Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programa, Sinop Valisi Mustafa Özarslan’ın eşi Reva Beray Özarslan, İl Emniyet Müdürü Sibel Kılıçoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zeki Yıldırım, Belediye Başkan Yardımcısı Aysun Özsönmez, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Panelde, koruyucu aile modelinin önemi, çocukların aile ortamında büyümesinin psikososyal etkileri ve koruyucu aile olmak isteyen bireylere sağlanan destekler hakkında bilgiler verildi.
Sinop’ta aktif olarak 30 koruyucu ailenin bulunduğu belirtildi. Program kapsamında üç koruyucu aile sahneye çıkarak kendi deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Aileler, yaşadıkları süreçleri ve koruyucu aile olmanın hayatlarına kattığı anlamı içtenlikle anlattı.
Programda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zeki Yıldırım, toplantının hayırlara vesile olmasını dileyerek, 2012 yılına kadar Türkiye genelinde yaklaşık 500 çocuğun koruyucu aile yanında koruma altına alındığını belirtti. 2012 yılından itibaren ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde başlatılan “Gönül Elçileri” projesiyle birlikte koruyucu aile sistemine yeni bir ivme kazandırıldığını söyledi. Yıldırım, bugün itibarıyla Türkiye genelinde koruma altındaki çocuklardan 10 bin 600’ünün koruyucu ailelerin himayesinde hayatlarına devam ettiğini ifade etti.
Çocukların koruma altına alınma nedenlerinin birbirinden farklı durumlar olduğunu belirten Müdür Yıldırım, şunları söyledi:
“Çok çeşitli travmalar neticesinde biz çocuklarımızı koruma altına almak zorunda kalıyoruz. Emniyet müdürümüz aramızda ve kendileri de bu konuya son derece vakıf. Gerçekten çok zorlu konular. Hepimizi idareci olarak, insan olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak gerçekten zorlayan konular. Ama asıl önemli olan şu: Hangi nedenle koruma altına alırsak alalım çocuğu, önemli olan bu çocuğa bir aile kazandırmak. Devlet korumasına alınan çocuklarımızın yaşamış olduğu, barındığı ve bakımının yapıldığı şartları birçoğunuz belki biliyorsunuz. Çünkü gönül elçisisiniz. İnanın fiziki imkanlar bakımından, bakım imkanları bakımından, kendi çocuğumuza evimizde sağlayamayacağımız kadar yüksek imkanlarla bu bakımlar yapılıyor. Ancak bu bakımların hiçbiri, bir annenin, bir babanın ve bir aile değerlerinin yerini tutma ihtimalleri yok.
Sizlerden beklentimiz, ister siz kendiniz, ister akrabanız kim olursa olsun koruyucu aile nedir, koruyucu aile sistemi nedir, koruma altına alınan bir çocuğa ana baba olmak nediri anlatın. Bu vesileyle, davetimize icabet ettiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunuyorum.”
Koruyucu aile Gülşen Gülen ise, yaptığı konuşmada, her çocuğun sevgi dolu bir yuvaya, şefkate ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, "Koruyucu aile olmak sadece bir çocuğun elinden tutmak değildir. Aynı zamanda onun kalbine dokunmak, geleceğine umut olmaktır. Ben bu yola çıkarken, ne kadar çok şey öğretebileceğimi düşünüyordum. Çocuğuma ne kadar katkı sağlayacağımı düşünüyordum. Fakat 1 yıl içerisinde benim öğrendiğim o kadar çok şey oldu ve benim bilmediğim o kadar çok şey varmış ki. Ben bir öğretmen olarak buna çok şaşırdım. Çocuğun hayatına katkı sağlayabilir miyim diye düşünürken, çocuk benim hayatım oldu. Bir çocuğun gözlerinde güveni tekrar inşa edebilmek benim için tarifsiz bir duygu. Evinde, gönlünde bir çocuğa yuva yapmak isteyen herkese çağrı yapmak istiyorum. Bir çocuğun hayatını değiştirebiliriz ve bu mutluluğu sizler de yaşayabilirsiniz. Bu sevginin ben hepinizin kalbinde olduğunu, gönlünüzün kapılarının açık olduğunu biliyorum. Bir çocuğun hayatını değiştirmek dünyayı değiştirmektir. Kızımın güzel anılarının nicelerini sizlerle paylaşmak üzere. Hepinize teşekkür ediyorum.” dedi.
Vali Mustafa Özarslan’ın eşi Reva Beray Özarslan, koruyucu aile olmanın sadece bir çocuğu büyütmek değil, bir toplumu inşa etmek olduğunu söyledi. Özarslan, “Bu yol, sabırla, sevgiyle ve fedakarlıkla büyütülür. İşte bu yüzden koruyucu aile olmak gönül hizmetidir. Ben inanıyorum ki, kadınlar bu hizmetin en doğal unsurudur. Kesinlikle bu işte elini taşın altına koymalıdır.
Ben de fırsat buldukça çocuk evlerimizi geziyorum. Orada gerçekten bakımları çok güzel. Kıyafetleri, yemekleri, çalışanlarımızın ilgileri. Bunu biliyoruz çünkü bir çocuk yalan söyleyemez, inkar edemez. Onu ziyaretlerimizde gözlerinden ve bakışlarından anlıyoruz. Çalışanlarımıza da bu konuda çok teşekkür ediyorum. Ama eksik olan bir şey var. Orada biricik değiller. Bir aileye kavuşmalılar ki orada tek olmalılar. O değeri, çocuk olmanın o sevincini hissetmeliler. Koruyucu aile sistemi de bu yüzden var. Onlar sizden sadece sevgi bekliyor.
Bizlere Sinoplu kadınlar olarak çok iş düşüyor. Bizi yalnız bırakmayın. Elimizden geldiğince koruyucu aile hizmetine kişi yönlendirelim. Bu duygularla, bugün burada olan tüm hanımefendilere geldikleri için teşekkür ediyorum ve desteklerini bekliyorum.” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Koruyucu Aile Birim Sorumlusu Sosyal Çalışmacı Nida Şahin, Türkiye’de Koruyucu Aile Hizmeti Kapsamında Yürütülen Çalışmalar konulu sunum gerçekleştirdi.
Panel, katılımcıların koruyucu ailelere yönelttiği soruların yanıtlanmasıyla sona erdi.
