Sinop şehrinin hakim iki önemli rüzgarı bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi gündoğusu, diğeri de karayel rüzgarıdır. Bunların dışında esen rüzgarlar şehrimizde pek etkili değildirler.

Önce karayel rüzgarıyla ilgili bildiklerimi anlatayım; Bu rüzgar sağlam eser. Bu şehirde yaşayan insanların sağlıkları bakımından karayel rüzgarından fazla etkilendikleri söylenemez.

Bazen bu rüzgar çok estiği zaman eskimiş binalarda, elektrik, telefon direkleri gibi yerlerde hasara neden olabildiğini biliyoruz. Bunun yanında öncelikle ekim, kasım aylarında karayel rüzgarının estiği günlerde tuzlanan palamut balığının lezzetine de diyecek olmaz derdi büyüklerim.

Gelelim Sinop’ta hakim olan Gündoğusu rüzgarına; Bir kere bu rüzgar esmeğe başladığında bütün canlılar pelteleşir. İnsanlarda başta romatizma siyatik olmak üzere, kalp damar hastalıkları meydana çıkıp ağrılar, sızılar, halsizlikler bedeni sarar.

Ben çok iyi biliyorum; Atama ile Sinop’a gelmiş bir çok değerli insan burayı çok sevmelerine rağmen gündoğusu rüzgarından etkilenip, hastalıkları nüksetmesi sonucun da buradan tayinlerini istemek zorunda kalmışlardır.

Sinop’ta bir çok kişi çok iyi bilir. Şehrimizin eski Belediye Başkanı Rahmetli Enver Bahadır kalp krizinden vefat etmişti. Ben şahitim, cünkü bizzat gördüm.

Rahmetli Enver Bahadır vefatından bir gün önce Şehrimizin Aşıklar caddesindeki kavlan ağaçlarının budanmasını izliyordu. Bende oradan geçerken bir iki dakika çalışmalara baktım, fazla duramadım.

Çünkü o gün sert esen Gündoğusu rüzgarı iliklerime kadar işlemişti. Hemen oradan ayrıldım. Ertesi gün Eski Belediye Başkanı Enver Bahadır’ın vefat ettiğini duyunca gerçekten de çok üzülmüştüm. Anladım ki bu rüzgarın gerçekten de şakası yok. Sert estiği günlerde kendimizi koruyalım.

Gelelim Sinop’un dedikodusuna; Bu kötü alışkanlığımız daha önceki yıllarda daha fazla idi. Ancak bu günlerde de bu alışkanlığımızın devam ettiğini söyleyebilirim. Yalnız bu dedikodu huyumuzu ben bütün Sinop’lulara mal etmek istemiyorum.

Özellikle bunu kendisine görev ahdetmiş kişiler var. Bunlar o kadar tehlikeli ki bu kişilerden bir tanesi bile yalan bir haberi 50-100 kişiye ulaştırma becerisine sahiptirler.

Düşünün bu tür kişilerden şehrimizde 15-20 kişi olmuş olsa Sinop’un halini bak ta gör. Esasen Sinop halkı geçmiş tarihimizden bu yana çok modern, çok efendi, kılık kıyafetleri, konuşmaları tam bir İstanbul beyefendileri gibidir.

Yalnız büyüklerimizin bize söylediklerine göre misafirin uzun bir süre kalmasından hoşlanmazmış Sinoplu. Gelen misafire stayişle önce hoş geldiniz der, hal hatır sorar, daha sonrada ne zaman gideceğini öğrenmek istermiş. Bu kadar kusur kadı kızında da var. Bu önemli değil diyorum.