CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Seçmen tercihini yaparken Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı için yaklaşık 23,5 milyon oy kullanmıştır. Bu oyu, bu iradeyi yok hükmünde sayarak Ahmet Davutoğlu'nun genel başkanlıktan ve başbakanlıktan çekilmesini istemek sarayın haddi de hakkı da değildir." dedi.

Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, konuşmasına 44 yıl önce idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı anarak başladı.
Tüm siyasi idamların Türkiye için utanç vesikası olduğunu belirten Altay, "6 Mayıs'ta idam edilen üç fidan, Türkiye'deki özgürlük, demokrasi mücadelesini durdurmak şöyle dursun; onu daha bir teşvik etmiş, bu mücadeleyi vermek isteyen insanların sayısına ve gücüne güç katmıştır. Hangi gerekçe ile olursa olsun CHP, bütün darbelere ve darbecilere karşı tutumunu sürdürmüştür ve sürdürecektir." diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kongreye gitme ve tekrar aday olmama kararına değinen Altay, "4 Mayıs'ta Türkiye'de yeni bir darbe yapılmıştır. Bu darbe28 Şubat'ın ve 12 Mart'ın kardeşidir. 4 Mayıs'ta 28 Şubat'ın ve 12 Mart'ın nur topu gibi bir kardeşi olmuştur. Allah Türkiye'yi 27 Mayıs ve 12 Eylül'ün yeni bir sivil kardeşinden korusun." değerlendirmesinde bulundu.

Türk Dil Kurumu Sözlüğünde yer alan "darbe" sözcüğünün kelime anlamını okuyan Altay, buradan hareketle AK Parti cephesinde son günlerde yaşanan gelişmelerin tam, açık, resmi, fiili bir darbe olduğunu ileri sürdü. Darbelerin sadece tankla, tüfekle yapılmadığını, Türkiye'nin sivil darbelere de tanıklık ettiğini vurgulayan Altay, şöyle konuştu: "Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanlığı nezdinde, sarayın basıncıyla bir değişiklik, bir revizyon olsaydı, biz bunu AKP'nin iç işi olarak görebilirdik. Ama unutulmamalıdır ki en son yapılan seçimlerde birleşik oy pusulasındaki AKP logosunun altında Ahmet Davutoğlu'nun ismi yer almış ve seçmen tercihini yaparken Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı için yaklaşık 23,5 milyon oy kullanmıştır. Bu oyu, bu iradeyi yok hükmünde sayarak Ahmet Davutoğlu'nun genel başkanlıktan ve başbakanlıktan çekilmesini istemek sarayın haddi de hakkı da değildir. Üzüntüyle ifade etmem lazım; kimi Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticilerinin, milletvekillerinin bu duruma seyirci kalması da demokrasi tarihimize bir kara leke olarak geçecektir."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaşananları Davutoğlu'nun kendi kararı olarak, Davutoğlu'nun ise tercihi değil, zaruret şeklinde ifade ettiklerini söyleyen Altay, "Cumhurbaşkanı mı doğru söylüyor, Başbakan mı söylüyor? Cumhurbaşkanına bel bağlayanlar Gül'ü, Arınç'ı, Çelik'i, Abdüllatif Şener'i, Sadullah Ergin'i ve diğerlerinin akıbetini unutmamalıdır. Şimdi sıra Davutoğlu'na gelmiştir. Davutoğlu'ndan sonra sıra kimdedir, onu Allah bilir." şeklinde konuştu.

"ALDIĞIN 23,5 MİLYON OYA SAHİP ÇIK KARDEŞİM"
Altay, CHP olarak Türkiye'de yaşayan herkesi demokrasiye sahip çıkmaya davet ettiklerinin altını çizerek, şunları kaydetti: 
"Keşke Sayın Davutoğlu bu duruma direnebilseydi. Emanetçi olma, tamam da aldığın 23,5 milyon oya sahip çık kardeşim. Çıktın meydanlara insanlardan oy istedin, seçim beyannamesi ortaya koydun. İnsanlar sana kayda değer bir güven ve oy verdi. Seçmen 1 Kasım'da gözünde bir başbakan tasavvur etmiş ve mührü basmıştır. Bu olay 23,5 milyon seçmene saray tarafından yapılan bir milli irade gasbıdır. Sayın Davutoğlu bakımından yapılan da bu emanete ihanet etmektir.

