Denize ve denizciliğe olan tutkusu nedeniyle genç yaşta ahşap tekne yapımına başlayan ve zaman içerisinde ustalaşan Turhan Oğuz, kendine ait atölyede çalışmalarına devam ediyor. Tekne yapım zanaatının Sinop’taki son temsilcilerinden olan Turhan Usta, artık gençlerin denize ilgi duymadıklarını ve sektörde eleman ve çırak bulmanın zorlaştığını belirtti.
Deniz turizmi alanında Sinop’un potansiyelini kullanamadığını ifade eden Turhan Oğuz, adı Sinop’la özdeşleşen gündoğusu rüzgarının Sinop’a turizm alanında önemli katkılar sağlayacağını söyledi.
Turhan Usta, Sinopluların gündoğusu rüzgârını önyargılı baktıklarını ifade ederek, Sinop’ta sık sık hâkim olan gündoğusu rüzgârının yelkenli tekne yarışları için çok elverişli olabileceğini ve Sinop’u yönetenlerin bu tür etkinliklerle gündoğusu rüzgârını turizme kazandırması gerektiğini vurguladı. Sözlerine devan eden Oğuz şunları söyledi;
“Sinop’un üç tarafı denizlerle çevrili. Türkiye’de hiçbir yerde olmayan gündoğusu rüzgârı var. Biz Sinoplu olarak estiği zaman ‘yandık, bugün gündoğusu var’ diyoruz. Onu öyle düşünmeyeceksin. Gündoğusunu nasıl satabilirim diye düşüneceksin.
Nasıl satarız? Bodrum’da yerel yarışlar var. Yerel yarışlarda, oradaki tersanelerde yapılan ürünler sezon bitiminde yarışa girerler. Adamlar rüzgâr bekliyor. Rüzgâr yok. Yelkenler şişmiyor. Bugün esmez, yarın esmez, diğer gün esmez. Şimdi gel de güzel Sinop’umda o gündoğusunu satma.
Bu tür gelişmeler Sinop’ta olsa, bugün 5 tane tekne ile girersin yarışa, yarın 10 tekne ile. Bir Valilik olarak, bir Belediye Başkanlığı olarak dersin ki, buna bir ödül koyalım, turizm canlansın.
O zaman ne olacak? İstanbul’dan tekne gelecek. Samsun’dan, Rusya’dan, Romanya’dan tekne gelecek. Turizm böyle gelişir. Yüzmeyi satıyorsan, denizini satıyorsan Mavi Bayrak olacak. Mavi bayrak olmazsa olmaz. Bu tür denizi, rüzgârı, yelkeni satayım dersen büyük bir projeye girmek lazım. Böyle bir proje de maliyet getiriyor. Burada da devlet desteği ve finansörler lazım.”