte, bir millet olduğumuz bilinciyle yapalım. Milleti ayrıştırmayalım, ötekileştirmeyelim. Milleti 'evet'çiler, 'hayır'cılar diye bölmeyelim. Bu bir tekliftir. Millet bir takdir kullanacaktır. Ondan sonra Türkiye yoluna devam edecek. Kamplaşma ve kutuplaşmadan Türkiye kaybeder. Sonuç ne olursa olsun, herkes demokratik standartlar içerisinde 'hayır' diyen 'hayır'ını', 'evet' diyen 'evet'ini' millete izah ve ifade etmeye çalışsın."

"OHAL'İN DERHAL SONLANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ"

Referanduma gidilirken Olağanüstü Hal uygulamasının tekrar uzatılacağının hükümet çevrelerinden konuşulduğuna değinen Altay, "OHAL içerisinde milletin sandığa gitmesi, Türkiye'yi dünyada daha gülünç bir konuma düşürecektir. OHAL'in derhal sonlandırmasını talep ediyoruz." dedi.

İsrail Parlamentosu'nun ezan okunmasına yasak getirmesine de üzüntü duyduğunu dile getiren Altay, şu değerlendirmelerde bulundu:  "Bu karara göre İsrail topraklarında ezan okunamayacak. Orada ezan okunur, kimse merak etmesin. Üzüntüm şurada; Türkiye gibi bir ülkede böyle bir karara Cumhurbaşkanı Sözcüsü üzerinden tepki göstermesi beni incitti. Türkiye büyük bir devlet. Bu millet büyük bir millet. Bu milletin, dini, aslı, nesli, nesebi, şeceresi belli. Böyle vahim bir karara ben Türkiye'nin en üst perdeden cevap vermesini beklerdim. Benim beklediğimi 80 milyon yurttaşımız, vatandaşımız, insanımız da bekliyor."

DENETİM KOMİTESİ KARARI
Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi Denetim Komisyonu'nun, 8 Mart'ta Türkiye'yi, siyasi ve hukuksal planda denetime alma konusunda karar aldığını hatırlatan Altay, "Bu kötü bir haber. Türkiye 1996- 2004 yılları arasında aynı şekilde denetime alınmış, daha sonra denetim 2004'te kaldırılmıştı. Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu, nisanda bu kararı onaylarsa, Türkiye denetimden çıktıktan sonra tekrar denetime alınan ilk ülke olacak. Bu dünya milletler ailesi için ve Avrupa milletler ailesi ve bizim için maalesef utanç verici, yüz kızartıcı bir tablodur. Aziz milletimizin gururunu incitecek, Türkiye'yi incitecek bir tablodur." diye konuştu.
CHP olarak bu kararı tasvip etmelerinin mümkün olmadığını dile getiren Altay, sözlerini şöyle tamamladı:  "Kararla birlikte Türkiye-AB ilişkileri 13 yıl tekrar geriye gidecek. Zira 2004'te denetimden çıkmıştık, şimdi tekrar 2004'de döneceğiz. Bu Türkiye'nin ideallerini, hedeflerini 13 yıl gerileyen, öteleyen bir tablodur. Karar onaylanırsa ki, maalesef onaylama ihtimali yüksek görünüyor. Türkiye, Arnavutluk, Sırbistan, Ukrayna gibi Avrupa'da demokrasisi sabıkalı olarak görülen ülkeleri arasına Türkiye de girecek. Demokrasi liginde küme düşmüş olacağız."
 
Editör: Vitrin Haber