CHP Grup Başkanvekili, Sinop Milletvekili Engin Altay, AK Parti iktidar milletvekillerinin Plan ve Bütçe Komisyonu'nda terör estirdiğini söyledi.

CHP Grup Başkanvekili Sinop Milletvekili Engin Altay, AK Parti iktidar milletvekillerinin Plan ve Bütçe Komisyonu'nda terör estirdiğini söyledi. Tümünü kastetmediğini ama bazı milletvekillerinin, iktidar partisi milletvekillerinin parlamentoda muhalefetin tepkilerine, reflekslerine anlayışlı yaklaşmaları gerektiğini ifade etti. 

TBMM Genel Kurulu'nun 115. birleşimi yoklamasız açıldı. TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın yönettiği birleşimde Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı görüşüldü. 3 gündür devam eden 6 maddelik tasarının görüşmelerinde hükümeti ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker temsil etti. 

MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, "Kandil'den Oslo'ya özel uçakla teröristler götürüldüler mi?" diye sordu. Soruları cevaplayan Eker, çözümler geliştirirken muhatap olarak sadece milleti aldıklarını savundu. 

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Güya terörü bitirmek üzere bir kanun tasarısı geldi, görüşüyoruz, iyi de yapıyoruz, bir itirazımız yok ama milletvekilleriniz Plan ve Bütçe Komisyonu'nda terör estiriyor. Lütfen, tümünü kastetmiyorum ama bazı milletvekillerinin, iktidar partisi milletvekillerinin Parlamentoda muhalefetin tepkilerine, reflekslerine anlayışlı yaklaşmaları lazım” dedi. Reflekslerin had, hukuk aşan noktada olması halinde ise İç Tüzüğe göre bununla ilgili komisyon başkanlarının yapacağı işlemlerin olduğunu söyleyen Altay; “Bu Mecliste bir milletvekilinin, bir milletvekilinin üstüne yürüdüğü anların bir daha yaşanmamasını çok temenni ettik ve yaşanırsa iyi olmaz diye de çok söyledik. Ama, bugün barış konuşurken Parlamentoda iktidar partisi milletvekillerin terör estirmesini de kınadığımı belirtmek istiyorum." diye konuştu.

Hiçbir insani talebin, temel hak ve özgürlüklerin ihlali, teröre, terörizme meşruiyet sağlayamayacağı gibi, hiçbir devlet nizamı ve otorite tesisinin inşası amacıyla insan haklarının ihlali de meşru sayılamayacağını vurgulayan Altay, nizamı tesis amacıyla devlet tarafından yapılacak insan hakları ihlali amaca kaynak ve dayanak gösterilemeyeceğini kaydetti. 

"Kürt sorunu, PKK terör örgütüyle birlikte doğmuş bir sorun değildir"

"Kürt sorunu, PKK terör örgütüyle birlikte doğmuş bir sorun değildir." diyen Altay, şöyle devam etti: "Kürt sorununa şöyle bir baktım, Osmanlı'da 13 defa büyük isyan olmuş, cumhuriyet döneminde 25 defa isyan olmuş ve bu isyanlar şu veya bu şekilde bastırılmış, keşke bu isyanlar olmasaydı. Bu isyanların altında dış destek, dış tahrik var, ben biliyorum, herkes de biliyor ama keşke bunların bastırılmasında en masum, en kabul edilebilir, en temel insan hakları çokça çiğnenmeseydi. Mesela, ben, Türkiye'nin güneydoğusunda yaşanan bu trajedinin kan kısmının, barut kısmının, bomba kısmının 12 Eylül 1980'in bir eseri ve ürünü olduğunu düşünenlerdenim. 12 Eylül sonrasında Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananların, o bölgedeki ahalinin devlete bakış açısını değiştirmediğini kimse iddia edemez. Böyle olunca, devletin içindeki devlet, aygıtın içindeki kimi unsurların bölge halkına yönelik kabul edilebilir sınırların çok üstündeki baskısının, bu bölgedeki çatışmayı tetiklediği ve körüklediği muhakkaktır. Bununla beraber, hangi kutsal ideal, amaç uğruna olursa olsun günahsız, masum insanlara kurşun sıkmak da aynı şekilde şiddetle reddettiğimiz, kınadığımız bir olaydır ve yaklaşımdır."

"Hükümetin çerçevesi lastik"

Bütün sorumluluğu geçmiş hükümetlere yıkmak marifetiyle mevcut hükümeti temize çıkarmaya çalışarak sorunun zaten çözülemeyeceğini belirten Altay, "Tıpkı bundan üç yıl önce 'Sayın Öcalan' diyen birine savcılar dava açarken bugün neredeyse demeyene dava açılacak noktaya geldiğimiz gibi. Bunu illa eleştirel söylemiyorum, bir anlayış sürecine işaret etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.

Altay, "Bu çerçeve, ahşaptan olur çerçeve, metalden olur çerçeve, sert plastikten olur çerçeve. Sayın milletvekilleri, sizin hükümetin çerçevesi lastik. İyi niyetli kullanılırsa mesele yok da biz diyoruz ki: Muhalefet olarak güvenmiyoruz. Kandil diyor ki: 'Bizi de 2 defa aldattılar.' Biz şimdi, bu hükümete böyle lastik bir çerçeveyi vermek konusunda içimiz çok razı değil, çok rahat değil ancak, yine söylüyorum: Bizim önceliğimiz barış ortamıdır ve bu sorunun kalıcı bir şekilde çözülmesidir. Sorunun çözülmesi için hükümete verilen yetkinin iyi niyetle samimi, yapıcı bir şekilde kullanmasını gözeteceğiz ve denetleyeceğiz. Esasen bu bizim değil, sizin de görevinizdir. Bu koltuklarda oturmaktan maksat burayı denetlemektir. Burada ettiğimiz yeminin gereği budur." şeklinde konuştu.

Editör: Vitrin Haber