Bu olay bir şey daha gösterdi ki saraya biat etmek onu kesmiyor. Sarayın ve diktatörün hışmına uğramamak için ona ibadet etmek gerekiyor. Adalet ve Kalkınma Partisinde ikbal bekleyen siyasetçilere de sesleniyorum; siyasette bir gelecek bekliyorsanız saraya yani hanedana sadece biat, itaat ederek siyasi ikballerinizin gerçekleşmesi mümkün değildir."

CHP olarak her zaman demokrasiye sahip çıkacaklarını anlatan Altay, "İyi ki cumhuriyet var, Osmanlı'da olsa Davutoğlu'nun kılıçla kellesi de gidecekti bu durumda. Onun için cumhuriyeti içselleştiremeyenlere de hatırlatma yapmak lazım. Eski usülde olsa bu formül, bildiğiniz bir kılıçla Davutoğlu'nun başının gövdesinden ayrılmasıyla neticelenecekti. Çok şükür cumhuriyet var da Davutoğlu'nun başı vücuduyla bir duruyor." ifadelerini kullandı.

"KORKARIM ROKET DÜŞMÜYOR AMA KİLİS DÜŞMEK ÜZERE"
Altay, yılbaşından bu yana Kilis'e 50'nin üzerinde roket ve havan saldırısı düzenlendiğini, resmi kayıtlara göre 17 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 60'ın üzerinde vatandaşın da yaralandığını belirtti.

Hükümetin konuya ilişkin Meclis'e bilgi vermesi yönündeki taleplerinin karşılanmadığını dile getiren Altay, "Gelinen bu noktada ortada çürümüş bir devlet, aciz bir hükümet, panik halinde millet var. Türkiye'yi bu noktaya getirenlerin utanması lazım. Kilis'e roket düşmüyor, Kilis'e roketli, havanlı saldırı yapılıyor. Korkarım roket düşmüyor ama Kilis düşmek üzere." dedi.

"ANAYASAYA UYMAK HANEDAN MENSUPLARI DAHİL, HERKESİN GÖREVİDİR"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, yaşananları darbe olarak nitelendirdiği hatırlatılarak, buna ilişkin yasal bir girişimde bulunup bulunmayacaklarının sorulması üzerine "Elbette hukuki değerlendirmeler de yapılacaktır ama şu anda somut bir şey söyleyemem. Geçmişte darbeler, muhtıralarla ilgili başlatılmış süreçler var. Bunlar incelenecek, bakılacak. Ama 'şudur' demek mümkün değil. Öncelikle bunun kamu vicdanında mahkum olması önemli." diye konuştu.
Gelişmelerle başbakanlık sisteminin fiili olarak sona erdiği yönünde yorumlar olduğunun hatırlatılması üzerine Altay, bazı AK Parti milletvekillerinin yarı başkanlık sistemine geçildiğine ilişkin açıklamalarına işaret ederek, bu sözleri söyleyenlerin sıradan insanlar olmadığının altını çizdi. Altay, "Sistemin fiilen değiştirilmesi de bir darbedir. Ortada bir Anayasa var, buna uymak hanedan mensupları dahil bütün vatandaşlarımızın görevidir. Bu Anayasa ile Türkiye'de başkanlık, yarıbaşkanlık, partili cumhurbaşkanı gibi yaklaşımlar olamaz." değerlendirmesini yaptı.

Altay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Ahmet Davutoğlu'na yönelik "hakkımızı helal ettik" sözleriyle ilgili soruları yanıtlarken de "Bu bir siyasi cenaze tabii. Ben 52 yaşındayım, Türkiye'de hoca efendi helallik ister, hiç 'helal etmiyorum' diyeni duymadım. Helallik isteyene helallik verilir, bunda bir zarar yoktur." ifadelerini kullandı.
"Siz hakkınızı helal ediyor musunuz?" sorusuna da Altay, "Siyaseten Sayın Davutoğlu'nun çok kusuru var. Ama en büyük kusuru aldığı 23 milyon oya ihanet etmesidir. Oy veren 23 milyon seçmen ona hakkını helal ediyorsa ben de helal ettim gitti." karşılığını verdi.

 
Editör: Vitrin Haber